Türkiye ekonomisinin katma değerli gücü savunma sanayii Türkiye ekonomisinin katma değerli gücü savunma sanayii

Türkiye ekonomisinin katma değerli gücü savunma sanayii

Türkiye ekonomisinin katma değerli gücü savunma sanayii

16/07/2021 11:06

Türkiye ekonomisinin katma değerli ihracatında “en değerli ihracatçı” konumunda bulunan savunma sanayii sektörü, gerçekleştirdiği yatırımlarla 2023’e yüzde 75 yerlilik hedefi ile hazırlanıyo
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 11. sayısında, Türk savunma sanayiinin gelişimi ve Türkiye ekonomisine katkısı hakkında bir yazıya yer veriliyor.

Target dergisinin 11. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Türkiye Ekonomisinin Katma Değerli Gücü Savunma Sanayii” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN KATMA DEĞERLİ GÜCÜ SAVUNMA SANAYİİ

2000’li yılların başında başlattığı yerlilik ve millilik hareketi ile büyük bir gelişme gösteren Türk savunma sanayii, bugün 10 milyar dolarlık bir hacme sahip. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) 2020 verilerine göre, geçen yılı 2,28 milyar dolarlık ihracat ile kapatan sektörün 2021 ihracat hedef ise 6,2 milyar dolar. Bugün itibarıyla yürüttüğü proje sayısı 750’yi aşan savunma sektöründe 2002 yılında yürütülen proje sayısı ise yalnızca 66’ydı. Özellikle son beş yılda 350’ye yakın yeni proje başlatıldı ve proje hacmi 10 katından fazlaya çıktı. Bin 500’e yakın firmanın faaliyet gösterdiği savunma endüstrisinde proje hacmi ise 60 milyar dolar civarında. T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı (SSB) Prof. Dr. İsmail Demir, ihale süreci devam eden projeler de göz önünde bulundurulduğunda proje hacminin 75 milyar doları aşacağını öngördüklerini söylüyor. Sektörün son yıllarda ortaya koyduğu başarı, uluslararası listelerde de kendini göstermeye başladı. Türkiye, dünyanın en önemli savunma sanayii listelerinden olan Defense News Top 100’de 2008 yılında yalnızca bir firma (ASELSAN) ile kendine yer bulurken, 2020 listesinde yedi firma yer aldı.

Tamamıyla yüksek teknolojiye dayanan, dünyadaki pek çok teknolojinin ilk geliştiği ve yüksek maliyet gerektiren projelere imza atan sektörde bu sebeple Ar-Ge çok önemli bir yerde duruyor. Son 10 yılda 1,5 milyar dolarlık Ar-Ge bütçesine ulaşan sektör, kendi altyapısı, teknolojisi ve kaliteli istihdamı ile dışa olan bağımlılığını azaltmada büyük başarı gösterdi ve 2002’de yüzde 20’lerde olan yerlilik oranını yüzde 70’lere taşıdı. Son beş yıl içinde ihracatını yüzde 30 oranında artıran savunma sanayii, ithalatını ise yaklaşık yüzde 60 düşürdü. Savunma sanayiinin yakaladığı bu başarının arkasında Ar-Ge’ye, yeni sistemlere ve üretim hatları ile insan kaynağına yaptığı yatırımlar bulunuyor. Sektörde özellikle de ArGe’ye yapılan yatırımlar büyük dikkat çekiyor. 2015 yılına kadar durağan seyreden ürün ve teknoloji geliştirme harcamaları bu tarihten sonra agresif bir yükseliş gösterdi. Her fırsatta savunma sanayiinde tam bağımsızlığın anahtarının kritik ve stratejik alanlarda yerliliğin ve milliliğin tamamen sağlanması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İsmail Demir, Ar-Ge harcamalarının 2002 yılından bu yana 34 kat arttığını belirtiyor. 2015 yılında 904 milyon dolar olan Ar-Ge harcamalarına ayrılan öz kaynak 287 milyon dolarken, bugün 350 milyon dolara ulaşmış durumda. Sektörün, ürün ve teknoloji geliştirilmesine harcadığı toplam miktar sektör cirosunun yüzde 15’ine denk geliyor. Savunma sanayii diğer yandan dünyada öne çıkan yeni teknolojilere olan yatırımlarına da hızla devam ediyor. Güvenlik güçlerinin ihtiyaç duyduğu tüm sistem ve teknolojileri azami ölçüde yerlileştirme hedefnde olduklarını vurgulayan İsmail Demir; insansız teknolojiler, lazer ve elektro manyetik silah sistemleri, siber güvenlik, uzay, uydu teknolojileri, sanal gerçeklik, yapay zeka ve robotik gibi geleceğin savunma sanayii trendleri üzerine çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü söyledi.

