Türkler hilal taktiğini nasıl uyguluyordu? (Röportaj)

Milli Savunma Üniversitesi Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Enstitisü Öğretim Görevlisi, harp tarihi ve askeri strateji uzmanı Ahmet Sefa Özkaya ile Türklerin meşhur hilal taktiği hakkında konuştuk.

Özkaya, hilal taktiği hakkında şunları söyledi:

Biz bu hilal taktiğini yüzyıllar boyunca yapıyoruz da her seferinde düşman bize yeniliyor mu? Bu nasıl oluyor? Bu mümkün müdür? Veya hilal taktiğini ilk defa biz mi yaptık? Bizden daha önce mesela MÖ 200’lü yıllarda Latinler bunu zaten yapıyorlar mıydı?

Dolayısıyla aslında felsefi bakımdan, yani mekanikten bahsetmiyorsanız, teknik bir malzemeden bahsetmiyorsanız, bu malzemenin nasıl bir tefekküratla, nasıl bir düşünceyle sevk edileceğini, idare edileceğini düşünmeye dayalı, tefekkürat kısmına dayalı kavramlardan bahsediyorsak burada bazı kilit noktalar var. Bunlardan birisi bu hilal taktiği mevzusudur.

Mesela nasıl oluyor da her seferinde düşman bize yeniliyor. Ders almıyor mu ki bir sonraki sene tekrar yeniliyor ve tekrar tekrar? Aslında durum tam da böyle değil. Evet, bize yeniliyor. Fakat aslında o kanat manevralarını yapıp süvarilerin kuşatacağı manevraları yaparken niye fark etmiyor? O sırada kuşatıldığını görmüyor mu?

Ben burada bir hipotez geliştirmiştim; kitapta da bahsettim. Bu hipotez şu: Kuşatmayı yapacak olan birlikler düşmanın zaten yan cephede gördükleri birlikler değil. Bunlar sabit. Kuşatmayı yapacak olanlar düşmanın ortasına aldığı… Yani düşmanı ortamıza aldığımız zaman hemen iç taraftaki birlikler kuşatmayı gerçekleştirmiyorlar. Onların perdelemeleri ile birlikte arkadaki birlikler düşmana gözükmeden arkadan geniş bir kuşatma harekatı yapabiliyorlar.