"Türkiye kendi fırlatma koltuğunu yapamazsa milli uçak yapması mümkün değil" "Türkiye kendi fırlatma koltuğunu yapamazsa milli uçak yapması mümkün değil"

"Türkiye kendi fırlatma koltuğunu yapamazsa milli uçak yapması mümkün değil"

"Türkiye kendi fırlatma koltuğunu yapamazsa milli uçak yapması mümkün değil"

10/04/2021 10:24

TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, İstanbul Sanayi Odası (İSO), Savunma Sanayii Buluşmaları'nda savunma sanayiine yönelik açıklamaarda bulundu
BU HABERİ
PAYLAŞ

İstanbul Sanayi Odası (İSO), Savunma Sanayii Buluşmaları kapsamında Bir Yerlileşme Başarısı: TUSAŞ etkinliği gerçekleştirdi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde video konferans olarak gerçekleştirilen etkinliğe Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil konuk oldu. TUSAŞ’ın faaliyetlerinin ve savunma sanayisindeki son durumun ele alındığı etkinliğe çok sayıda sanayici ilgi gösterdi.

TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, Meksika’nın uçak yapısalı ve uçağın meydana geldiği komponentlerin üretiminden 10 milyar dolar ciro elde ettiğini belirten Kotil, TUSAŞ olarak ise 3 milyar dolarda kaldıklarını söyledi. Bu alanda gidecekleri yol ve alabilecekleri pazarın olduğunu anlatan Kotil, dünyada Fas gibi ucuz işgücünün olduğu ülkelere bu üretimlerin kaydığını anlattı. TUSAŞ’ın bu farkı kendi başına kapatamayacağını dile getiren Kotil, sanayicilerin katkılarıyla bunu başarılabileceğini kaydetti. Kotil bu yüzden İstanbullu sanayicileri teşvik etmek istediklerini ekledi. TUSAŞ’ın Airbus, Boeing ve Skorsky gibi firmaların hepsine ürün çıkaran otorite bir firma olduğunu belirten Kotil, ancak Türkiye’deki savunma sanayi ekosisteminin geliştirilebilmesi için yurt dışından daha çok iş getirebilmeleri gerektiğinin önemine değindi. Kotil, bu konuda bir çalıştay yapılabileceğini ve yardımcı sanayi ile çalışsalar bile köklü bir değişim sağlamanın mümkün olduğunu anlattı.

“GEREKİRSE ANTARTİKA’YA GİDECEKSİNİZ”

Antalya’da da bir merkez açacaklarını belirten Kotil, buraya gitme nedenlerinin tecrübeli mühendisleri buraya çekmek olduğunu söyledi. “Savunma sanayinde yol almak için gerekirse Antalya’ya gerekirse Antartika’ya gideceksiniz” diyen Kotil, tesislerini de büyüttüklerini ve birçok alt şirket kurarak bunları ortaklıklara devrettiklerini dile getirdi. Yurt dışında da yapılanmaları olduğunu hatırlatan Kotil, bunlar büyük yatırım değilse de dünyada ne olduğunu bildiklerini ve yeni gelişmeleri takip ettiklerini anlattı.

Sanayiye işçilik olarak 100 milyon dolarlık iş verdiklerini, uçak yapısalı ile ilgili yarım milyar dolar ciroları olduğunun bilgisini veren Kotil, bunun artması için büyük küresel firmaların da masaya gelmesi gerektiğini kaydetti. Yerlileştirmenin önemli olduğunu ve 5. nesil savaş uçağı olan Milli Muharip Uçak Projesi’nin en önemli projeleri olduğunu aktaran Kotil, ülkenin bekası için bunun yüzde 100 yerli olması gerektiğini belirtti. Motor ve alüminyum gibi parçaları bulamadıklarını ve Amerika ve Almanya gibi ülkelerden ekipman kullandıklarını dile getiren Kotil, seri üretime geçtiklerinde bunların hepsinin yerli ve milli olacağını ifade etti.

