Yunanistan Değerlendirmesi Yunanistan Değerlendirmesi

Yunanistan Değerlendirmesi

Yunanistan Değerlendirmesi

20/12/2021 16:46

Dr. Başar Baysal, C4 Defence Dergisi için yazdı: “Yunanistan Değerlendirmesi”
BU HABERİ
PAYLAŞ

C4 Defence Dergisi’nin Aralık 2021 sayısında Dr. Başar Baysal’ın “Yunanistan Değerlendirmesi” başlıklı makalesine yer veriliyor

YUNANİSTAN DEĞERLENDİRMESİ

Yunanistan’ın resmi adı Helen Cumhuriyeti’dir. Ülke kendisini Helen medeniyetinin temsilcisi olarak görmektedir. Yunanistan 1821 yılında başlayan Yunan Bağımsızlık Savaşı’nın kazanılmasıyla kurulmuştur. Kazanılan zaferin sonrasında krallık ile yönetilen ülke, üçüncü ve şu anki Cumhuriyetin ilan edildiği 1974 yılına kadar kimi zaman monarşiyle kimi zaman cumhuriyetle yönetilmiştir. Ülkedeki rejim değişikliklerinde, girilen savaşların ve Avrupalı devletlerin etkisi büyüktür. Yunanistan, resmi ismiyle Helen Cumhuriyeti, parlamenter sistem ile yönetilmektedir. Ülkenin devlet başkanı meclis tarafından seçilen cumhurbaşkanıdır. Yunanistan’ın Akdeniz, İyon Denizi ve Ege Denizi’ne toplam 13.670 km kıyı hattı vardır. Yunanistan’da denizcilik kültürü hâkimdir. Ülkenin kara komşularıysa Türkiye, Bulgaristan, Makedonya ve Arnavutluk’tur.

Yunanistan coğrafyasının rakımı yüksek değildir ve çok uzun sahil şeritleri vardır. Ülkenin en yüksek dağı olan Olympos’un yüksekliği 2.917 metredir. Aynı zamanda çok sayıda adaya sahip olan Yunanistan’ın coğrafyası, yapılacak deniz çıkarma harekâtlarına karşı açıktır. Ülkenin başkenti ve büyük şehirleri genellikle ülkenin güneyindeki ve doğusundaki ovalarda yer alır. Denizden yapılacak bir harekâtta çok sayıda personele sahip olan ordunun Yunanistan’ın büyük şehirlerine hızla ulaşması olasıdır. Yunanistan’ın, yüz ölçümü olarak çok büyük bir ülke olmaması sebebiyle savunma derinliği kısıtlıdır. Ana karadan uzak pek çok adasının olması da savaş zamanında Yunanistan’ın adaları savunmasını güçleştirmektedir. Batı Trakya üzerinden gelecek bir saldırıya karşı Yunan savunmasının Mesta nehrine kadar tutunabileceği bir doğal unsur bulunmamaktadır. Coğrafya doğu-batı hattında savunma bakımından dezavantajlıdır. Kuzey güney hattından gelebilecek saldırılara karşıysa göreceli olarak savunma derinliği daha fazladır.

Yunanistan, 10,5 milyona yakın nüfusuyla 2021 yılı itibariyle Avrupa’nın en kalabalık 13. ülkesidir. Ülkedeki kadın-erkek nüfusu dengelidir. Ülkenin en kalabalık yaş grubu 25-64 yaş arası yetişkinlerdir. Ülkenin nüfusu 2006 yılından itibaren düzenli olarak azalmaktadır. Düşük doğum oranları ve ekonomik kriz sonrası verilen göçler nüfus azalmasında hatırı sayılır bir etkiye sahiptir. Ülke nüfusunun büyük çoğunluğu başkent ve en büyük şehir olan Atina ile ikinci büyük şehir Selanik bölgelerinde toplanmıştır. Ülkede 2000’den fazla kayalık ve ada vardır. Adaların yaklaşık 170 adedi iskân edilmiştir. Yunanistan’ın en büyük adası yaklaşık 630.000 nüfusa sahip olan Girit adasıdır.

