Türkiye-Yunanistan arasında coğrafya hangi ülkeden yana? Türkiye-Yunanistan arasında coğrafya hangi ülkeden yana?

Türkiye-Yunanistan arasında coğrafya hangi ülkeden yana?

Türkiye-Yunanistan arasında coğrafya hangi ülkeden yana?

02/02/2021 15:31

Türkiye ve Yunanistan'ın bulunduğu bölgede coğrafi şartlar her iki ülkeyi de hava kuvvetlerini güçlendirmeye yöneltiyor
BU HABERİ
PAYLAŞ

Türkiye ile Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunlar için istikşafı görüşmeleri sürdürüyor. İki ülkenin yetki alanları hakkındaki tezleri farklı olduğundan Ege Denizi üzerinde yıllardır gerginlikler yaşanıyor.

Son zamanlarda ise Doğu Akdeniz’de bulunan rezervlerden sonra bu gerginlikler had safhaya çıktı. Öyle ki Yunanistan Savunma Bakanı Nikolaos Panagiotopoulos 2020 yazında Türkiye ile Yunanistan'ın üç kez karşı karşıya kaldığını söyleyerek “Ordumuzda üç kez genel seferberlik ilan edildi. Seferberliğin merkezinde donanma filomuz vardı, zira filomuz Doğu Akdeniz'de bulunuyordu ve birçok durumda Türk filosuna yaklaştı” ifadelerini kullandı.

Yunanistan, Ege ve Akdeniz’de bu sorunlarla boğuşmasına, hatta ekonomik kriz içinde bulunmasına ve salgın şartlarına rağmen askeri yatırımlarını ve harcamalarını önemli ölçüde artırdı. Ayrıca askerlik süresini de 9 aydan 12 aya çıkardı.

Atina ve Kudüs arasında da ilişkileri derinleştiren ve iki ülke arasında bugüne kadar olan en büyük savunma tedarik anlaşması yapıldı.

Yunanistan’ın bu askeri harcamalarında ise daha çok hava kuvvetlerinin güçlendirilmesine yönelik adımlar ön plana çıktı. Örneğin Fransa ile 18 Rafale savaş uçağının alımı için iki ülke arasında imzalar atıldı.

Coğrafya hangi ülkeden yana?

Yunanistan’ın hava kuvvetlerini güçlendirmeye yönelik adımlar atması coğrafyanın bir gerekliliği. Çünkü Yunanistan-Türkiye sınırı ve Marmara Bölgesi’nin coğrafi konumu Türkiye’nin kara gücünü kullanmasını önemli ölçüde etkiliyor. Bununla beraber ABD’nin Türkiye-Yunanistan sınırına çok yakın Dedeağaç bölgesinde askeri üs kurması da Türkiye’nin kara harekatının etkileyen unsurlar arasında bulunuyor.

Bir deniz harekatının ise daha zor koşulları barındırdığı ortada. Ege’deki adalar, sürekli bir gerilime neden oluyor. İki ülke arasında adalardan kaynaklanan bu coğrafi şartlar, söz konusu ülkelerin askeri ve savunma politikalarını etkiliyor. Özellikle Yunanistan’ın Ege’deki adaları uluslararası hukuka aykırı bir şekilde silahlandırması, Türkiye’nin olası bir durumda deniz harekatını zorlaştıracak bir unsur olarak değerlendiriliyor. Dünya üzerinde örneği olmayan şekilde karşılıklı ve sıralı olan iki ülke arasındaki adalar Yunanistan tarafından cephanelik olarak kullanılıyor. Dolayısıyla coğrafya denizde de Yunanistan’dan tarafta görülüyor.

Tüm bu sebepler her iki ülkeyi de hava kuvvetlerini güçlendirmeye zorluyor. Türkiye bu kapsam da ABD’den F-35 teminine çalışırken yakın zamanda operasyonel olmayacaksa da Milli Muharip Uçak projesini yürütüyor. Bununla beraber son 5 yılda kendini kanıtlayan insansız hava uçakları ile hava kuvvetlerini güçlendiriyor. Son olarak Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Türk hava kuvvetlerinin ana vurucu unsuru F-16 Blok 30 uçaklarının yapısal iyileştirmelerinin devam ettiğini, F-16 uçaklarının yapısal ömrünü 12 bin saate çıkarılmasını hedeflendiğini duyurdu.

Fransa ile 18 adet Rafale savaş uçağı için anlaşma imzalayan Yunanistan’ın ise ayrıca ABD’den F-35 talebi bulunuyor. Geçtiğimiz günlerde Yunan Savunma Bakanı Panagiotopoulos, ülkesinin er veya geç 5. nesil bir savaş uçağı alacağını söyledi.

Sonuç olarak coğrafya, Türkiye’nin kara ve denizden harekatını zorlaştırdığı için iki ülkenin hava kuvvetlerine yoğunlaştığını ve bu çabanın daha da artacağını söyleyebiliriz.