İlko İlaç, AR-GE ile çift haneli büyüyor İlko İlaç, AR-GE ile çift haneli büyüyor

İlko İlaç, AR-GE ile çift haneli büyüyor

İlko İlaç, AR-GE ile çift haneli büyüyor

07/03/2020 11:19

İLKO İlaç Genel Müdürü Hatice Öncel, İLKO İlaç’ın başarılarını ve hedeflerini anlattı
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 5. sayısında, İLKO İlaç Genel Müdürü ve Selçuklu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Öncel ile İLKO İlaç’ın başarıları ve hedefleri hakkında yapılan bir röportaja yer veriliyor.

Target dergisinin 5. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “İLKO İlaç, AR-GE ile Çift Haneli Büyüyor” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

Geçmiş yıllarda yerli morfin tableti üreten İlko İlaç'ın odağında biyoteknolojik ürünler var. Firma bu alandaki Ar-Ge çalışmalarını Teknopark İstanbul'da bulunan İLKO ARGEM Biyoteknoloji Merkezi'nde gerçekleştiriyor. Biyoteknolojik ürünlerin küresel ölçekte ilaç endüstrisi pazarının yüzde 50’sine sahip olacağına dair beklentiler olduğunu ifade eden İLKO İlaç Genel Müdürü ve Selçuklu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hatice Öncel, “Firma olarak biz de ilk aşamada ağırlıklı olarak kanser ve kansere bağlı hastalıklara yönelik olarak biyoteknolojik ürünler üzerine çalışıyoruz” diyor. 2019 yılını yüzde 50 büyüme ile kapatacaklarını ve 2020’de istihdamı yüzde 5 artıracaklarını söyleyen Hatice Öncel ile, İLKO İlaç’ın yarım asırlık başarılı yolculuğunu ve gelecek hedeflerini konuştuk.

Röportajımıza yarım asrı geride bırakan İlko İlaç’ın başarı hikâyesiyle başlamak isteriz. İlko İlaç, bugün geldiği noktada kendini nasıl konumlandırıyor?

Köklerimiz; Türkiye’nin ikinci nesil eczacılarından merhum Mustafa Öncel’in 1960’lı yıllarda majistral ilaç üretimi ile başlayan eczane eczacılığına ve sonrasında ilaç sektöründeki yatırımlarına dayanıyor. Mustafa Öncel, Türk ilaç sanayinin kurucularından biriyidi. Kendisi özellikle ilaçta yerli ve milli sanayinin var olması zaruretine inanmış ve milli ilaç firmalarının güçlü ve yüksek standartlarda üretim tesislerine sahip olması gerektiğini savunmuştu. İLKO İlaç da bu ilkeler üzerine kuruldu. 50 yılı aşkın birikim ve tecrübenin ışığında; güçlü Ar-Ge yapımız, tüm majör tedavi alanlarını kapsayan ileri teknolojiye dayalı ve katma değerli geniş ürün portföyümüz, biyoteknoloji ve tüketici sağlığı alanındaki faaliyetlerimiz ile global bir ilaç şirketi olma hedefiyle adımlar atan bir şirketiz. Konuyu biraz daha açmam gerekirse kardiyoloji, merkezi sinir sistemi, nadir hastalıklar ve akut ürünler başta olmak üzere bütün majör tedavi alanlarını kapsayan geniş bir ürün portföyümüz var. 2013 yılında biyoteknoloji alanındaki çalışmalarımıza başladık. 2016 yılında ise tüketici sağlığına farklı bir soluk getirmek üzere Wellcare markasını yarattık. Wellcare; Türkiye’deki sağlam altyapısı, bilimsel ve güvenilir portföyü ile doğumdan itibaren yaşam döngüsünün her aşamasında; sağlık problemlerine çözüm sunma ve yaşam kalitesini yükseltme hedefi için çalışıyor. Hedefimiz, ülkemizi küresel rekabette farklı bir konuma taşımak.

Konya’da bulunan üretim tesisinizde bir yılda ne kadar ilaç üretiliyor?

2012 yılında faaliyete başlayan Üretim Tesislerimiz Konya 3. Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alıyor. İLKO İlaç Üretim Tesisleri, bugüne dek Anadolu’ya yapılan en büyük ilaç sanayi yatırımı olma özelliği taşıyor. Yıllık 120 milyon kutuya ulaşma altyapısına göre dizayn ettiğimiz üretim tesislerimiz, 2014 yılında İngiltere Sağlık Bakanlığı İlaç Denetim Kurumu MHRA’dan aldığımız EU GMP (İyi Üretim Uygulamaları) ve ISO13485 belgelerine sahip.

Hacettepe ve Teknopark İstanbul’da Ar-Ge merkezleriniz bulunuyor. Ar-Ge merkezlerinde ne tür ilaçlar veya ürünler geliştiriliyor?