Avrupa’nın en uzun sahil şeridine sahip olan Yunanistan ekonomisinin yaklaşık % 9’u turizm kaynaklı mal ve hizmetlerden oluşmaktadır. Ülke, yüksek hükûmet harcamaları yüzünden çekilen krediler ve sürekli azalan nüfusuyla ekonomik potansiyel yaratamaması sebebiyle yüksek miktarda borca sahiptir. 2008’deki küresel ekonomik krizle beraber bu borçları ödeyemez duruma gelen Yunanistan, ekonomik bir krize sürüklenmiştir. Yunanistan’ın Eurozone’da olması para politikasında esnek davranamamasına ve bundan dolayı da krizle mücadelede maaşları düşürmek gibi radikal önlemler almasına sebebiyet vermiştir. Krizde yaşanan bu olumsuzluklardan dolayı, ülkedeki yetişmiş insan kaynağından ekonomisi daha büyük ve gelişmiş ülkelere göç edenler olmuştur. Bu durumun verdiği ekonomik hasar ülkenin 2008 krizi öncesindeki alım gücü seviyesine çıkamamasına yol açmaktadır. Alım gücü endeksine göre kişi başına düşen milli gelir ise doğum hızındaki düşüklük ve verilen göçlerden kaynaklı olarak nüfusun azalmasından dolayı kriz öncesi seviyeye yükselmiştir. Yunanistan’ın temel ihraç kalemi rafine petrol ve buna bağlı ürünlerle madenlerden çıkarılan cevherlerdir. Bunları tarım ürünleri takip etmektedir. Yunanistan’ın ithalatının çoğunluğunu ise ham petrol, doğal gaz gibi petrole dayalı ürünlerle katma değeri yüksek teknolojik ürünler takip etmektedir. Bu nedenle ülkenin ithalatı ihracatından fazladır ve ülke cari açık vermektedir. Ülkenin hem ihracat hem ithalatında en büyük partneri Avrupa ülkeleridir.

Daha önce de yazdığımız gibi kendini Helen medeniyetinin devamı olarak gören Yunanistan’ın bölgedeki aksiyonları da bu kapsamda gerçekleşmektedir. Yunanistan stratejik olarak Ege ve Doğu Akdeniz’in hâkimi olmayı istemektedir. Bu strateji, ticaret rotalarına hâkim olmaktan, bölgedeki enerji kaynaklarını kullanmaya, bölge turizminden maksimum gelir elde etmeye kadar toplumsal, ekonomik, askeri pek çok alanı kapsamaktadır. Bu bağlamda Yunanistan, Ege’deki ülke karasularının 12 mile çıkarılması konusundan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin münhasır ekonomik bölgesinin korunmasına ve kullanımına kadar pek çok konuda faal siyaset yürütmektedir.

Yunanistan amaçlarını gerçekleştirmek için bölgedeki hâkimiyetini arttıracak eylemlerde bulunmaktadır. Bunlardan biri Yunanistan ile Türkiye arasında Lozan ve sonraki anlaşmalarda mülkiyetin kime ait olduğu belirtilmemiş EGEAYDAK (Egemenliği Anlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar) üzerinde hak iddia edip Ege denizindeki hemen hemen tüm kara parçalarının egemenliğini almaktır. Yunanistan bu amacını başarıyla uygulayabilirse Çanakkale ve İstanbul Boğazlarındaki tüm gemi trafiğini, dolayısıyla Karadeniz’deki tüm deniz ticaretini kontrol eder bir konuma geçebilecektir. Yunanistan yine bu tezini destekleyici şekilde ada ve kayalıkların kara sularını şu an Ege Denizi’nde yürürlükte olan 6 milden 12 mile çekmek istemektedir. Bu duruma ise Türkiye’nin itirazı, Ege Denizi’nde diğer denizlerdeki gibi uygulama yapılamayacağı, Ege Denizi’nin özel bir statüsü olduğu yönündedir. Bu durum Türkiye ve Yunanistan arasında geçmişte büyük sorunların çıkmasına sebep olmuştur ve iki ülke halen bir anlaşmaya varabilmiş değildir. Bunlara ek olarak Yunanistan açık denizlerdeki ve okyanuslardaki adalarda olduğu gibi Ege Denizi’ndeki iskân edilmiş adaların, ana kara gibi Münhasır Ekonomik Bölgeye sahip olmasını savunmaktadır. Ancak Ege Denizi’nde Türkiye ana karasının MEB sahası Yunanistan’ın irili ufaklı pek çok adasını kapsamaktadır. Bu durum nedeniyle son yıllarda Yunanistan ve Türkiye arasındaki anlaşmazlık büyümektedir. İki devletin denizler üzerindeki anlaşmazlığı Kıbrıs üzerinde de devam etmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımayan Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Kıbrıs adasının MEB sahasının çok önemli bir kısmının Rum yönetiminde olduğuna dair hak iddia etmektedir. Bu durum KKTC ve Türkiye tarafından kabul edilmemektedir.

