İsrail “savaşın kuralları”nı ihlal ediyor İsrail “savaşın kuralları”nı ihlal ediyor

İsrail “savaşın kuralları”nı ihlal ediyor

İsrail “savaşın kuralları”nı ihlal ediyor

18/10/2023 14:39

Filistin topraklarına yönelik saldırılarıyla uluslararası kuralları çiğneyen İsrail, savaş suçu işlemeye devam ediyor
BU HABERİ
PAYLAŞ

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı saldırı başlattı.

Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atıldı.

Filistinli silahlı gruplar ise Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirdi.

Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine kadar girdi.

İsrail ordusu da savaş uçaklarıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlattı.

İsrail’in saldırılarında içinde yüzlerce çocuğun da olduğu binlerce kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 15 bin kişi ise yaralandı.

Batı Şeria’da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere karşı saldırıları gerçekleşti.

Son olarak, Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlenen saldırıda yaklaşık 500 kişi hayatını kaybetti.

Gazze’ye fosfor bombası atıldı

Filistinlilere yönelik saldırılarında uluslararası hukuka aykırı davranan İsrail, savaş suçları işlemeye devam ediyor.

İsrail’in hukuksuzlukları uluslararası örgütler tarafından da tespit edildi ve kanıtlandı.

Uluslararası hukuka göre yoğun sivil nüfusun bulunduğu bölgelerde kullanımı yasak olan beyaz fosfor, İsrail tarafından Gazze’de kullanıldı.

Uluslararası Af Örgütü, İsrail ordusunun Gazze’de yoğun nüfuslu sivil bölgelerde kullandığı beyaz fosfora dair kanıtlarını yayımladı.

İsrail, daha önce de beyaz fosfor kullanmıştı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2010’da yayımladığı raporda, İsrail’in, Aralık 2008-Ocak 2009 arasında Gazze Şeridi’nde düzenlediği “Dökme Kurşun Operasyonu”nda da beyaz fosfor içeren mühimmat kullandığını belirtmişti. 

İsrail uluslararası hukuku ve sözleşmeleri çiğniyor

Uluslararası hukuka göre, ülkelerin savaş ilanında ve silahlı çatışmalar sırasında uyması gereken kurallar bulunuyor.

Uluslararası Ceza Mahkemesinin görev alanına giren, Lahey yönetmeliklerinde ve Cenevre Sözleşmeleri’nin I. Protokolünde, “Doğrudan sivil nüfusa, sivil eşyalarına, insani yardıma ya da barış koruyucu misyonların yanı sıra sağlayacağı önceden tahmin edilen somut ve doğrudan doğruya askeri avantaja oranla aşırı bir şekilde sivil hedeflere zarar vereceği ya da sivilleri yaralayacağı ya da rastlantısal olarak can kaybına yol açacağı bilinen saldırılar da dahil olmak üzere sivillere yönelik yasaklanmış saldırılar, Kızılhaç ve Kızılay amblemlerini taşıyan binalara, malzemelere, tıp birimlerine, ulaşım araçlarına ve kişilere karşı saldırılar ve askeri hedef olmayan din, eğitim, sanat, bilim ya da hayır amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi anıtlara ve hastanelere saldırılar” ihlal olarak değerlendiriliyor.

Uluslararası hukukta insan hakları üzerine yapılmış önemli sözleşmelerden olan Cenevre Sözleşmeleri de savaş ve çatışma halinde silahlı güçler tarafından uyulması gereken kuralları belirliyor.

Cinayet, işkence, rehin alma vs. gibi eylemleri yasaklayan bu sözleşmeler, savaşçıların karşı tarafın hasta ve yaralılarını tedavi etmesini de mecbur kılıyor.

İsrail ise birçok ülke tarafından kabul edilen Cenevre Sözleşmeleri’ni geçmişten beri ihlal etmekten çekinmiyor.

Öyle ki 2019 yılında Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, dünyadan, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ve ek protokollerinin uygulamaya konmasını ve İsrail’i Filistin topraklarındaki ihlallerinden dolayı hesaba çekmesini istemişti.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi savaşta sivillerin korunmasına yönelik maddeleri kapsıyor.

Roma Statüsü ihlal ediliyor

İsrail’in eylemleri Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu Roma Statüsü’nü de ihlal ediyor.

Roma Statüsü’ne göre sivillere yönelik kasıtlı saldırılar, askeri açıdan gerekli olmayan durumlarda mülkün tahrip edilmesi, sivilleri yaşamları için vazgeçilmez maddelerden mahrum etmek, yasadışı sürgün gibi eylemler savaş suçu olarak kabul ediliyor.

Gazze’nin kuzeyindeki 1 milyonu aşkın Filistinliden güneye geçmelerini isteyen İsrail’in Roma Statüsü’ne aykırı eylemleri ise yıllardır ve 7 Ekim’den bu yana devam ediyor.

BM İnsan Hakları Özel Raportörü Michael Lynk, 2018 yılında İsrail’in Filistinli göstericileri kasten öldürmesi ve yaralamasının Roma Statüsü’ne göre savaş suçu teşkil ettiğini ifade etmişti.

Dün gerçekleşen hastane saldırısından sonra ise İsrail’in hukuk tanımazlığı, savaş suçu işlemesi bir kez daha tescillendi.

Gazze’deki El-Ehli Baptist Hastanesini bombalaması sonucu yüzlerce sivil hayatını kaybetti.