İnsanlı uzay uçuşları ve uzay yürüyüşü İnsanlı uzay uçuşları ve uzay yürüyüşü

İnsanlı uzay uçuşları ve uzay yürüyüşü

İnsanlı uzay uçuşları ve uzay yürüyüşü

22/02/2023 11:35

ASELSAN mühendisi Orhan Çağdaş Ünver, ASELSAN Dergi için yazdı: “İnsanlı Uzay Uçuşları ve Uzay Yürüyüşü”
BU HABERİ
PAYLAŞ

Yuri Gagarin, 12 Nisan 1961’de Vostok 1 uzay mekiğiyle Dünya yörüngesini turlayarak ilk insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirmiş oldu.

Bu olayla birlikte ABD ve Rusya (eski ismiyle SSCB) arasındaki uzaya uydu gönderme yarışı bir sonraki aşaması olan insanlığın uzaya taşınmasına dönüşerek uzay çağının başlamasının habercisi oldu ve iki ülke arasındaki kıyasıya rekabet de uzaya taşınmış oldu. İlk insanın uzaya gönderilmesinden kısa bir süre sonra, ABD Başkanı John F. Kennedy, 12 Eylül 1962’de yaptığı konuşmada, insanlı uzay yolculuğunun yeni hedefi olarak Ay’ı işaret etti ve on yıl içinde Ay’a insan yollama sözü verdi. ABD bu amaçla önce iki kişilik Gemini uzay mekiğini, ardından üç kişilik Apollo uzay mekiğini üretti.

Astronotlar Frank Borman, James Lovell ve William Anders’ı taşıyan Apollo 8 uzay mekiği, Aralık 1968’de Ay yörüngesini on kez kat etmeyi başardı. Ardından 21 Temmuz 1969’da astronotlar Neil Armstrong, Buzz Aldrin ve Michael Collins’i taşıyan Apollo 11 mekiği Ay yüzeyine iniş yaptı. Neil Armstrong, bu sefer sırasında Ay’a ayak basan ilk insan ve Michael Jackson’dan sonra en ünlü ay yürüyüşünü (moonwalk) yapan kişi oldu.

Rusya da aynı yıllarda Ay’a insan yollamak üzere üç kişilik Soyuz mekiklerini üretmeye başladı fakat mekiği yüzeye indirebilecek güçte roket geliştiremediğinden Ay misyonuna 1974’te son verdi. Bu olay ile birlikte iki ülke arasındaki kıyasıya rekabet yerini yavaş yavaş iş birliğine bıraktı. 1975’te Apollo mekiği ile Rus Soyuz 19 mekiği uzayda birbirine kenetlendi. Bu tarihten 2000’lere kadar iki ülke arasındaki rekabet zaman zaman tekrar kızışsa da tam yirmi yıl sonra uzayda inşa edilmeye başlanacak Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) insanlı uzay uçuşları anlamında ülkeler arasındaki iş birliğinin en yüksek zirvesi haline geldi. Tüm bu süre boyunca bu uçuşları gerçekleştirebilen Avrupa, Japonya, Kanada ve Çin gibi yeni ülke ve birlikler de bu konsorsiyuma katılmaya başladılar ve uzay insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar çok uluslu ve insan popülasyonu barındıran bir yer haline geldi. Başka bir deyişle tıpkı geçmişte bilinmeyen kıtaların, sonrasında okyanusların derinliklerinin evcilleştirilmesi ve insanlaştırılmasında olduğu gibi, uzay da insanların nasıl evcilleştirileceğini ve bir yaşam ortamı oluşturulacağını öğrenmeye başladığı bir yer haline gelmeye başladı.

İnsanlı uzay uçuşları yeni milenyumda tüm hızıyla devam etti ve bu yolculuklara yeni uluslar katıldı. Uzay teknolojileri alanında kısa sürede büyük aşama kaydeden Çin de kendi taykonotu Yang Liwei’yi, 15 Ekim 2003’te Shenzhou 5 mekiğiyle uzayda yirmi bir saat uçurarak hem ülkesinin ilk insanlı uzay yolculuğunu gerçekleştirdi hem de bu yarışta iddialı olduğunu göstermiş oldu.

Ülkemiz de bu yarışta olduğunu göstermek için yakın bir zamanda Türk Astronot Programını başlattı. Uzun uğraşlar sonucu seçilme sürecinin sonuna yaklaşılan ve uzayda Rusların kozmonot, Batı Dünyasının astronot, Çinlilerin taykonotu gibi bu topraklara ait anlamlar içeren kendine has ismiyle Türk Astronotumuz, ilk uzay uçuşunu yakın bir zamanda gerçekleştirecek.

Günümüzde uzay uçuşları, bilim insanlarının ISS’e taşınması ve burada yer çekimsiz ortam deneylerinin sürdürülmesi çerçevesinde devam etmekte. Gelecekte de başka gezegenlerin kolonizasyonunun gerçekleştirilmesi için bu uçuşların önemi giderek artacak.

