Türkiye biyoteknolojiye yatırım yapıyor Türkiye biyoteknolojiye yatırım yapıyor

Türkiye biyoteknolojiye yatırım yapıyor

Türkiye biyoteknolojiye yatırım yapıyor

20/01/2021 11:50

SSB Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Dr. Şaduman Aziz, Türkiye'nin biyoteknolojiye yatırımlar yaptığını, Ar-Ge çalışmaları ve projeler yürüttüğünü söyledi
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 9. sayısında, Savunma Sanayii Başkanlığı Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanı Dr. Şaduman Aziz’in biyoteknoloji ile ilgili görüşlerine yer veriliyor.

Target dergisinin 9. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Yurt Dışında Biyoteknolojiye Yapılan Yatırımların Arttığını Gözlemlemekteyiz” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

"YURT DIŞINDA BİYOTEKNOLOJİYE YAPILAN YATIRIMLARIN ARTTIĞINI GÖZLEMLEMEKTEYİZ"

Dr. Şaduman Aziz, son yıllarda yurt dışında biyoteknoloji alanına yapılan yatırımların hızla yükseldiğini gözlemlediklerini söylüyor. Türkiye’nin de dünya ile paralel olarak biyoteknolojiye yatırımlar yaptığını, Ar-Ge çalışmaları ve projeler yürüttüğünü kaydeden Dr. Aziz, hedefin, bu alanda kendi kendine yeten bir Türkiye olduğunu vurguluyor.

KBRN (kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer) materyallerin potansiyel silah olarak üretilip kullanılmasının özellikle “asimetrik savaş” kapsamında kitleleri yok etme ve psikolojik savaş unsuru olma özellikleri nedeniyle ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirten Dr. Şaduman Aziz, biyolojik harp maddelerinin (BHM) ise KBRN silahlarından çok daha ciddi tehditler barındırdığının altını çiziyor.

Biyolojik silahlarda dışarı bağımlı olmanın büyük tehditler oluşturduğunu, bu sebeple de T.C. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak yerlileşmek adına çalışmalar yürüttüklerini belirten Dr. Aziz sözlerine şöyle devam ediyor: “SSB, Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi faaliyetleri ile ülkemizin güvenlik güçlerinin kullanımına sunulan savunma sistemlerimizdeki yurt dışına bağımlı bileşenlerin ve kritik teknolojilerin yerlileşmesi ve ileri teknolojilerin ülkemize kazandırılması olmak üzere iki ana amaç doğrultusunda teknolojide tam bağımsızlık hedeflenmektedir. Çalışmalarımızın amacı; dışa bağımlılık dolayısıyla bir savunma zafiyetinin oluşmamasını temin etmektir. Ayrıca bu çalışmalar ile ileri teknolojilerin geliştirilmesi için de gerekli teknoloji altyapısının kazanılması sağlanmaktadır. İleri teknolojilere yapılan yatırımlarda ise geleceğin harp ortamlarında önemli bir üstünlük sağlayacağı öngörülen ‘oyun değiştirici’ nitelikteki teknolojilerin kazanılması hedeflenmektedir. İleri teknolojilere olan yatırımımızın oranı her yıl giderek artmaktadır.

SSB olarak yaptıkları çalışmalara da değinen Dr. Aziz, “Biyolojik savunma alanında NANObiz firmasının yüklenici olduğu ‘BHM Tespit ve Teşhis Sistemlerinin Geliştirilmesi (BİOSENS) TKY Projesi’ 2020 yılı ocak ayında tamamlanmıştır. Amacı BHM’nin tespit ve teşhisinde kullanılabilecek biyolojik algılama teknolojilerinin geliştirilmesidir. Firma kendi kaynaklarıyla prototipin COVID-19’a uyarlanması kapsamında çalışmalar yapmaktadır. KBRN alanında; KAFES projesi ile Metal Organik Kafes (MOF) ve Membran teknolojileri kullanılarak kimyasal ve biyolojik savaş ajanlarına karşı üstün koruyuculuk ve konfor özelliklerine sahip yeni nesil KBRN koruyucu tekstili dünya ile eş zamanlı olarak milli imkanlarla geliştirilecektir. Diğer taraftan; kimyasal ve biyolojik dekontaminasyon teknolojileri alanında yeni nesil dekontaminasyon malzemesi geliştirilmesine yönelik projelendirme faaliyetleri DEKON projesi kapsamında yürütülmektedir.

Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı olarak ekosistemde yer alan tüm paydaşların katkılarıyla bütünsel bir yol haritası oluşturulması amacıyla, her yıl belirlenen teknoloji alanlarında; üniversiteler, araştırma kuruluşları, ihtiyaç makamları, sanayi ve KOBİ’lerden ilgili temsilcilerin katılımıyla Odak Teknoloji Ağları (OTAĞ) oluşturulmaktadır. OTAĞ’lar altında odak çalışma grupları oluşturularak ilgili teknoloji incelemesi gerçekleştirilmektedir. KBRN OTAĞ çalışmaları kapsamında da KBRN Tespit ve Teşhis Teknolojileri, Korunma Teknolojileri ve Dekontaminasyon alt konuları ele alınarak, yurt içi ihtiyaçlar göz önünde bulundurularak KBRN yol haritasının güncellenmesi ve bu doğrultuda önceliklerin belirlenip projelendirilmesi planlanmaktadır.

“Biyoteknolojiye Aktarılan Ar-Ge Harcamaları En Yüksek Seviyede”

Biyoteknolojinin dünyada katma değeri en yüksek sektörler arasında yer aldığına dikkat çeken Dr. Aziz, farklı sektörlerden birçok firmanın bu alana yatırımlar yapmaya başladığını ve bu alanda çalışan firma sayısında artış yaşandığını söylüyor. En yüksek Ar-Ge harcamalarının biyoteknoloji alanına aktarıldığını belirten Aziz, sektördeki bilgi birikiminin ve teknolojik gelişmelerin en üst seviyede olduğunu kaydediyor. Bu alandaki gelişmelerin pandemi sürecinde oldukça aktif şekilde kullanıldığını ifade eden Aziz, “Aşı, tanı ve tedavi alanında biyoteknolojik ürünler piyasayı domine etmekte olup pandeminin sonlandırılmasında çok önemli rol oynayacağı değerlendirilmektedir” diyor.

Dr. Şaduman Aziz, COVID-19 sürecinde biyoteknolojinin stratejik varlığını ispatladığını belirterek, “Son yıllarda yurt dışında savunma sektöründe biyoteknolojiye verilen önem ve yapılan yatırımların atarak devam edeceği gözlenmektedir. Ülkemizde de son yıllarda savunma sanayiimizde biyoteknoloji ile ilgili olarak önemli bir farkındalık oluşmaya başlamış ve kamu başta olmak üzere bazı önemli projeler hayata geçirilmeye başlanmıştır.

‘Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ ile bilim, teknoloji ve ilgili alanlarda Cumhurbaşkanı tarafından alınacak kararlar ve oluşturulacak politikalarla ilgili öneriler geliştirmek amacıyla kurulan Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu’nun (BTYPK) görev ve yetkileri arasında bölgesel ve küresel rekabette mukayeseli üstünlük kazandıracak alanları tespit edip bu alanlara yönelik tavsiyelerde bulunmak; bilim ve teknoloji alanındaki araştırma ve geliştirme politikalarının ekonomik kalkınma, sosyal gelişme ve milli güvenlik hedefleri doğrultusunda tespit edilmesi ve koordinasyonunun sağlanması amacıyla altyapı, insan kaynağı ve diğer tüm kaynakların geliştirilmesine yönelik araştırmalar yaparak öneriler oluşturmak yer almaktadır.

15 Nisan 2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız siber güvenlik, biyogüvenlik ve gıda arz güvenliği konularında Türkiye’nin imkân ve kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik talimat vermiştir. Belirtilen alanlarda BTYPK bünyesinde üç farklı çalışma grubu oluşturulmuştur. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız orta ve uzun vadede sağlık alanında yerli tıbbi cihaz, ilaç ve aşı geliştirilmesine yönelik Ar-Ge sürecinin hızlandırılması gerektiğini belirtmiştir.

Biyogüvenlik Çalışma Grubu’na Başkanlığımızca da katılım sağlanmış ve bu çalışmalar sonucunda her türlü biyolojik tehdidin insan, hayvan, bitki, çevre ve biyoçeşitlilik üzerinde oluşturabileceği risklerin belirlenmesi, kontrolü ve engellenmesine yönelik tedbirleri ve düzenlemeleri içine alacak şekilde geniş bir kapsamda değerlendirilmiş ve yerli ve milli biyogüvenlik teknolojileri yol haritası ve biyogüvenlik çözümleri seferberliğinin başlatılması yönünde önerilerde bulunulmuştur. Ayrıca, biyogüvenlik alanında milli envanterin oluşturulması, milli altyapımızın güçlendirilmesi, milli biyogüvenlik müdahale sisteminin geliştirilmesi ve nitelikli insan kaynağının oluşturulması vurgulanarak bu yönde destekleyici öneriler sunulmuştur.

Yerli ve milli seferberlik ile ortaya konan çözüm ve politikalar, ülkemizin Ar-Ge ve yenilikle kendi kendine yeten ve daha da güçlenen bir konuma gelmesine katkı sağlayacaktır.