İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi

İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi

İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi

18/08/2019 10:34

İnsansız hava araçlarının ortaya çıkması ve kullanımının artmasıyla ülkeler için bu sistemler savunma sanayinde önemli bir kuvvet çarpanı olarak ortaya çıkıyor.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Sakarya Üniversitesi, S.B.E, Mali Hukuk Yüksek Lisans Öğrencisi Görkem Bakır'ın Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi'nde yayınlanan İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi” başlıklı makalesi.

İHA'ların savunma sanayii harcamasında yeri ve önemi

İnsansız hava araçlarının ortaya çıkması ve kullanımının artmasıyla ülkeler için bu sistemler savunma sanayinde önemli bir kuvvet çarpanı olarak ortaya çıkmıştır. Bu teknolojiyi üreten ülkeler uzay ve havacılık endüstrisinde geleceğin yeni nesil havacılık anlayışı olarak görülen paydan kendileri için en büyük oranı alacaklardır. Aynı zamanda bu alanda gerçekleştirilecek olan üretim ortaya konulan teknolojinin kompleks bir yapıya sahip olmasından dolayı ülkenin geniş bir yelpazede teknolojik kazanım sağlamasına yol açacaktır. Bu çalışmada Ülkemizin bu önemli teknolojiyi ithal eden konumdan nasıl ihracat başarısına dönüştürdüğünün analizi yapılmıştır. Ülkemiz savunma sanayinde önemli bir ithalat kalemi silinmiş bunun yerine yerli ve milli imkanlarla yapılan Bayraktar TB2, ANKA ve KARAYEL İnsansız Hava Araç Sistemleri kullanıma sunulmuştur.

Dünya tarihinde İnsansız Hava Araçlarının (İHA) ilk olarak 1849 yılında Avusturya tarafından, İtalya‟nın Venedik şehrine pilotsuz balonlarla yaptığı hava saldırısıyla kullanılmaya başladığını kabul edebiliriz. Bu tarihten sonra ilk insansız uçak 1916 yılında tasarlanmış ve ilk uçuşunu 1918 yılında gerçekleşmiştir. İHA‟ların kullanımı 2‟nci Dünya Savaşı, Bosna-Hersek, Kosova, Afganistan, Irak, Suriye çatışma alanlarında gelişerek devam etmiştir. Bugün gelinen noktada birçok havacılık otoritesi tarafından Joint Strike Fighter (JSF) kapsamında üretilmekte olan F-35 savaş uçağının son insanlı savaş uçağı olacağı (Staff, 2009; dan aktaran Karaağaç, 2016) ve 6‟ncı nesil savaş uçaklarıyla birlikte pilotun artık uçak kokpitinde olmayacağı ifade edilmektedir. (Harrington, 2007; dan aktaran Karaağaç, 2016)

İnsansız hava araçlarının icrai faaliyetten ziyade ilk olarak kullanımda bulunmasının temel sebeplerinden biri olarak görülen istihbarat faaliyetleri günümüzde değişkenlik göstererek anlık istihbarat sağlama göreviyle birlikte icra etme kabiliyeti ve operasyonel görevleri de üstlenme niteliği kazanmıştır. Bu görevle birlikte yeni nesil askeri havacılık anlayışında temel değişiklikler hissedilerek uçak kokpitinin pilotsuz bir şekilde idare edilebileceği anlayışını ortaya çıkarmıştır. Havacılık endüstrisi ülkelerin teknoloji elde etmedeki gelişmişlik seviyelerinin bir aynası olarak görülmektedir. Bu endüstrinin kapsam itibariyle çok kompleks bir şekilde bir çok bilimi içerisinde barındırması ülkedeki teknolojik kazanımı sadece bir sektörde değil bir çok alanda etkisi altına alarak kademe kademe gelişim sağlamaktadır. Bu gelişimin içerisinde günümüzün üzerinde çokça durulan bir konusu olarak görülen yapay zekada vardır.

Yapay zeka insansız hava uçakları için ayrı bir önem taşımaktadır. İnsansız hava uçaklarının pilotun yerden idame ettirmesiyle faaliyetlerini gerçekleştirmesinin yanı sıra ulaşılması gereken noktanın operasyonel icrai faaliyete sahip jet uçaklarının insansız olarak kullanılırken yapay zekanın bir pilotun anlık duygularıyla karar verip harekete geçebileceği forma ulaşacak seviyeye gelmesi olmuştur.

Bu seviyeye gelmek için ise ülkenin günümüz koşullarında maksimum katma değerli mühendislik projeleri geliştirebilmesiyle gerçekleşecektir. F-16 uçaklarının yerini alması planlanan Milli Muharip Uçağı projesi ülkemizin teknolojik kazanımı ve insan kaynağının bilgi birikimine katma değer katması açısından son derece faydalı olacağı görülmektedir.

Yazının tamamına akademi bölümümüzden ulaşabilirsiniz: AKADEMİ