SAVUNMA SANAYİİ AR-GE YATIRIMLARINDA ZİRVEDE

Türk savunma endüstrisinin Ar-Ge ve yüksek teknolojiye yaptığı bu yatırımlar, özellikle de Türkiye’nin katma değerli ihracatına çok büyük katkı sağlıyor. COVID-19’un meydana getirdiği tüm olumsuzluklara rağmen, 2020 yılında önemli bir ihracat gerçekleştiren sektör, Türkiye ekonomisine en fazla katkı sunan alanlardan biri olurken, kilogram başına 48 dolar ihracat değeri ile Türk sanayisinin “en değerli ihracatçısı” konumunda. Savunma sektörünün Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarına ayırdığı payın yüksekliği raporlarda ve listelerde de dikkat çekiyor. Turkishtime tarafından gerçekleştirilen “Türkiye Ar-Ge Araştırması 2020”, Türkiye’nin katma değerli yolculuğunda savunma sanayiinin önemli katkısını gözler önüne seriyor. Ar-Ge ve yenilikçiliğini her geçen gün derinleştiren savunma endüstrisi, araştırmada ağırlığını hissettirdi. TUSAŞ, ASELSAN ve ROKETSAN listenin ilk üç ismi oldu. 2019 verilerine göre hazırlanan araştırmada üç frma Ar-Ge’ye 6,5 milyar harcama yapmış.

MİLGEM, Altay tankı, Atak helikopteri, ANKA ve Bayraktar insansız hava araçları gibi birçok sistem ve ürünü envantere kazandıran savunma sanayii sektörü, ilk milli insansız hava uçağı, aya roket gönderimi, Hürjet, Atak-2 gibi projelerle 2023’e iddialı şekilde hazırlanıyor. Endüstri ayrıca 2023 vizyonu hedefinde yeni nesil teknoloji ve ürünlere olan yatırımlarını da artırma hedefinde; özellikle insansız silahlar ve yapay zeka gibi uygulamalara odaklanılacak. Akıllı silah sistemlerinde yeni stratejiler ve yol haritaları belirlenecek. Özel sektörün savunma, havacılık ve uzay alanında etkinliği artırılacak. Bu sebeple de T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB), mevcut Ar-Ge projelerinin yanı sıra, yenilikçi teknolojilerin de yerli imkanlarla geliştirilmesi adına son dört yıldır “geniş alan” çağrılarına çıkıyor. SSB, bu sayede yeni teknolojilere erişim konusunda daha aktif ve dinamik bir ekosistem oluşturulmasını hedefliyor. Bu kapsamda, bilişsel haberleşme teknolojileri, deniz araçları tahrik sistemi, yerli alaşım, büyük veri teknolojileri ve uygulamalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. SSB’den yapılan açıklamada, teknoloji geliştirme çalışmalarının projelerde yerlilik oranını da artırmaya başladığı belirtiliyor.

Başkanlık, savunma alanında ağ ve kümelenme yapılarının desteklenmeye devam edileceğini ve Ar-Ge yatırımlarına ayrılan payın artırılması için çalışmaların süreceğini özellikle belirtiyor.

Sektörün verdiği güven, 2019-2023 yıllarını kapsayan 11. Kalkınma Planı’na da yansıdı. Öncelikli sektörler arasında yer alan savunma için 2023 yılı ihracat hedef 10,2 milyar dolar olarak belirlendi. Yaptığı yatırımların meyvesini günbegün toplayan savunma sektörü, 11. Kalkınma Planı ile uyum içerisinde hazırlanan 2019-2023 Stratejik Eylem Planı ile yatırımlarını artırmayı ve bugün yüzde 68 olan yerlilik oranını yüzde 75’e çıkarmayı hedefliyor. Plan kapsamında savunma sanayii alanındaki ihtiyaçların karşılanmasında yerli imkânlar artırılacak. Milli teknolojilerin gelişiminin sürdürülebilir olması sağlanacak. Beş yıllık plan kapsamında finansman ve finansmana erişim önemli başlıklardan biri. Haziran ayında “Savunma Sanayii Elazığ Buluşmaları” kapsamında kentte temaslarda bulunan Prof. Dr. İsmail Demir, bu konuyla alakalı bir açıklamada bulundu. Demir, yakın zamanda bir “savunma sanayii yatırım fonu” kurarak, bu sayede girişimciliği artırmayı, şirketlere ortak ve destek olmayı hedeflediklerini aktardı. SSB aynı zamanda geçen sene devreye aldığı Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı ile de sektör firmalarını desteklemeye devam ediyor.

