Türk savunma sanayiinde yerlilik ve millilik (röportaj) Türk savunma sanayiinde yerlilik ve millilik (röportaj)

Türk savunma sanayiinde yerlilik ve millilik (röportaj)

Türk savunma sanayiinde yerlilik ve millilik (röportaj)


02/07/2019 11:15

HAVELSAN Su Üstü Projeleri Program Yöneticisi Dr. Doğan Özdemir ile röportaj
BU HABERİ
PAYLAŞ

Savuma Sanayii Dergilik takipçileri için HAVELSAN Su Üstü Projeleri Program Yöneticisi Dr. Doğan Özdemir ile savunma sanayiinde yerlilik ve millilik konusunu konuştuk.

Özdemir ilk olarak savunma sanayiinde yerlilik ve milliliği sağlamanın kolay olmadığını belirtti ve dünyada bu konuda yüksek oranlara ulaşan ülkelerin 100 yıldır, 120 yıldır savunma sanayiinde faaliyet gösterdiklerini, bu süre boyunca da savunma sanayii şirketlerinin hizmet verdiğini söyledi.  

Türkiye’deki savunma sanayii firmalarının neredeyse tamamının kuruluşunun 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında gerçekleştiğini hatırlatan Özdemir, “Firmalarımız aslında dünyadaki benzeri büyük firmaları göz önüne aldığımızda son derece gençler. Ama çok hızlı yol alıyoruz. Tabii Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra yediğimiz ambargoyla sistemlerin milli ve yerli olmasının değeri daha fazla anlaşıldı. Ve şu zaman içinde yaşadığımız terör olayları bu kapsamda yaşamış olduğumuz silah ve sistem temin etmede karşılaşmış olduğumuz zorluklar da bu anlamda bir şeyler yapılması gerektiği konusunda devletin her kademesinde bir bilinç oluşturdu ve bu da özellikle geçtiğimiz son 15 yılda yerli ve milli sistemlere büyük oranda destek verilmesine ve yatırım yapılmasına yol açtı.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de yerli ve milli yazılımların geliştirilmesine küçük bazda başladığını ve yurt dışından alınan alt projelerde taşeron olarak yer alıp çalışma yöntemleri üzerine bilgi edinen firmaların olduğunu aktaran Özdemir, yeterli iş gücü ve boyuta ulaştıktan sonra firmaların, hem sistem hem de yazılım üretiminde gittikçe artan miktarda yerlileşmeye ve millileşmeye başladıklarını belirtti.

“Her şeyi yüzde yüz milli ve yerli yapmamız gerekir mi?” sorusunun önemli bir konu olduğunu ifade eden Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:

“Yani bunun örneği dünyada aslında çok az. Millilikte ilk hedeflenmesi gereken konu, tasarımın milli olarak yapılabilmesi. Eğer bir sistemin yazılımı, tasarımı sizin elinizdeyse, siz yerli ve milli olarak o tasarımın üzerinde tam söz sahibiyseniz, kontrolünüz altındaysa bunu yaşatabilirsiniz, hatta belli ambargolar söz konusu olsa dahi siz tasarımınızı değiştirerek alternatif kaynaklara yönelme şansını elde edebilirsiniz. Bu çok büyük bir güç. Tabii millilik oranının da artırılması, yeni sistemlerde esas. Bundan 10-15 yıl önce millilik oranı yüzde 40’ların altındaydı, şu an yüzde 70’lere varan bir millilik oranından bahsediyoruz. Bu çok değerli ve önemli. Ne kadar milli getirisi fazla olursa hem milli serveti dışarıya harcamamış oluyorsunuz, yurt içinde ekonomiye bunun bir katkısı oluyor, işte burada gördüğünüz gibi gençlerimize, yeni mezunlarımıza iş imkanları ortaya çıkartıyor, hem de ülke savunmasının emin ellerde olmasını sağlıyorsunuz. Önümüzdeki yılarda da bu oranın daha da artacağından eminim. Ancak yüzde yüz olması gerekir mi? Eğer sistem parçası kritik değilse, çok fazla kaynaktan temin edilebiliyorsa ve Türkiye’de üretimi de eğer maliyet etkin değilse bu parçalardan feragat etmeyi göz önünde bulundurabilirsiniz veya güvendiğiniz ülkelerle iş birliğine gidebilir, o ülkelerle oluşturacağınız konsorsiyumlar içinde iş paylaşımı yoluyla da bu büyük projelerin içinde yer alabilirsiniz.”

HAVELSAN’ın, hem sivil hem de devlete ait yazılım projelerinde çok büyük bir güç olduğuna dikkat çeken Özdemir, Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetlerinin kullandığı pek çok milli yazılımın HAVELSAN tarafından üretildiğini dile getirdi.

Türk Silahlı Kuvvetleri arasındaki iletişimi sağlayan link yazılımlarında da HAVELSAN’ın kendisini ispatladığına değinen Özdemir, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bu tip büyük çaplı proje organizasyonu gerektiren yazılımın üretiminde HAVELSAN Türkiye’nin tartışmasız lider firmalarından bir tanesi. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda HAVELSAN bu yazılım portföyünü, ülkenin ihtiyaçlarına göre daha da genişleterek, örneğin siber güvenlik yazılımlarında son 4-5 yıldır çalışmaya başladık, önümüzdeki yıllar için hedeflerimizde yapay zeka uygulamaları, otonom sistemler gibi yeni alanlar söz konusu olacak. Değişen çağın ihtiyaçlarına uygun olarak yazılım şemsiyemizi genişleterek yolumuza devam edeceğiz.”