Yunanistan’ın askeri hedefleri, bölgede güçlü devlet pozisyonunda olmamasından dolayı Kıbrıs-Yunanistan hattında çıkarlarını korumak ve bu hattaki savunmasını güçlendirmek üzerine kuruludur.

1960’lara kadar ana tehdit algısı komünizm tehlikesi olarak gelişen Yunanistan, o yıllardan itibaren ortaya çıkan Kıbrıs meselesi yüzünden askeri doktrinini ve tehdit algısını Türkiye etrafında şekillendirmiştir. Yunanistan ve Türkiye arasında geçmiş yüzyıllardan itibaren denizlerde ve karada süregelen rekabet kendini kimi zaman silahlı mücadele kimi zaman da politik mücadele olarak göstermiştir. Türk Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki barış sürecinde normalleşen diplomatik ilişkiler, 1950’li yılların sonundan itibaren tekrardan gerilmeye başlamıştır. 1963 yılında Kıbrıs Türklerinin katliamlarına uzanan olaylar sonucunda Türkiye Kıbrıs’a ve Yunanistan tarafına karşı tavır almıştır. 1974’te Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı’nı icra etmesi, ülkeleri karşı karşıya getirmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinden itibaren Türk-Yunan ilişkileri dost iki devletten, birbirine tehdit olarak bakan iki devlete dönüşmüştür.

Yunanistan için öncelikli tehdit, Türkiye’nin Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki faaliyetleridir. Bundan dolayı Yunanistan savunma doktrinini Türkiye’ye karşı planlamaktadır. 2008-2009 mali krizinden sonra toparlanmakta güçlük çeken Yunanistan ekonomisinin temel ihracatı, belirttiğimiz gibi rafine petroldür. Ege ve Akdeniz’deki doğal gaz ve petrol yataklarına ekonomik bir kurtarıcı olarak bakan Yunanistan, Türkiye’nin buralarda hak iddia etmesini bir tehdit olarak görmektedir. Bununla beraber Kıbrıs üzerinde de gergin olan ilişkiler, Türkiye ile Yunanistan’ı geçmişte de olduğu gibi karşı karşıya getirebilmektedir. Bu sebepten Yunanistan için en önemli tehdit, Türkiye’nin Kıbrıs, Ege adaları ya da Yunanistan ana karası üzerine yapabileceği bir askerî harekâttır.

