“Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz” “Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz”

“Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz”

“Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz”

29/04/2020 13:28

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili Sadık Piyade, vakfın amaçlarını, savunma sanayisinde gelinen noktayı anlattı.
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ tarafından 3 ayda bir yayımlanan "TUSAŞ MAG" dergisinin 115. sayısında Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili Sadık Piyade ile yapılan bir röportaja yer veriliyor.

"TUSAŞ MAG" dergisinin 115. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Türk Silahlı Kuvvetlerini güçlendirmeye devam edeceğiz” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

Türk Donanma Cemiyeti, Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, Deniz Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının birleştirilmesiyle kurulan Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gücünü Türk milletinden alarak, ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamayı sürdürüyor. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdür Vekili Sadık Piyade, vakfın amaçlarını, ülkemizin ve şirketimizin savunma sanayisinde geldiği noktayı bizlerle paylaştı.

Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfını kısaca tanıtabilir misiniz?

Vakfımızın kuruluş tarihini incelediğimizde, aynı kurtuluş mücadelemizde olduğu gibi, Türk Milletinin millî birlik ve beraberlik duygusu ile neleri başarabildiğine bir kez daha tanık oluyoruz. Ülkemizin 1964 yılında yaşadığı Kıbrıs bunalımı, savunma gereksinimlerinin karşılanması konusunda müttefik bile olsa yurt dışına bağımlı olunmasının doğurduğu sorunlar, savunma gereksinimlerinin yerli imkânlarla karşılanmasının önemini ortaya koymuştur. Bunun neticesinde 1965 yılında “kendi gemini kendin yap” mottosuyla ilk olarak Türk Donanma Cemiyeti kurulmuştur. Benzer şekilde 1970 yılında Hava Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı, 1972 yılında Deniz Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve son olarak da 1974 yılında Kara Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı kurulmuştur.

Yüce milletimizin bağışları ile Türk Silahlı Kuvvetlerimizin savunma sistem ve ürünlerinin modern teknolojiye dayalı olarak geliştirilmesi amacıyla kurulan söz konusu vakıfların 3388 Sayılı Kanun ile 26 Eylül 1987 tarihinde birleştirilmesiyle Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) ortaya çıkmıştır. Vakfın Mütevelli Heyeti; Cumhurbaşkanı başkanlığında, Cumhurbaşkanı’nın görevlendireceği Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Millî Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı’ndan oluşmaktadır. Vakfımızın kuruluş amacı; “Millî harp sanayimizin geliştirilmesi, yeni harp sanayi dallarının kurulması ve harp silah araç ve gereçlerinin satın alınması suretiyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş gücünün artırılmasına katkıda bulunmak üzere milletimizin maddi ve manevi desteğini sağlamak” olarak belirlenmiştir.

Öncelikle TSKGV olarak bugün, hiçbir karşılık beklemeden Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) güçlendirilmesine destek veren tüm bağışçılarımızla ve yaklaşık 20.000 vakıf şirketleri çalışanımızla büyük bir aileyi temsil etmekten gurur duyduğumuzu belirtmek isterim.

Büyük sermayedarı konumunda olduğunuz şirketler ve bu şirketlerin faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Vakıf bugün itibarıyla, savunma ve havacılık sanayisinde kendi faaliyet alanlarında öncü konumda olan Vakıf Bağlı Ortaklıklarında (VBO); ASELSAN’da %74,2 (1975), TUSAŞ’ta %54,5 (1984) ve ROKETSAN’da %55,3 (1988), HAVELSAN’da %99,5 (1982), İŞBİR’de %99,9 (1977), ASPİLSAN’da %98 (1981) oranında hisse sahibi ve ana sermayedar konumundadır.

VBO tarafından TSK’nın silah ve sistemlerinin yenilenmesi veya modernizasyonu açısından ihtiyaç duyduğu kritik yerli, millî ve özgün sistemlerin ileri teknolojilerle temin edilmesi hedeflenmiştir.