Uzayda sürekli işler durumda bir insan yapımı istasyonun olması durumuyla son yirmi senedir daha sık duymaya başladığımız bir başka kavram da insanlığın gündelik hayatına girmeye başladı; uzay yürüyüşü.

Aslında uzay yürüyüşü kavramının başlangıcı yarım asır öncesine uzanıyor.

Uzay yürüyüşüne çıkan ilk insan Alexei Leonov elli sekiz yıl önce 18 Mart 1965 tarihinde ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi ve bu yürüyüş yaklaşık olarak on iki dakika sürdü. Uzay yürüyüşü teknik anlamda, adından da anlaşılacağı üzere, uzay aracındaki astronotların bazı görevler için uzay aracının dışına çıkmasına verilen isim. Bu yürüyüşlerde rekor on altı kez uzay yürüyüşüne çıkan Anatoly Solovyev’de. Solovyev’in uzayda araç dışı görev yaparak geçirdiği toplam süre seksen iki saat. Yani Solovyev ömrünün neredeyse üç buçuk gününde uzayda araç dışında bulunmuştur. 11 Mart tarihinde Susan Helms ve Jim Voss’un STS-102 görevi sırasında ISS dışında geçirdikleri süre sekiz saat elli altı dakika olup, tek seferde yapılan en uzun uzay yürüyüşü olmuştur.

Peki astronotlar bir uzay yürüyüşüne nasıl hazırlanırlar ve ne tarz ekipmanlara sahiptirler? Astronotlar uzay yürüyüşüne çıkmadan birkaç saat önce uzay giysileri giyerler. Basınçlandırılmış yani oksijenle doldurulmuş bu giysilerin içinde, astronotlar birkaç saat boyunca saf oksijen solurlar. Bu işlemin amacı vücut içerisindeki tüm azottan kurtulmaktır. Bu işlem yapılmaz ise ve uzay ortamına vücutlarında azot varken çıkarlarsa, omuzlarında, dirseklerinde, bileklerinde ve dizlerinde acı hissetmelerine neden olacak gaz baloncuklarının oluşma ihtimali vardır. Dalgıçların da sık sık korunmaya çalıştığı vurgun yeme kavramına eşdeğer olan bu olaya bükümler (bends) denir.

Vücutlarındaki azottan kurtulan astronotlar, hava kilidi denilen özel bir kapıdan geçerek uzay aracının dışına çıkarlar. Hava kilidi uzay ve uzay aracı arasında iki farklı kapı ile yalıtılmış bir geçit gibidir. Astronotlar hazır olduklarında ekipmanları ile ilk kapıdan geçerler ve arkalarından bu ilk kapı hava geçirmeyecek şekilde sıkıca kapatılır. Sonrasında ikinci kapı açılır ve böylece uzay ortamına çıkarlar.

Astronotların uzay yürüyüşüne çıkarken giydiği uzay giysileri yeterli miktarda hava ve su bulunacak şekilde tasarlanır. EMU (Araç Dışı Hareketlilik Birimi) adı verilen bu giysi, astronotu aşırı sıcak ve soğuktan, zararlı uzay tozundan ve radyasyondan koruyacak şekilde üretilmiştir. Ay’a tekrardan insanlı uçuşların başlatılacağı Artemis projesi için, EMU tasarımını esas alan fakat farklı birçok geliştirme içerecek xEMU (araç dışı keşif hareketliliği birimi) adı verilen yeni bir tasarım üzerinde çalışılmaktadır.

Uzay yürüyüşü boyunca astronotlar bir kordon vasıtası ile istasyona yakın kalırlar. Kullandıkları araç gereçler de aynı zamanda kendi uzay giysilerine bağlıdır. Bir diğer güvenlik önlemi de Safer adı verilen sırt çantaları taşımalarıdır. Küçük jet iticileri içeren bu çantalar, eğer bir astronotun güvenlik kordonu kopacak olursa, uzay aracına iticilerle güvenli dönüş yapmasını sağlar. Bu itici çantalar ile kordonsuz olarak yapılan ilk uzay yürüyüşü Bruce McCandless tarafından yapılmıştır ve McCandless uzay aracından doksan metre uzaklaşarak tekrar geri dönmüştür.

Tıpkı coğrafi keşifler sırasında insanoğlunun bilinmeyen kıta ve denizleri keşfetmesinde olduğu gibi, şimdi de uzayın derinliklerini ve bilinmeyen gezegenleri keşfetmeye başladık. Bunu da geçmişte kendi geliştirdiğimiz gemilerle yaptığımız gibi şimdi de uzay gemilerimizle yapıyoruz. Uzayın sonsuz derinliğinde daha keşfedecek çok şey var.