Yunanistan, dış tehdit olarak algıladığı Türkiye’ye karşı doğal müttefiki GKRY ile beraber, oldukça aktif bir dış politika izlemektedir. Sözde Ermeni Soykırımını tanıyan ilk ülkelerden biridir. Aynı zamanda belli söylemlerle Avrupa Birliği Ülkeleri ve ABD’yi ikna ederek ve Türkiye’yi yalnızlaştırma gayretleri içerisindedir. Yunanistan’ın dış bir işgale karşı Fransa ile savunma anlaşması mevcuttur. İki ülke hem silah sistemleri tedariki bakımından hem de askeri tatbikatlar bakımından yakın ilişkilere sahiptir. Bunun haricinde Amerika Birleşik Devletleri ile de müttefiklik ilişkisine sahip olan Yunanistan’da ABD’nin beş adet askeri üssü bulunmaktadır. Ortak tatbikatlarda sıkça kullanılan bu üslerin bir tanesi donanma üssüdür. Bu üsler haricinde ülkenin ikinci büyük şehri olan Selanik’te, NATO’nun Müşterek Harekât Kolordusu bulunmaktadır. Soğuk Savaş zamanında kurulan bu birlik, Balkanlar’da yaşanan karışıklıklarda da aktif bir şekilde kullanılmıştır. Ülke, NATO üyesi olmayan GKRY ve Mısır’la da Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarına ilişkin MEB anlaşması imzalamıştır. Son dönemde üç ülke ortak askeri tatbikatlar da yürütmektedir.

Yunanistan’ın, hedeflerini gerçekleştirmek ve tehdit olarak algıladığı unsurlarla mücadele konusunda silahlı kuvvetlerine bel bağlamanın yanında hem Avrupa devletleriyle hem de ABD ile askeri ittifak ve ekonomik iş birliğine dayanan müttefiklik ilişkileri bulunmaktadır.

Yunanistan'ın askeri doktrini de müttefikleriyle beraber savunma yapmaya dayanmaktadır. Ülke hem NATO hem de AB üyesidir. NATO içerisinde özellikle ABD ve Fransa ile ikili savunma anlaşmaları bulunmaktadır. Bu anlaşmalar kapsamında iki ülkeyle de ortak askeri faaliyetleri yoğundur. Yunanistan’ın savunma tedarikinin büyük çoğunluğu Avrupa Birliği’nin büyük ülkeleri olan Almanya ve Fransa ile Avrupalı olmayan en büyük müttefiki ABD üzerinden gerçekleşmektedir. Yunanistan, Eurozone’da yer alan bir ülke olması sebebiyle de AB’ye finansal açıdan bağımlılık göstermektedir. Mali krizi aşmak için en büyük desteği, Eurozone ülkelerinin fonlarından görmüştür.

Yunanistan’daki tek askeri kuvvet Yunanistan Silahlı Kuvvetleridir (Hellenic Armed Forces). Bu kuvvet gelebilecek saldırılara karşı ülkenin denizlerdeki egemenliğini korumayı ve toprak bütünlüğünü sağlamayı amaçlar. Silahlı Kuvvetler kendi içerisinde dörde ayrılır. Bunlar Kurmay Harekât Birliği, Yunanistan Deniz Kuvvetleri, Yunanistan Hava Kuvvetleri ve Yunanistan Kara Kuvvetleridir. Kurmay Harekât Birliği, Silahlı Kuvvetlerin tüm unsurlarını komuta eder. Bunlar haricinde kara kuvvetlerinin içinde Ege adalarını korumak amacıyla kurulmuş ASDEN birimi de bulunmaktadır.

Yunanistan Silahlı Kuvvetleri (Armed Forces of Hellenic Republic) ülke nüfusuna ve ekonomik hacmine kıyasla büyük bir ordudur. Ülke, dünyanın en yüksek nüfuslu 87. ülkesi olmasına rağmen, ordudaki personel sayısı bakımından 150.000 personel ile NATO’nun en büyük 7. ordusuna sahiptir. Ülkede 19 ila 45 yaş arasındaki erkekler için dokuz ay zorunlu askerlik vardır. Kadınlar içinse zorunluluk yoktur ancak istedikleri takdirde meslek olarak orduda görev yapabilmektedirler. 150.000 personelin yaklaşık 34.000’i hava kuvvetlerinde, yaklaşık 30.000’i ise deniz kuvvetlerinde görev yapmaktadır. Kalan personel ise kara kuvvetlerindedir.