“SANAYİCİYİ RESME ÇEKEMİYORUZ”

İstanbul ve İSO’nun TUSAŞ için çok oldukça önemli olduğunu vurgulayan Kotil, şunları söyledi:

“Sektördeki sorunumuz, savunma sanayinin büyük hacimlere ulaşamaması. Ayda iki milli muharip uçak, iki tane ATAK helikopteri üretince ciro küçük oluyor ve orada bir yerli sanayi oluşmuyor. Sanayiciyi resme çekemiyoruz. Büyük firmaların dışarıdan piyasaya girmesi gerekiyor. Örneğin dünyada fırlatma koltuğu üreten üç şirket var. Türkiye kendi fırlatma koltuğunu yapamazsa milli uçak yapması mümkün değil. Ama ayda iki fırlatma koltuğunu kim yapacak? Buradaki kritik nokta, özel ürünleri üretebilmek. Sanayicilerimizin bu konuya odaklanacağı mekanizmaları bulmamız gerekiyor.”

DÜNYANIN TEK ÇATI ALTINDAKİ 4. BÜYÜK KOMPOZİT TESİSİ

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan ise dünya genelindeki jeopolitik gerilimlerin, terörün ve bunlardan kaynaklanan güvenlik kaygılarının yaşandığı bir dönemden geçildiğini belirterek savunma sanayinin önemine dikkat çekti. Savunmaya yönelik yapılan harcamaların da dünya çapında bir artış gösterme eğiliminde olduğunu ifade eden Bahçıvan, Türk savunma sanayinin son yıllarda ortaya koyduğu yüksek performanslı birçok gelişmeyi takdirle ve memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi. Bu gelişmelerde TUSAŞ’ın projelerinin payının da oldukça yüksek olduğuna değinen Bahçıvan, TUSAŞ’ın geliştirdiği taarruz helikopteri, insansız hava araçları, eğitim ve taarruz uçakları ve uydularını gururla takip ettiklerini ifade etti. Bahçıvan, yılbaşında faaliyete geçen, dünyanın tek çatı altındaki 4. büyük kompozit tesisi olma özelliğini taşıyan tesisinin de çok daha büyük başarılara vesile olmasını umduklarını iletti.

CİROSUNUN YÜZDE 40’I AR-GE’YE

Dünyanın ilk 100 savunma sanayii şirketi sıralamasında 2020 yılında 16 sıra atlayarak 53. sıraya yükselen TUSAŞ’ın toplam cirosunun yüzde 40’ını AR-GE yatırımlarına ayırmasının bu başarının arkasındaki gücü ortaya koyduğunu belirten Bahçıvan, “Türkiye'de modern savunma sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyonu için çıkılan yolda, ülkemiz için en önemli husus: Savunma sanayimizde ‘Yerli ve milli üretim’ hedefidir” dedi. Bahçıvan şöyle devam etti:

“YERLİLİK ORANIMIZIN YÜZDE 70’İ GEÇTİ”

“Yerlilik oranımızın yüzde 70’i geçmiş olması gurur vericidir. TUSAŞ ve sektördeki diğer değerli firmalarımız tarafından ortaya konulan özgün, yerli ve milli projeler ülke savunmasında büyük rol üstleniyor. Kendi motorunu, milli tankını, savaş gemisini, taarruz helikopterini, insansız hava araçlarını, füzesini ve uydusunu üretmeyi başaran Türkiye hepimizin gururudur. Bu gururun, sektörde faaliyet yürüten kuruluşlarımıza moral motivasyon açısından ne kadar önemli bir etki yaptığını buradan özellikle ifade etmek isterim. Bizler de İSO olarak, üyelerimiz olan nitelikli sanayi firmaları aracılığıyla İstanbul’un önemli bir savunma sanayi üretim merkezi olması için çalışmalarımızı her geçen gün daha etkin bir şekilde sürdürüyoruz. Paydaşı olduğumuz, SAHA İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi’ni de bu hedef doğrultusunda çok önemli buluyoruz.”

Savunma sanayinde ana tedarikçi olan firmalarımız ile alt yüklenici olabilecek firmaların iş birliklerinin, birlikte çalışma kültürü ile sanayiinin gelişmesinde çok değerli bir kaldıraç olduğunu belirten Bahçıvan, “Biz İstanbullu sanayiciler, savunma sanayimizin millileştirilmesine yönelik üzerimize düşen görevi yerine getirmeye, bunun için gerekli iş birliklerini geliştirmeye, daha etkin ve sonuç odaklı hale getirmeye hazırız” dedi

Kaynak: Sanayi Gazetesi