“TSK’nın en büyük avantajı çok hızlı çözüm oluşturabilmesi”

Bugün başlayan SAHA EXPO'da "Savunma Sanayinde Küresel Etkinlik ve Teknolojik Derinlik Yol Haritası" paneline katılan ROKETSAN Genel Müdürü Murat İkinci, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş ve terörle mücadele ortamlarındaki operasyonlarda en büyük avantajının ne olduğu konusunda açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin uzun süre Batı menşeli savunma sanayii ürünlerini kullandığını, bu anlamda Türkiye’nin Batı’nın en büyük pazarlarından biri olduğunu, bu durumun Türkiye’ye statik bir duruş kazandırdığını ifade eden Murat İkinci savaş alanlarının değişken ve dinamik olduğunu, hiçbir şeyin planladığı gibi gitmediğini belirtti.

İkinci savaş alanlarının bu yapısına uyum gösteren orduların başarılı olacağına dikkat çeken İkinci, “Siz eğer kendi ürünleriniz olmayan silah sistemlerini kullanacak olursanız o silah sistemlerinin üzerinde kendi ihtiyaçlarınıza göre revizyon yapmak, kendi ihtiyaçlarınıza göre onlardan farklı türev ürünler ortaya çıkarmanız çok mümkün olmuyor. Dolayısıyla elinizde ne varsa onu olduğu gibi kullanmak mecburiyetinde kalıyorsunuz. “ ifadelerini kullandı.

Murat İkinci Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük avantajı hakkındaki görüşlerini şu şekilde sıraladı:

“Kendi Ar-GE ürünlerimizle, kendi AR-GE faaliyetlerimizle elde etmiş olduğumuz temel teknolojileri savaş ortamında karşılaştığımız sorunları çözmek için çok hızlı bir şekilde kullanabiliyoruz. Çok hızlı çözüm oluşturabiliyoruz.

Bunu Suriye operasyonlarında, Karabağ’daki savaşta, yine silahlı kuvvetlerimizin terörle mücadelesinde çok yakından görüyoruz. İHA’larımızla, kendi mühimmatlarımızla,  ondan sonra yapmış olduğumuz elektronik sistemler üzerindeki düzenlemelerle karşı tarafın almış olduğu tedbirleri kendi kabiliyetlerimizi kullanarak çok kısa sürede o değişikliğe adapte olabilecek çözümleri sunabiliyoruz. AR-GE’nin böyle bir avantajı var. kendi teknoloji havuzunuzun olmasının size vermiş olduğu bir esneklik var, dinamiklik. Bu dinamiklik bizi çok daha üst noktalara taşıyacak inşallah  bu teknoloji havuzumuzu ve kabiliyetlerimizi  artırdığımız sürece. Bizler neyi doğru yapıyoruz? Aslında sektör olarak savunma alanında kendi ihtiyacımızı karşılamak üzere kendi teknolojimizi üretmek için çok ciddi adımlar atıyoruz ve geldiğimiz nokta hiç de küçümsenmeyecek bir nokta, çok başarılı olduğunu düşündüğümüz bir nokta; daha gidecek yolumuz olmasına rağmen”