İlaç sektöründe etkin olabilmek için en önemli iki unsura sahip olmanız gerekiyor. Bunlardan biri güçlü Ar-Ge, diğeri ise güçlü üretim imkanı. Biz de bu noktadan hareketle iki Ar-Ge merkezimizi hayata geçirdik. 2009 yılında faaliyetlerine başlayan İLKO ARGEM Ar-Ge Merkezimiz Ankara Hacettepe Üniversitesi Teknokent’te faaliyet gösteriyor. Ülkemizde Ar-Ge konusunda üniversite - sanayi iş birliği içinde alt yapı oluşturularak, Teknokent bünyesinde bu ölçekte yapılan öncü ve örnek bir Ar- Ge yatırımı olma özelliği taşıyan İLKO ARGEM, 2 bin 600 metrekare kapalı alana sahip. İLKO ARGEM’de mevcut geliştirilen ürünlerin yanı sıra ileri teknolojiye dayalı ve katma değerli ürünlerin geliştirilmesi için de çalışmalarımıza devam ediyoruz.

Türkiye’nin ilk biyoteknolojik ilaç Ar-Ge merkezi olan İLKO ARGEM Biyoteknoloji Merkezimizin kuruluşunu ise 2015 yılında gerçekleştirdik. Biyoteknolojik ürünlerle ilgili Ar-Ge çalışmalarımızı Teknopark İstanbul'da bulunan bu merkezimizde sürdürüyoruz. Biyoteknoloji alanında Ar-Ge çalışmalarını çok önemsiyor ve çalışmalarımızı ağırlıklı olarak bu noktaya odaklıyoruz.

Son bir kaç yıldır biyoteknolojik ilaçlar gündeme daha sık gelmeye başladı. Sizin de 2013 yılında biyoteknoloji yatırımınız olmuştu. O alandaki çalışmalar nasıl gidiyor, meyvelerini toplamaya başladınız mı?

Yakın bir gelecekte biyoteknolojik ürünlerin küresel ölçekte ilaç endüstrisi pazarının yüzde 50’sine sahip olması bekleniyor. Büyük yatırım ve bilgi birikimi gerektiren, biyolojik sistemler kullanılarak üretilen biyoteknolojik ilaçlar; kimyasal yöntemlerle yapılan ilaçların tedavi edemediği birçok hastalık için de yeni ufuklar açıyor. Hem yurt içi hem de uluslararası ilaç pazarında rekabet gücüne sahip bir şirket olabilmek için biyoteknoloji alanındaki gelişmelere ve teknolojilere mutlaka uyum sağlamamız gerekiyor.

İlko İlaç olarak bu noktadan hareketle 2013 yılı Aralık ayında, Güney Koreli biyoteknoloji firması Genexine ile bir ortaklık anlaşması imzaladık. Bu anlaşma çerçevesinde, Türkiye'nin ilk biyoteknolojik ilaç araştırma - geliştirme, üretim ve uluslararası pazarlama yatırımı olma özelliğini taşıyan İLKOGEN firmasını kurduk.

Biyoteknolojik ürünlerle ilgili Ar-Ge çalışmalarımızı az önce de belirttiğim gibi Teknopark İstsnbul'da bulunan merkezimizde sürdürüyoruz. İlk aşamada ağırlıklı olarak kanser ve kansere bağlı hastalıklara yönelik olarak biyoteknolojik ürünler üzerine çalışıyoruz. Halen biyoüstün, nanobiyoüstün, biyobenzer ve yeni nesil biyoteknolojik ürünler üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bu faaliyetlerimize ek olarak Hacettepe Üniversitesi ile nanobiyoteknoloji esaslı ürün geliştirme projemiz devam ediyor. Norveç, İspanya, İtalya ve yine Hacettepe Üniversitesi ile ortak Euronanomed projesinin çalışmalarını yürütüyoruz.

Sabancı Üniversitesi ile de kanser tedavisinde kullanılmak üzere yerli biyobenzer ilaç geliştirmek üzere iş birliği yaptık. SİMAB isimli bu projemizin sonunda üretilecek ürün; Türkiye’de görülme sıklığı fazla olan kolon, akciğer, yumurtalık, rahim ağzı ve böbrek kanserlerinde kullanılabilecek ve hedefe yönelik etkin tedavi sağlayacak. Her üç projemiz de TÜBİTAK tarafından destekleniyor. Yoğun Ar-Ge faaliyetlerimizin ilk neticesi olan GX-G3 isimli biyoüstün ürünümüzün Avrupa’da 13 klinik merkezde yapılan Faz II çalışmalarını başarıyla tamamladık. Klinik çalışmalarımızı ulusal ve uluslararası regülasyonların belirlediği kıstaslarla yürüttük.

Geçtiğimiz yıllarda yerli morfine imza atmıştınız. Bunun gibi Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtaran yeni ürünleriniz var mı veya olacak mı?