Yunanistan Ege ve Akdeniz’de Türkiye ile çıkabilecek sorunlara karşı hava kuvvetleri ve donanmasını aktif tutmaktadır. Hava kuvvetleri ve donanma, personelin eğitimleri ve görev tatbiki yapmaları için müttefik ülkelerin düzenlediği pek çok tatbikata katılmaktadır. Yunan pilotlar NATO içindeki en yüksek uçuş saatine sahip pilotlar arasındadır ancak personel maaşlarının yetersiz bulunması pek çok tecrübeli pilotun özel sektöre geçmesini teşvik eden bir faktördür.

Yunanistan ordusunun envanteri bizlere her ne kadar ülkenin hem ABD hem Avrupa ülkelerine olan yakınlığını gösterse de bir miktar Rusya’dan tedarik edilen araç olduğu da görülmektedir.

Ülkenin zırhlı birliklerinin belkemiğini Almanya’dan tedarik edilen Leopard 2A6 HEL ve Leopard 2A4 ana muharebe tankları oluşturmaktadır. Olası bir savunma ya da taarruz durumunda bu tankların düşman zırhlılarını göğüslemesi beklenmektedir. Yunanistan envanterinde bulunan bir jenerasyon eski Almanya’dan tedarik edilen Leopard 1 ve ABD’den tedarik edilen M48 Patton tanklarının temel görevinin olası bir harp durumunda Leopard 2’lere destek sağlamak olacağı değerlendirilmektedir. Bunun yanında bu tanklar gerektiğinde piyade birliklerine de destek sağlayabilecek yapıdadır. Ülke envanterinde bulunan tek zırhlı muharebe aracı Rusya’dan tedarik edilen BMP-1’lerdir. Ana silahı 73 mm düşük basınçlı yivsiz top olan BMP-1’ler daha çok piyade desteğine uygun tasarlanmış araçlardır ancak gerektiğinde çukur imlalı roket itkili bomba mühimmatı sayesinde hafif zırhlı araçlara da angaje olabilmektedir.

Yunanistan envanterinde bulunan M109 ve PzH 2000 kundağı motorlu obüsler de yine ana muharebe tankları gibi ABD ve Almanya’dan tedarik edilmiştir. 155 mm namluya sahip bu sistemler Yunan topçu birliklerinin temelini oluşturmaktadır. Ülke bu obüslerin yanında ABD’den tedarik edilen M270 MLRS ve Çek Cumhuriyeti’nden tedarik edilen RM-70 topçu roketlerine sahiptir.

Yunanistan kısa menzilli hava savunması için HMMWV üzerine FIM-92 Stinger entegre edilmesi ile meydana gelen ASRAD-HELLAS ve Rusya’dan tedarik edilen 9K33 OSA ve 9K330 Tor sistemlerine bel bağlamaktadır. Bu sistemlerden özellikle Tor üstün yeteneklere sahiptir. 9K330 Tor alçak uçan hava araçlarının yanında havadan satha ve satıhtan satha mühimmatlara da angaje olabilmektedir. Bu sistemlerin yanında ülke Artemis 30, Rh 202 ve ZU-23-2 gibi çeşitli namlulu hava savunma sistemlerini kullanmaktadır. Ülke orta ve uzun menzilli hava savunmada ise ABD’den tedarik edilen MIM-104 Patriot PAC2 füzelerini, yine ABD’den tedarik edilen RIM-7 Sea Sparrow füzelerini ve Kıbrıs krizi sırasında Güney Kıbrıs’tan alınan S-300 füzelerini kullanmaktadır. S-300 füzeleri günümüzde pek çok ülke tarafından kullanılan S-400 füzelerinin temellerini atan sistemdir ve entegre hava savunma sistemi kabiliyetine sahiptir. Bu S-300’ün bölgede bulunan diğer dost radar üniteleri ile iş birliği içinde çalışabildiği anlamına gelmektedir fakat Yunan envanterinde bolca bulunan batı ülkelerinden tedarik edilmiş radarlar ile sistemin birlikte çalışıp çalışmadığı bilinmemektedir.