Savunma sanayii sektörü, TİM tarafından hazırlanan ve ihracatçı için yol haritası niteliği taşıyan “İhracat 2021 Raporu”nda da öne çıkıyor. Gelecekte ihracatta en çok hangi sektörlerin yıldızının parlayacağının ve yıllık ihracat öngörülerinin yer aldığı raporda, 2035’te ihracat artışının en yüksek yaşanacağı sektörün, yüzde 425’le savunma ve havacılık sanayii olacağı belirtildi. Sektörün Türkiye ihracat sıralamasında 2021 yılında 19. sırada, 2025 yılında 17. sırada, 2030 yılında 13. sırada ve 2035 yılında da 11. Sırada yer alması bekleniyor. Küresel talep ve Türkiye ihracatında 2025 ve 2035 yıllarında ilk 10’da yer alacak sektörler karşılaştırıldığında Türkiye’nin ihracatçı sektörleri arasında bulunan “hazır giyim ve konfeksiyon”, “çelik” ile “tekstil ve ham maddeleri” sektörlerinin küresel talepte yerini “madencilik ürünleri”, “mobilya, kâğıt ve orman ürünleri” ile “savunma ve havacılık sanayii” sektörlerine bırakacağı öngörülüyor.

DEVLET DESTEĞİ ARTARAK DEVAM EDİYOR

Çalışmalarını T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürüten savunma sektörünün bugünlere ulaşmasında devletin payı çok büyük. Savunma sanayiinin stratejik konumu, büyüklüğü ve yatırım maliyetleri dikkate alındığında devlet desteğinin neden önemli olduğu daha net anlaşılıyor. Yatırım ve teknoloji maliyetlerinin yüksekliği sektörde devlet katkısını çok önemli hale getiriyor. Devlet, 2019 ve 2020 yıllarında savunmaya yönelik verdiği teşvik yatırımları ile dikkat çekti. Verilen teşvikler neredeyse önceki 18 yılın toplamına eşit oldu. Özellikle silah ve mühimmat yatırımlarındaki teşvikler dikkat çekici. Son 10 yılda hem proje sayısında hem de projelerle öngörülen yatırım tutarlarında ciddi artışlar söz konusu. Devlet, son sekiz senede yatırım tutarı 8 milyar lirayı bulan 346 projeye teşvik belgesi düzenledi. Sektörün bu hızla devam etmesi durumunda yıl bazında 2 milyon liralık yatırıma ulaşabileceği öngörülüyor. Diğer yandan son yıllarda sağlanan bu desteklerle sektörde 6 bin 700 yeni istihdamın da önü açıldı. Yatırım teşvik belgelerinde en fazla dikkat çeken alan ise silah ve mühimmatlar. 2015 yılından bu yana ivmesini düzenli olarak artıran bu ayaktaki yatırımlar 2019 yılında iki kat artış gösterdi. Bu alanda daha öncesinde kamu şirketlerinin yatırımları dikkat çekiyordu ve özel sektörün yatırımları çok sınırlıydı. Özellikle 2013 yılından sonra hem proje sayısında hem de yatırım bedellerinde gözle görülür artışlar öne çıkıyor. 2001-2018 arasında silah ve mühimmatlar için yatırım tutarı 2,2 milyar lira iken, 2019 yılında bu rakam yaklaşık 2 milyar liraya ulaştı. Geçen seneki yatırımlar içinde en fazla dikkat çeken ise Konya ASELSAN fabrikası oldu. 2020’nin ocak ayı ile üretime start veren fabrika 633 milyon lira ile en fazla yatırımı aldı.

Yakın zamanda bir yeni fabrika açılışını da Teknokar Savunma ve Havacılık yaptı. Şubat ayında Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyete geçen fabrikanın açılış töreninde konuşan T.C. Teknoloji ve Sanayi Bakanı Mustafa Varank, devletin yatırım teşvikleri ile destekledikleri fabrikanın yerlileşme çabalarına büyük katkı sunacağını söyledi. Ayrıca Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçirilecek olan tesis inşaatları Savunma Sanayii Yatırım ve Geliştirme Faaliyetlerini Destekleme Programı kapsamında da öncelikli alanlardan biri olarak belirlendi.