ASELSAN A.Ş.: 1975 yılında TSK’nın haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulmuştur. TSKGV’nin %74,2 hissesine sahip olduğu ASELSAN, özgün ürünleri ile dünyada bir elektronik devi hâline gelmiştir. Faaliyetlerini Ankara’da sürdürmektedir. Şirket, Türkiye’de askerî ve sivil haberleşme sistemleri, aviyonik sistemler, elektronik harp ve istihbarat sistemleri, radar sistemleri, hava savunma silah sistemleri, entegre silah sistemleri, komuta-kontrol-haberleşmebilgisayar-istihbarat sistemleri, seyrüsefer ve güdüm sistemleri, anayurt güvenliği sistemleri, siber güvenlik, mikro elektronik, trafik sistemleri, deniz sistemleri, elektro-optik sistem ve ürünlerin tasarımı, geliştirilmesi ve imalatı, sistem entegrasyonu, modernizasyonu ile satış sonrası hizmetleri alanlarında teknoloji merkezi konumundadır.

TUSAŞ A.Ş.: 1984 yılında kurulmuştur. Şirket, sabit ve döner kanatlı hava platformlarından uydu sistemleri ve insansız hava araçlarına kadar entegre havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin tasarım, geliştirme, modernizasyon, üretim, entegrasyon ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde Türkiye’nin teknoloji merkezi konumundadır. TSKGV, Ankara’da bulunan şirketin %54,5 hissesine sahiptir.

ROKETSAN A.Ş.: 1988 yılında kurulan ve Ankara’da bulunan şirket, roket, füze, hava savunma füze sistemleri, karadan karaya çok namlulu topçu roket sistemleri, hassas güdümlü mühimmat, uydu fırlatma ve itki sistemleri tasarım ve üreticisidir. Ayrıca Balistik Koruma Merkezi’ndeki imalat ve Ar-Ge faaliyetleri ile yerli sanayi için de öncü konumdadır. TSKGV, şirkette %55,33 paya sahiptir.

HAVELSAN A.Ş.: 1982 yılında kurulan ve Ankara’da bulunan şirkette, TSKGV %99,5 payla hissedardır. Şirket, yurt içinde ve yurt dışında askeri kamu, özel sektör müşterileri için görev ve emniyet açılarından kritik sistemler geliştirmekte ve çözümler sunmakta, katma değerli, dünya çapında komuta, kontrol, bilgisayar, haberleşme, istihbarat, keşif, gözetleme (C4ISR) sistemleri, sava ve savunma sistemleri, deniz savaş yönetim sistemleri, simülatör ve eğitim sistemleri, hava Komuta Kontrol ve Yönetim Bilgi Sistemleri, Siber Güvenlik Sistemleri, Enerji Yönetim Sistemleri geliştirmekte, İşletme ve Bakım-Onarım Hizmetleri vermektedir.

İŞBİR A.Ş.: 1977 yılında Balıkesir’de kurulan şirket, alternatör, jeneratör, konvertör, elektrojen grupları, elektrik panoları tasarımı ve geliştirilmesi, üretimi, test ve kalifikasyonu faaliyetlerinde bulunmaktadır. TSKGV, %99,9 payla şirket hissedarıdır.

ASPİLSAN A.Ş.: Türk Silahlı Kuvvetlerinin askerî pil ihtiyacını karşılamak üzere 1981 yılında Kayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde Kayserili vatandaşların yaptıkları bağışlarla kurulmuştur. TSKGV, şirkete %98,3 payla hissedardır. ASPİLSAN, her türlü taşınabilir nikel-kadmiyum (Ni-Cd), nikel-metalhitrit (Ni-MH), alkali, lityum batarya bloğu, nikel kadmiyum uçak akü hücresi ve komple uçak aküsü, endüstriyel amaçlı pil blokları, batarya şarj cihazları, laboratuvar test ve kontrol sistemleri alanlarında faaliyet göstermektedir.