Yunan Donanması Almanya’dan tedarik edilen Tip 209/1100, Tip 209/1200 ve Tip 214 denizaltılara sahiptir. Düşman gemilerini avlamak için tasarlanan bu sessiz avcılardan ülkede toplam 11 adet mevcuttur. Yunanistan Hollanda’dan tedarik edilen Kortanaer fırkateyninin günümüzde tek kullanıcısıdır. Bunun yanında Yunanistan Almanya’dan tedarik edilen dört adet MEKO 200 fırkateynine sahiptir. Bu fırkateynler her ne kadar yüzey savunma harbi sağlayacak yapıda tasarlanmış olsa da entegre edilen RIM-7 Sea Sparrow füzeleri sayesinde kısıtlı düzeyde hava savunması yapabilmektedir. Ülke envanterinde bulunan ve Fransa’dan tedarik edilen Combattante II ve Combattante III güdümlü mermili hücumbotlar yine Fransa’dan tedarik edilen Exocet gemisavar füzeleri ile donatılmıştır. Combattante III ayrıca iki adet 533 mm torpido taşıyabilmektedir. Ana görevi Yunan karasularını hasım yüzey unsurlarına karşı korumak olan bu botlar yüksek hıza ve manevra kabiliyetine sahiptir. Yunanistan ayrıca İngiltere’den tedarik edilen Exocet füzeleri ile donatılmış Super Vita güdümlü mermili hücumbotlara sahiptir.

Ülkenin hava kuvvetlerinin vurucu gücü Fransa’dan tedarik edilen Dassault Rafale, Mirage 2000 ve ABD’den tedarik edilen F-16 Fighting Falcon ve F-4 Phantom uçaklarından meydana gelmektedir. Yunanistan faydalı ömrünü doldurmakta olan F-4 Phantom uçaklarını hizmetten çıkartmayı planlamaktadır. Çeşitli modernizasyonlar ile F-16 ve Mirage 2000’ler her ne kadar günümüzde hâlâ etkinliğini korusa da ülke envanterinde bulunan en modern ve kritik görevleri üstlenmesi beklenen uçak Rafale’dır. Oldukça modern aviyoniklere ve AESA radarına sahip olan Rafale tam anlamıyla çok rollü bir uçak olarak tasarlandığı için her türlü görevi üstlenmeye uygun yapıdadır. Ayrıca Yunanistan bu uçaklar ile birlikte MBDA Meteor çok uzun menzilli havadan havaya füzeleri kullanmaktadır. Bu durum Yunan Rafale’larına havadan havaya görevlerde üstünlük sağlamaktadır.

Yunanistan, bulunduğu coğrafyadan dolayı kurulduğu 19. yüzyılda ve savaşlarla geçen 20. yüzyılda pek çok kez rejim değişikliğine maruz kalmıştır. Türkiye ile kimi zaman dostane kimi zamansa silahlı mücadeleye varacak şekilde devam eden ilişkisinin günümüzde hasmane bir yapıda olduğu söylenebilir. Düşük ekonomik potansiyeli sebebiyle, Eurozone’a girmesiyle beraber hükûmetin yüksek borçlanmasını kaldıramayan Yunan ekonomisi 2008 krizinin tetiklemesiyle buhrana girmiştir ve buhranın etkilerini yeni yeni toparlayabilmektedir. Bu sebeple ülke, askeri harcamalarını da geçtiğimiz yıllarda kısmak zorunda kalmıştır. Ülke ekonomisi için turizmden gelen gelir ve deniz ticareti çok önemlidir. Bundan dolayı ülke Akdeniz ve Ege Denizi’nde hâkimiyet arayışındadır. Bütün bu ekonomik zorluklara rağmen Yunanistan Avrupa’dan ve ABD’den aldığı destek ile ülke askeri harcamalarını ve ekonomik durumunu sürdürebilmektedir. Ülke nüfusundaki azalma trendinin ileride de değişmeyeceği öngörülmektedir. Yaşlanan nüfusla beraber bu durum, Yunanistan ekonomisine bir tehdit olma potansiyeline sahiptir. Ülkenin savunma sanayisi, silah sistemlerinin pek çoğunun Amerikan ve Avrupa menşeli olması sebebiyle yedek parça üretimine odaklıdır. Lisans altında üretim ve bakım-onarım konularında tecrübelidir.