Sektördeki yatırımların ve Ar-Ge projelerinin artmasında yerlilik oranını yükseltmenin, ülke savunması ve güvenliğini dışarıya bağımlı olmaktan kurtarıp daha güçlü hale getirmenin yanında sektörün ürünlerine artan talebin de önemli olduğunu belirtmekte fayda var. Yılın ilk beş ayında 1 milyar 120 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren sektör, ihracat pazarlarını da her geçen gün genişletiyor. Kuzey Amerika’dan Orta Doğu’ya, Avrupa’dan Asya ve Afrika’ya kadar çok sayıda ülkeye ihracat gerçekleştiren savunma sanayii, sahada yerli ürünlerle ortaya koyduğu başarılarla yabancı ülkelerdeki bilinirliğini ve cazibesini de artırıyor. Ürünlerin kalitesi ve operasyonel gücü konusunda artık dünyanın geri kalan ülkeleri de hemfkir. Bu sebeple de pek çok ülke artık sorgulamadan alım gerçekleştiriyor, ülkelerin savunma bakanlığı yetkilileri fabrikaları ve tesisleri ziyaret ederek, ürünlere yönelik yerinde bilgi alıyor. Bunun en son örneklerinden biri yakın zamanda Bayraktar TB2 SİHA’nın Polonya’ya gerçekleştirilen ihracatında görüldü. İhracata yönelik Anadolu Ajansı’na açıklamada bulunan İsmail Demir, şu ifadeleri kullandı: “Temaslarımızın başlamasıyla alım arasındaki süre çok kısaydı. Bu da bizi ne kadar yakından izlediklerini, ürünlerle ilgili bilgi sahibi olduklarını ve önyargısız hareket ettiklerini gösterdi.”

"2023’TE %75 YERLİLİK HEDEFİ İÇİN KOBİ’LERE DESTEK"

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın 2018-2022 Savunma Sanayii Sektörel Strateji dokümanındaki verilere göre, firmaların satış hacmi başarısı incelendiğinde silah sistemleri ve havacılık sektörlerinde yer alan alt yüklenici firmaların faaliyetlerini yürütebilmeleri için yaptıkları altyapı yatırımlarının satışa yansıma oranının düşüklüğü dikkat çekiyor. 2012-2016 yıllarına yönelik yüklenicilik bazında ciro dağılımına bakıldığında; ana yüklenicilerin yüzde 72, alt yüklenicilerin yüzde 19, yan sanayinin ise yüzde 9 paya sahip olduğu görülüyor. Türk savunma sektöründe gerek tasarım gerek üretim anlamında sürekli iş yapan ve asıl faaliyet alanı savunma sanayii olan 600 kadar KOBİ bulunmasına rağmen, sektöre hizmet sunan toplam KOBİ sayısı 3 bin civarında. Temel misyonunu “tam bağımsız Türkiye” olarak belirleyen sektörün bu hedefe ulaşması ve alt sistem ve ürünler bazında yerliliğini artırabilmesi için artık KOBİ’lerin de geliştirilmesi gerekliliği sıklıkla dillendiriliyor.
SSB, bu doğrultuda, yan sanayi ve KOBİ’lerin geliştirilmesi, teknolojik seviyelerinin artırılması, endüstriyel etkinlik ve veri altyapısını geliştirmek için Yetenek Envanteri (YETEN) projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında, ülke genelinde, savunma sanayiinin mevcut durumu, sistem, alt sistem, bileşen seviyesindeki kabiliyetleri tespit edilecek. Bu kabiliyetler için endüstriyel yetkinlik veri altyapısı geliştirilerek yetenek envanteri oluşturulacak. Envanter için “mühimmat yol haritası”, “hava savunma ve uzay yol haritası”, “insansız ve akıllı sistemler yol haritası” hazırlanacak. Hazırlanan bu yol haritası, savunma sanayiinin kendine koyduğu 2023’te yüzde 75 yerlilik hedefindeki ana bileşenlerden biri olacak. Başkanlık aynı zamanda daha sürdürülebilir bir savunma ekosistemi için KOBİ’lere finansal, eğitsel ve altyapı destekleri vermeye devam ediyor.