Yerli, millî ve özgün ürünler geliştirilmesi ve bunların seri üretime dönüştürülerek millî savunma sanayisinde dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla teknoloji olgunluk seviyelerinin yükseltilmesi, ihraç lisansına tabi kritik alt malzemelerin millî imkânlarla geliştirilmesi, geleceğe yönelik insan kaynağının geliştirilmesi önem verilen konuların başında gelmektedir.

Kritik sistemlerin millî olarak tedarik edilmesine yönelik Ar-Ge ve yenilikçilik faaliyetlerine önem verilmesinin, ülkemizin geleceğinin güvence altına alınmasında önemli bir kuvvet çarpanı olduğu değerlendirilmektedir.

Savunma sanayi alanında tasarım ve üretim kabiliyeti olan yurt içi ekosistem oluşturma çabalarının yanı sıra, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından belirlenen faaliyet alanlarında Vakıf Bağlı Ortaklıklarınca yeni şirketler kurma veya mevcut şirketlere ortak olma suretiyle ülke savunmasının geliştirilmesi için gerekli yüksek teknolojiye sahip yerli, millî ve özgün sistemlerinin geliştirilmesi ve üretilmesi hedeflenmektedir. 2018 yılında, Türkiye’nin ihraç ürünlerinin kilogram başına değeri 1,32 ABD Doları iken, bu rakam savunma sanayi ürünlerinde 46,59 ABD Doları olarak kaydedilmiştir.

Şirketlerimizce gerek ihtiyaç duyulan kritik teknolojilerde, kendi özkaynakları ile başlatılan birçok Ar-Ge projesi ile yerli, millî ve özgün sistem, ürün ve platformların geliştirilmesine yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Dünyadaki en büyük 100 savunma sanayi şirketini satış rakamlarına göre sıralayan ve bu alanda en prestijli yayın organlarından biri olarak kabul edilen Defense News’in 2018 yılı sıralamasında ASELSAN 52’nci, TUSAŞ ise 69’uncu sırada yer alarak büyük bir başarı göstermiş, ROKETSAN ise 89’uncu sıraya adını yazdırmıştır.

Vakfın odaklanacağı yatırımlar ve VBO’nun başlıca önemli çalışmalarına yönelik bilgi verebilir misiniz?

Balıkesir’de bulunan İŞBİR ve Kayseri’de bulunan ASPİLSAN’ın teknolojik yetkinliklerinin ve kapasitelerinin artırılması maksadıyla başlanan yatırım faaliyetleri devam etmektedir. ASPİLSAN’ın 2021 yılı içinde Kayseri Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgesi’nde tamamlamayı planladığı yeni yatırımıyla, yaklaşık 24.000 m2 alan üzerinde Türkiye’deki ilk Lityum İyon pil üretim tesisi ülkemize kazandırılacaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının karşılanması başta olmak üzere, elektrikli araç bataryaları, uçak aküsü yeteneği ile sivil havacılık, batarya ihtiyacı bulunan elektrikli ev aletleri, kesintisiz güç kaynağı sistemleri, telekomünikasyon sistemleri ve robotik sistemler gibi sivil sektör ve ülkemiz açısından kritik önem arz eden enerji depolama sistemleri de bu yatırımın önemli kazanım hedefleri arasında olup, 2020 yılının ilk yarısında inşasının başlaması başlanması planlanmaktadır.

İŞBİR’in ise Türkiye’nin Ar-Ge ve yeniliğe dayalı ilk seri alternatör üreticisi hâline getirilmesi ve alternatör dışında da ileri teknoloji ürünlerini geliştirebilecek kabiliyete ulaşması hedeflenmektedir. Başta rüzgâr enerjisi santralleri olmak üzere yenilenebilir enerji alanında ihtiyaç duyulan alternatörlerin geliştirilmesi ve üretilmesi, Türkiye’nin Ar-Ge ve yeniliğe dayalı ilk seri alternatör üreticisi hâline gelmesi ve alternatör dışında da ileri teknoloji ürünlerini geliştirebilecek kabiliyete ulaşması hedefiyle, 25.680 m2 kapalı, 11.000 m2 açık alan olmak üzere toplam 36.680 m² üzerinde inşa edilecek bir tesis için yatırım süreci başlatılmıştır. Her iki yatırımın kaynağı da TSKGV tarafından sağlanmaktadır.

