Washington Post: “Türkiye ve İran, drone gücü haline geldi” Washington Post: “Türkiye ve İran, drone gücü haline geldi”

Washington Post: “Türkiye ve İran, drone gücü haline geldi”

Washington Post: “Türkiye ve İran, drone gücü haline geldi”

29/01/2021 14:37

Washington Post, drone'ların dünya çapında silahlar haline geldiğini, Türkiye'nin de bir drone gücü olduğunu yazdı
BU HABERİ
PAYLAŞ

Dronlar dünya çapında tercih edilen silahlar haline geldi.

Başkan Donald Trump'ın İran askeri lideri Kasım Süleymani'ye ölümcül bir insansız hava aracı saldırısı emrini vermesinden bir yıl sonra, İran hükümeti intikam yemini etmeye devam ediyor. Daha geçen hafta, İran'ın baş lideri Ayetullah Ali Hamaney, Trump'ın bir drone veya uçağın gölgesi altında golf oynadığı ve Farsça mesajında kırmızı harflerle "intikam" kelimesinin öne çıktığı bir fotoğrafını retweetledi.

Üçüncü taraf bir ülkede (Irak) üst düzey bir İran askeri lideri olan Süleymani'nin -o ülkenin izni olmadan- öldürülmesi, hedefli drone saldırılarının artan kullanımı hususunda uluslararası endişeleri artırdı. Ancak Süleymani'nin ölümü, drone’ların kötüye kullanımının yaygınlaşmasına da kapı açmış görünüyordu. Bu saldırı sadece Irak topraklarını ihlal etmekle kalmadı, bununla aynı zamanda başka bir ülkenin yetkilisine ABD insansız hava aracı ile bilinen ilk saldırısı gerçekleşmişti.

Başkan Barack Obama yönetiminde saldırlar teröristlerin “meşru müdafaa” amacıyla öldürülmesiyle sınırlı kaldı. Hukuken şüpheli olsa da, meşru müdafaa gerekçesi "devlet teröristlerini" de içerecek şekilde çarpıtılmadı. Yine de Trump yönetiminin yasal düzenlemeleri ile hükümet yetkilileri meşru hedefler haline geldi.

Son 12 ayda, insansız hava araçları saldırıları çatışmaların yörüngesini Yemen ve Libya'dan Kafkasya'ya kaydırdı. İran ve Türkiye gibi dünyanın en üretken insansız hava aracı güçlerine bakıldığında, yeni insansız hava aracı çağının savaş kurallarını değiştirdiği anlaşılıyor.

Tahminen 102 ülkenin askeri drone programı var. Bazı hükümetler, ulusal çıkarları yansıtmak için drone teknolojisinin gücünü ve prestijini benimsiyor; bazıları da drone’ları siyasi hedeflerinin peşinde, -inkar edilebilir bir şekilde- hareket etmek için kullanıyor. Dünya çapında en az 57 silahlı grup, insansız hava araçları konuşlandırma kapasitesine sahip.

İran sofistike drone sistemleri geliştiriyor

İran insansız hava aracı programı, bölgesel müttefiklere tedarik ettiği sofistike, yerli insansız hava araçlarıyla bir yeniliğe imza attı. Süleymani'nin, bölgedeki diğer hükümetlerin ve grupların aynı veya benzer insansız hava araçlarını kullanmasını sağlamak için tasarlanmış bir strateji benimseyerek İran'ın insansız hava aracı tedarikini kendisi yönettiği iddia ediliyor. Bu taktik, daha sonra kimin ölümcül bir drone saldırısı yaptığını ve dolayısıyla kimin sorumlu olduğunu ve sorumlu tutulacağını söylemeyi neredeyse imkansız hale getirecekti.