T.C. Sağlık Bakanlığı’nın Pallia-Turk projesi kapsamında, Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile 2013 yılı Mayıs ayında başlayan iş birliğimiz çerçevesinde projeye ait tüm çalışmaları, İLKO ARGEM ve İLKO İlaç bünyesinde hayata geçirdik ve yerli morfin tableti ürettik. Bu sayede hastalar morfin tablete hızlı ve düşük maliyetle ulaşabiliyor, ayrıca yurt dışına bağımlılığımızı da azalttık. Morfia ile; TÜBİTAK, TTGV ve TÜSİAD tarafından ortaklaşa gerçekleştirilen 2016 Teknoloji Ödülleri Yarışması'nda Büyük Firma - Ürün Kategori’sinde Büyük Ödül’ün sahibi olduk. Yine aynı yıl Altın Havan Ödülleri’nde Morfia ile ‘Yılın Ar-Ge Ödülü’nü aldık.

GX-G3, 7 MİLYAR DOLARLIK PAZARA HİTAP EDİYOR

Faz II klinik çalışmasını başarıyla tamamladığımız GX-G3 ürünümüz, süreçlerin tamamlanmasıyla birlikte Türk bilim insanlarının katkılarıyla geliştirilen, üretimi Türkiye’de gerçekleşecek olan ilk original biyoüstün ilaç olarak tedavideki yerini alacak. Ülkemizde kemoterapiye bağlı nötropeni tedavisi gören hastaların, daha düşük maliyetle daha uzun süre etki gösteren üçüncü jenerasyon bir G-CSF ürününe erişimi mümkün hale gelecek. Şu anda bu ürünümüz özelinde global iş birliklerine hazırlanıyoruz. GX-G3, 7 milyar dolarlık pazara hitap eden bir ürün olacak.

Üretiminizin ne kadarı ihraç ediliyor ve hangi pazarlarda varsınız?

Yurt içinde olduğu gibi yurt dışı coğrafyalarda da yaygın olarak yer almak üzere yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bu çerçevede 40’a yakın ülkede ürün ruhsatlandırma ve ihracat faaliyetlerimiz mevcut. Satışlarımızın yüzde 20’ye yakın bölümünü ihracat oluşturuyor.

“2020’DE YÜZDE 5’İN ÜZERİNDE İSTİHDAM ARTIŞI HEDEFLİYORUZ”

Küresel ekonomi açısından zor bir yıl olan 2019, sizin için nasıl geçti, 2020 için öngörünüz nedir?

2018 yılında yaşanan derin ekonomik kriz sonrası 2019’un toparlanma yılı olduğunu ancak krizin etkilerinin halen devam ettiğini söyleyebilirim. Tüm olumsuzluklara rağmen bu yılı İLKO İlaç olarak yüzde 50,5 gibi anlamlı bir büyüme ile kapatmayı hedefliyoruz. İhracata ağırlık verdik, portföyümüzü ileri teknolojiye dayalı ürünler ile büyüttük ve iki önemli jenerik ürünü tıbbın hizmetine sunduk.

2020’nin makro ekonomik seviyede daha dengeli bir yıl olacağını öngörüyorum. İLKO olarak 2020’de de yeni ürünlerimizi tedaviye sunmaya devam edeceğiz. Bazı çok uluslu firmalar ile iş birlikleri hayata geçirecek ve yurt dışı pazarlardaki faaliyetlerimizi artırarak sürdüreceğiz. Diğer yandan ekipman yatırımlarımız olacak. Tam bunların ışığında 2020’de yüzde 5’in üzerinde bir istihdam artışı hedefliyoruz. Bugün şirket bünyesinde 600’ün üstünde çalışanımız bulunuyor.

“İLAÇ SEKTÖRÜ İÇİN KADIN ÇALIŞANLARI AVANTAJLI GÖRÜYORUM”

Kadın istihdamının en yüksek olduğu ilk üç sektörden biri ilaç ve sağlık. Büyüyen Ar-Ge sektörünü, kadınlar için bir avantaj olarak görebilir miyiz? Bir kadın yönetici olarak bunun nedenini neler olarak görüyorsunuz? Sizin şirkette dağılım nasıl?

İlaç sektörü, eğitim seviyesi yüksek, nitelikli çalışanların yer aldığı bir sektör. Daha detaylı ve titiz çalışma gerektiren, kalite odaklı bir yapısı var. Ayrıca belli kurallara sahip. Bu yönleriyle sektörümüz kadın çalışanlara oldukça uygun. Sadece Ar-Ge değil, ilaç sektörü için de kadın çalışanları avantajlı görüyorum. Kadınlarımızın çalışma hayatına daha çok katılmasıyla paralel sektörümüzdeki sayının her geçen gün artacağına inanıyorum. Keza bu durumun tüm sektörler için de geçerli olmasını temenni ediyorum. Üretim tesislerimizdeki ekibimizin yüzde 78’i erkek, yüzde 22’si kadın. Ar-Ge merkezlerimizde ise yüzde 73 oranında kadın çalışanımız var. Merkez, Üretim, Ar-Ge ve saha ekiplerimiz dahil tüm çalışanlarımızda ise yüzde 67 erkek, yüzde 33 kadın dağılımına sahibiz.