Diğer taraftan, VBO’nun devam eden projeleriyle ilgili olarak, ülkemizin tek kalemde gerçekleştirilen en yüksek bedelli ihracat projesi olan Pakistan MİLGEM Projesi'nin sözleşmesi hayata geçirilerek, dost ve müttefik ülkemiz Pakistan’a ihracatına yönelik ilk adım atılmıştır. Bu kapsamda Askerî Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş. (ASFAT) ile HAVELSAN arasında, bunun yanı sıra ASFAT ile ASELSAN arasında Savaş Sistemleri Alt Yüklenicilik Sözleşmeleri imzalanmıştır.

ASELSAN tarafından Deniz Elektronik Harp Süitinin geliştirildiği Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu’nun 2020 yılı sonunda teslim edilmesi planlanmıştır.

TÜBİTAK Savunma Sanayi Araştırma Geliştirme Enstitüsü (SAGE) tarafından Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilen ve ASELSAN ve ROKETSAN’ın da üretiminde görev aldığı Türkiye'nin ilk hava-hava füzesi Göktuğ Projesi kapsamında geliştirilen Bozdoğan Hava-Hava Füzesi’nin, uçaktan test atışlarının tamamlanmasının ardından envantere girmesi planlanmaktadır.

%54,49 hissesi TSKGV’ye ait bir vakıf şirketi olan TUSAŞ’ı değerlendirir misiniz?

Öncelikle vakfın %54,49 oranında hissesine sahip olduğu TUSAŞ’ın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kritik öneme sahip platformlarının ve sistemlerinin yerli, millî ve özgün olarak geliştirilmesi sürecinde çok önemli Ar-Ge ve seri üretim faaliyetleri yürüttüğünü, şirketimizin kritik öneme sahip bu faaliyetlerini vakıf olarak iftiharla ve memnuniyetle takip ettiğimizi vurgulamak isterim.

Bilindiği üzere, TUSAŞ’ın yurt içi projelerini Türk Silahlı Kuvvetleri ve İçişleri Bakanlığı ihtiyacına yönelik sürdürülen Ar-Ge, ürün geliştirme, seri üretim, modernizasyon ve bakım/idame projeleri oluşturmaktadır. Yurt dışı projeleri kapsamında ise şirketimiz; Airbus, Boeing, Northrop Grumman, Sikorsky gibi uluslararası firmaların hava araçlarının önemli yapısal parçalarının tasarım, test ve üretim faaliyetlerini sürdürmektedir.

Yurt içi projeleri kapsamında yerli ve millî platformlara sahip olunması hedeflenerek başlatılan T129 ATAK helikopterimiz, İnsansız Hava Aracı'mız ANKA, HÜRKUŞ Temel Eğitim Uçağımız, GÖKBEY özgün helikopterimiz gibi iftihar kaynağı projelerimiz devam etmektedir. 2019 yılı sonunda toplam 56 T129 ATAK helikopteri ve 23 adet İnsansız Hava Aracı ANKA’nın kullanıcı makamlara teslim edilmesi son derece memnuniyet verici bir gelişmedir. Bu projeler kapsamında, hâlihazırda yurt dışından tedarik edilen alt sistemlerin de kendi kabiliyetlerimiz ile üretilmesi için SSB öncülüğünde TUSAŞ tarafından sürdürülen çalışmaların başarı ile tamamlanacağına olan inancımız tamdır.

Bununla birlikte, şirketimizin küresel paydaşlarına satışını gerçekleştirdiği alt sistemlerin ve komponentlerin savunma sanayi ihracatına katkısı da yadsınamaz bir gerçektir. 2019 yılı sonu itibarıyla şirketimiz 550 milyon ABD Doları’nın üzerinde ihracat gerçekleştirmiştir. Bu doğrultuda uluslararası pazarda kendi referansını oluşturan şirketimizin, önümüzdeki dönemde kendi özgün platformlarının satışını da gerçekleştirerek, büyüme eğilimini sürdürmesini temenni ediyorum.