Yemen'deki Husi isyancılar, bu “insansız hava aracı inkar etme” stratejisinin bir örneğini sunuyor. 2019 ve 2020'de Husiler, ölümcül drone suikastları düzenlemek, kazançlı petrol işletmelerine zarar vermek ve ortak düşmanları olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin şehirlerinin derinliklerine saldırmak için İran tarafından tedarik edilen insansız hava araçlarını kullandı. Suudi Arabistan’ın Aramco petrol tesislerine düzenlenen ve dünya petrol üretiminin yüzde 6'sını durduran Eylül 2019 insansız hava aracı saldırılarının ardından, uluslararası toplumun failleri tespit etmesi zordu. Husiler başlangıçta saldırıyı üstlendi; saldırıyı başarmak için İran tarafından sağlanan teknolojiye sahiplerdi. Yine de çelişkili kanıtlar, İran'ın doğrudan sorumlu olduğunu gösterdi. Bu kafa karışıklığı, uluslararası toplumun suçludan hesap sorma girişimlerini engelledi.

Türkiye’nin dış politikası artan bir şekilde drone gücüne dayanıyor

Türkiye, prestij ve güç elde etmek için büyük ölçüde drone sistemlerine güvenen, dünyanın en üretken drone kullanıcılarından biri haline geldi. Türk ordusunun “beygir gücü”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın geliştirdiği silahlı drone Bayraktar TB2’dir. TB2’nin 27 saate kadar uçuş süresi bulunuyor ve 150 kilogramlık ölümcül yük taşıyabiliyor. Bu insansız hava araçları, Erdoğan'ın Türkiye'nin gücünü bölgeye yayma ve kilit müttefikleri destekleme konusundaki hırslı planlarında çok önemli bir rol oynadı.

Türkiye son aylarda Suriye, Kuzey Irak ve Kafkasya'ya insansız hava araçları konuşlandırdı ve Akdeniz'deki petrol iddialarını korumak için insansız hava araçları kullandı. Türkiye ayrıca Libya iç savaşına da müdahale etti ve insansız hava araçlarını bir BM yetkilisinin "dünyanın en büyük insansız hava aracı savaşı" olarak adlandırdığı savaşa dahil etti. Türk TB2'ler ile BM tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (GNA) desteklendi. Askeri lider Halife Hafter de -Libya Ulusal Ordusu'na karşı- BAE’nin Çin'de üretilen güçlü Wing Loong-II insansız hava araçlarıyla desteklendi. Türk insansız hava araçları, UMH'nin büyük hava alanlarını ele geçirmesine ve ikmal hatlarını vurmasına yardımcı olarak savaşın seyrini değiştirdi.

Türkiye, 2020'de bir başka büyük "drone’a karşı drone" çatışmasına da karışmıştı. Ermenistan ve Azerbaycan, tartışmalı Dağlık Karabağ toprakları üzerinde hava üstünlüğü için savaşırken, Türkiye Azerbaycan ordusunu destekledi. Aralık ayında Ermenistan, tartışmalı bölgelerin bir kısmını teslim etmeyi ve Rus barış güçlerinin yeniden çizilmiş sınırları korumasına izin vermeyi kabul etti.

Gelecek ne gösterir?

İran ve Türkiye'nin eylemleri, uluslararası çatışmadaki daha geniş bir eğilimin simgesi: Ülkeler insansız hava araçlarına giderek daha fazla güveniyor. Çin ve ABD müttefiklerine drone satmaya devam ettikçe bu eğilimin artması muhtemel. Çin örneğinde, açık bir "drone diplomasisi" ortaya çıktı.

Trump, ABD'nin drone ihracatı kurallarının gevşetilmesini savunarak Çin'in insansız hava aracı etkisine karşı koymaya çalıştı. Başkanlığının son haftalarında Trump, ABD insansız hava araçlarının Fas, BAE ve Tayvan gibi önemli müttefiklere satılması için baskı yaptı ve ABD drone satışlarına bağlı siyasi destek mesajını vurguladı.

Yine de bu satışlar geri tepebilir. Drone'lar modern savaş alanının kapsamını ve kurallarını değiştirdikçe, drone’ların kötüye kullanımı giderek daha olası hale gelecektir. Başkan Biden'ın drone’ları Trump'a benzer şekilde satmaya ve konuşlandırmaya devam edip etmeyeceğini söylemek için belki de çok erken. Ancak daha fazla hükümet ve hükümet dışı grup, yüksek teknolojili insansız hava araçları edindikçe, gittikçe belirsizleşen ve kalabalıklaşan gökyüzünde ortaya çıkan çatışmalarda uzaktan ve inkar edilebilir bir katılımcı olmak giderek daha kolay hale gelecektir.