TUSAŞ’ın AR-GE faaliyetleri ve ilgili birimleri (Röportaj) TUSAŞ’ın AR-GE faaliyetleri ve ilgili birimleri (Röportaj)

TUSAŞ’ın AR-GE faaliyetleri ve ilgili birimleri (Röportaj)

TUSAŞ’ın AR-GE faaliyetleri ve ilgili birimleri (Röportaj)


28/08/2019 13:05

TUSAŞ AR-GE ve Prototip Operasyonları Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk ile röportaj
BU HABERİ
PAYLAŞ

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) AR-GE ve Prototip Operasyonları Başkanı, Yıldırım Bayezid Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Öztürk ile “TUSAŞ’ın AR-GE faaliyetleri ve ilgili birimleri” konusunu konuştuk.

Öztürk, TUSAŞ’ın AR-GE çalışmaları, gelecek hedefleri ve firmanın ilgili birimlerinin faaliyetleri hakkında şunları söyledi:

Biz TUSAŞ AR-GE olarak şu anda çok önemli bir sektördeyiz. Havacılık sektörü çok zor, çok detaylı, bilgi gerektiren bir sektör. Biz bu faaliyetleri şu an itibarıyla 4 müdürlükle sistematik olarak yürütüyoruz.

Bunlardan birinci müdürlüğümüz TUSAŞ Teknoloji Yönetim Müdürlüğü. Bu müdürlüğün çok önemli bir misyonu var. Şirketimizin bütün AR-GE faaliyetlerinin koordinasyonunu yapıyor. Yani yaptığımız bütün bu özgün ürünlerin hepsi birer AR-GE faaliyeti. Bunların raporlanmasını, takip edilmesini yapıyor, teknoloji yol haritamızı belirliyor ve bu teknoloji yol haritamızdaki kritik teknolojileri belirliyor. Aynı zamanda millileştirme, yerlileştirme faaliyetlerini organize ediyor. Hangi teknolojilere hangi seviyedeyiz bunu biliyor. Hangi teknolojilere doğru yönelmeliyiz, kısa orta ve uzun vadede neler yapmalıyız bunları takip ediyor. Üniversitelerle olan, araştırma merkezleriyle olan bütün ilişkilerimizi yönetiyor.  Bunun dışında bütün özgün kaynaklarımızdaki proje faaliyetlerimizin değerlendirilmesini, takip edilmesini, kapanışını, kazanımlarımızı raporluyor.

Diğer bir müdürlüğümüz İnovasyon Müdürlüğü. İnovasyon Müdürlüğü şirketimizdeki bütün gelecekle ilgili, geleceğin 5 yılında, 10 yılında veya 15. yılında dünya nereye gidiyor, bunu hesaplıyor. Bu teknoloji yol haritasında belirlediğimiz konulardaki seviyelerimizi yükseltmek için faaliyetler yapıyorlar. Belirlediğimiz kritik teknolojiler üzerinde proje yapıyorlar, yaptırıyorlar, takip ediyorlar. Yani tabiri caizse Türkiye içerisindeki bütün ekosistemi kullanmaya çalışıyoruz.

Sistem içerisindeki paydaşlarla ortak projeler yapıyoruz 

Bir sürü paydaşımız var. Örnek vermek gerekirse mesela Bilkent Üniversitesinin UNAM Laboratuvarını kullanıyoruz. ODTÜ’nün muhtelif laboratuvarlarını kullanıyoruz. TÜBİTAK MAM’la birlikteyiz, beraber çalışıyoruz. TÜBİTAK UME’yle birlikte çalışıyoruz. Yani bütün bu sistem içerisindeki paydaşlarla ortak projeler yapıyoruz ve aynı, benzer yatırımlar yapmak istemiyoruz.

Bizim amacımız şu: Biz netice itibarıyla bir yerde bir şey yapılıyorsa hem onları ekosistemimize sokuyoruz hem onlarla birlikte çalışıyoruz hem de beraber proje yürütüyoruz.  

Örnek vereyim: Geleceğin teknolojilerinden güneş enerjili insansız hava araçları diyelim, hibrit sistemler diyelim, yeni nesil görünmezlik teknolojileri diyelim, bunları bu İnovasyon Müdürlüğü bünyesinde çalışıyoruz. TUSAŞ’ın ihtiyaç duyduğu ve gelecekte ihtiyaç duyacağı teknolojileri bu bölüm organize ediyor.

4 tane teknoloji merkezimiz var

Bunun altında 4 tane teknoloji merkezimiz var. Bu teknoloji merkezleri: İleri Malzeme Proses ve Enerji Teknolojileri Merkezimiz var; kısaca İMPET diyoruz. Bunun altında mesela şu andaki 3 boyutlu yazıcılar, termoplastik kompozitler, kaplamalar, özel malzemeler, özel imalat prosesleri, bu teknoloji merkezleri altında çalışılıyor.

Mesela Özgün Mühendislik Araçları Teknolojileri Merkezimiz var, Gelişmiş Hava Araçları Konsepti Teknoloji Merkezimiz var, Döner Kanat Teknolojileri Araştırma Merkezimiz var. Bunların hepsinde üniversitelerle projeler yapıyoruz. Yeni bir yerde, dünyanın neresinde olursa olsun, bir bilgi varsa, onu şirketimize kazandırmamız gerekiyorsa, şirketimize yetkinlik kazandırmak anlamında onlarla irtibat halindeyiz, birlikte çalışıyoruz.

Üçüncü olarak Uludağ Üniversitesinde bir AR-GE merkezimiz var. Bizim büyük üniversitelerin teknoparklarında da müdürlüğümüz var. O müdürlük bünyesinde de fiberoptik sensörler üzerinde çalışıyoruz. Bunlar da kritik teknolojiler. Oradaki müdürümüz ve ekibi bu konuların uzmanı. Triz diye bir metodoloji var; bunun üzerine çalışıyorlar.

Patent konusunda çalışmalarımız var. Uludağ’dan sonra bir müdürlüğümüz de ABD’de var, faaliyet gösteriyor, Urbana’da, University of Illinois at Urbana Champaign’de. Oradaki teknolojik parkta bir müdürlüğümüz var. Onlar da yine sensör konusunda uzmanlaşmaya çalışıyor.

AR-GE bir yatırım ve millileşme, AR-GE’siz olmaz

Yurt dışı insan kaynağımızın güçlendirilmesi, buraya teknoloji transferi için bu tür ofisler açıyoruz. Çünkü bilgi neredeyse oraya doğru gidiyoruz. Yani bilgiyi almak için çaba sarf ediyoruz.

2018 yılı itibarıyla 2381 AR-GE personelimize destek sağladık. Şu anda arkadaşlardan aldığım 2642 rakamı gerçekten çok büyük bir rakam. Bir teknoloji gücü. Tabii biz bunu daha da yükseltmek istiyoruz; yüzde 30’lar, 35’ler seviyesine. Çünkü gelişime açık, daima araştıran, geliştiren, iyileştiren bir yapıya bürünmeye çalışıyoruz. Benim bir sloganım var; AR-GE bizim yaşam tarzımız. Daha önce söyledim, AR-GE bir yatırım ve millileşme, AR-GE’siz olmaz.