Bahse konu, ürün ve sistemlere sahip olmak için TUSAŞ’ın, Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine önemli yatırımlar yaptığını gözlemliyoruz. Bu kapsamda, 2019 yılında Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge Merkezleri Ödül Töreni’nde “En Fazla Ar-Ge Personeli İstihdamı” ve “En Fazla Ar-Ge Harcaması” kategorilerinde ödül almıştır. Bu ödüller nedeniyle TUSAŞ’ı bir kez daha tebrik etmek isterim.

Yüksek katma değer üreten şirketimizin proje faaliyetlerine devam ettiği Milli Muharip Uçak (MMU), AKSUNGUR, GÖKSUNGUR, HÜRJET ve daha nice platform ve sistemin geliştirme sürecini tamamlamasıyla önümüzdeki dönemde yurt içi ve yurt dışında çok daha önemli ve prestiji bir konuma ulaşacağına olan inancımız tamdır.

TSKGV şirketlerinin ekonomiye katkısı hakkında neler söylemek istersiniz?

Vakfımız, hisse sahibi olduğu şirketlerinin sağladığı istihdam, artan ihracatı, KOBİ’lere aktarılan iş payı ve katma değeri ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamaya devam etmektedir. VBO tarafından ana entegratör konumunun güçlendirilmesi, yurt içi alt yüklenicilerden azami ölçüde faydalanılarak, ana faaliyet alanlarında iş ekosistemi oluşturulması ve teknolojinin tabana yayılması da odaklanılan önemli süreçlerden biridir.

Bu durumun önemine binaen şirketlerimizin ekosistemlerine dâhil olan alt yüklenici sayısı her geçen gün artmaktadır. Örneğin, 2018 yılında vakıf şirketlerinin 3.656 yurt içi, 1.881 yurt dışı alt yüklenicisi bulunmaktadır. Özellikle yurt içinde dolaylı yoldan istihdama da destek verilmektedir.

Hedef; yurt dışı pazarların artırılarak, bu pazarlara yönelik etkin iş geliştirilmesi için girişimlerde bulunulması, 2023 yılında Türkiye’nin 10,2 milyar ABD Doları olarak hedeflenen ihracat hacmini yakalaması için vakıf şirketleri tarafından da gerekli pazarlama stratejileri ile yurt içinde ve yurt dışında uzun vadeli iş birliği alternatiflerinin oluşturulmasına yönelik faaliyetlere odaklanılması için yönlendirici olunmaktadır.

IDEF Fuarı hakkında neler söylemek istersiniz?

Vakfın en önemli faaliyetlerinden biri de IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nı icra etmektir. IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 1993 yılından itibaren iki yılda bir tekli yıllarda, Millî Savunma Bakanlığı ev sahipliğinde, TSKGV Genel Müdürlüğü yönetim ve sorumluluğunda düzenlenmektedir. IDEF Uluslararası Savunma Sanayii Fuar’ı, 1993-2019 yılları arasında 14 defa başarıyla icra edilmiştir. IDEF Fuarı kısa sürede savunma, güvenlik, denizcilik, havacılık ve uzay sanayi alanlarında önemli bir uluslararası tanıtım, pazarlama ve iş birliği platformu olmuştur. Fuar, katılımcı firma ve heyet sayısı itibarıyla dünyanın en büyük dört savunma sanayi fuarından biri olarak kabul görmektedir.

IDEF 2019 fuarına 71 ülke ve 3 uluslararası kuruluştan 151 heyete mensup 588 heyet üyesi ve 53 ülkeden 481’i yerli, 580’i yabancı, toplam 1.061 firma/firma temsilcisi katılmıştır. Türkiye’nin bir dünya markası hâline gelen IDEF’ten elde edilen bu başarının artırılarak sürdürülmesi maksadıyla, 25-28 Mayıs 2021 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek IDEF 2021, 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı çalışmalarına devam edilmektedir.