TEI'nin engelleri aşan makine mühendisi ile tanışın TEI'nin engelleri aşan makine mühendisi ile tanışın

TEI'nin engelleri aşan makine mühendisi ile tanışın

TEI'nin engelleri aşan makine mühendisi ile tanışın

02/02/2020 17:00

İşitme engelli Makine Mühendisi İbrahim Oğuz’un ilgi çekici yaşam öyküsü...
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ Motor Sanayii AŞ'nin (TEI) dergisi "TEI Post"un son sayısında (136), TEI’de makine mühendisi olarak görev yapan işitme engelli İbrahim Oğuz’un yaşam öyküsüne yer veriliyor

"TEI Post" dergisinin 136. sayısının tamamına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ulaşabilirsiniz.

“Engelleri Yok Saymak” başlıklı yazıyı takipçilerimize sunuyoruz: 

“Engelli insanların da pek çok şeyi başarabileceklerini kanıtlamak için, ‘Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz.’ düşüncesini güderek sabırla ve büyük bir gayretle çalışılması gerekir.”

İşitme engelli bir makine mühendisi olan İbrahim Oğuz’un yaşam öyküsünü okurken, siz de bize hak vereceksiniz…

Bakın İbrahim Oğuz’un özgeçmişinde neler yazıyor:

“1973 yılında Ortaköy/Aksaray’da doğdum. Halen Eskişehir’de ikamet etmekte olup evli ve iki kız babasıyım. 1980 yılında Eskişehir Murat Atılgan İlköğretim Okulunda eğitimime başladım. Ortaokulu Çamlıca Sağırlar Sanat Okulunda, liseyi de Atatürk Endüstri Meslek Lisesi Makine Ressamlığı Bölümünde bitirdim. 1993 yılında başladığım Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünden 1997 yılında başarı ile mezun oldum. Mezun olduktan sonra yaklaşık 4 yıl iş bulamadım. Mektuplarla ve mülakatlarla kendimi ifade etmeye çalıştım ancak başaramadım. 2001 yılında yolum TEI ile kesişti. 2013 yılına kadar İmalat Mühendisliği Müdürlüğünde Kıdemli CNC Programlama Mühendisi olarak çalıştım ve emekli oldum. Verdiğim 2 yıl aranın ardından, 2015 yılında itibaren TEI’de çalışmaya devam ediyorum ve şu anda Türkiye’nin İlk Millî Turboşaft Motor Geliştime Projesi’nde Uzman Mühendis olarak görev alıyorum.”

İbrahim Oğuz’un, çok ileri derecede işitme kaybı vardı ve o zaman ülkemizde tedavi olanakları kısıtlı olduğu için küçük yaşlarda Almanya’ya gitmek zorunda kalmıştı. Başlangıçta bu rahatsızlığının geçici olduğunu sandı ancak işitme engelli olduğunu anlayınca da durumu kabullenerek hayata daha sıkı sarılmaya başladı.

Engelleri aşmanın kolay olmadığının bilincinde olan İbrahim Oğuz, duygularını şöyle dile getiriyor:

“Çevreme baktığımda insanların farklılıkları olduğunu gözlemledim. Bazısı gözlük kullanıyor, bazısı hızlı konuşuyor, bazısı ise yürüyemiyordu. Bunların hepsi normalken benim durumum da tabi ki normaldi. Kısacası engelleri yok saymamda hayatta en büyük etken kendimdim. Önce kendime saygım ve güvenim vardı.”

“Eğitim hayatım başladığında asıl zorluklarla boğuşmaya başladım.”

Engeli yüzünden okullara kabulü kolay olmadı. Ailesi, özellikle de ablasının mücadelesi sonucu, Eskişehir Atatürk Endüstri Meslek Lisesi Makine Ressamlığı Bölümüne alındı. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz düşüncesini güderek, engelli bireylerin de pek çok şey başarabileceklerini kanıtlamak için sabır gösterdi ve büyük bir gayretle çabaladı.

Hayatta en büyük idealinin mühendislik olduğunu belirten Oğuz, engelinden dolayı üniversite hazırlık kurslarından ve özel öğretmenlerden ders almasının mümkün olamayacağını uzun uğraşlar sonucu öğrenince, büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Yine de ailesinin büyük destek ve teşvikiyle 1993 yılında Öğrenci Seçme Sınavı’na katılarak; Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünü kazandı. Hayatında onun için unutulmayan bir ilk de Türkiye’de işitme engelli olarak üniversiteyi kazanan tek öğrenci olmasıydı. Zorlu geçen öğrenim hayatında, onunla birlikte liseye başlayan iki engelli arkadaşı başarılı olamayıp üniversiteye gidemezken; Oğuz çalışmaya devam etti ve üniversitede ilk on başarılı öğrenciden biri olmayı başardı. Bu başarının ardından okumaya karşı hevesi daha da arttı ve ailesinin desteği ile bütün zorluklara göğüs gererek ve arkadaşlarıyla yarışarak, 1997 yılında bölümden mezun olan dört öğrenciden biri oldu.

4 yıl süren iş arayışının ardından TEI’de çalışma fırsatı bulan ve işte engelleri yok sayarak başarıya ulaşan İbrahim Oğuz, kendi yaşamından çıkardığı derslerle kendisi gibi olanlara verebileceklerini şöyle anlatıyor:

“Engelli bir birey olarak Eskişehir’de yaşıyor olmak bizler için çok büyük bir şans. Çünkü burada herkesin engeline göre rehabilitasyon merkezleri, bu konuda özel eğitim veren okullar oldukça fazla. Bir diğer yandan Eskişehir’de yaşayan herkes engelli bireylere karşı oldukça yardımsever. Bu sebeple, Eskişehir’de ve özellikle TEI’de hiçbir zorlukla karşılaşmadım.

Benim ve diğer engelli çalışma arkadaşlarım için çalışma ortamının sağlanmasında çok büyük katkısı olan TEI Genel Müdürümüze teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca direktörlerimin, müdürümün, liderim ve iş arkadaşlarımın hoşgörüsünü, yardımını ve bana olan güvenlerini de hiçbir zaman unutamam.

İşitme engelli bireylerin gelişimi için ayrıca dernek ve sivil toplum kuruluşlarının önemi de bence çok büyük. Bir aile, çocuğunun bir engeli olduğunu fark ettiğinde kendisine yol göstermesi için sivil toplum kuruluşlarıyla irtibata geçerek aklına gelen tüm soruların cevaplarını alabilirse sürece daha hızlı adapte olabilir. Ailelerin soracağı; nereye gitmeli, tedaviye ilk nereden başlamalı, hangi hastaneye müracaat etmeli ya da hangi eğitim kurumuna başvurmalı, buralarda yasal olarak hangi işlemleri yapmalı, işitme cihazı alınacaksa nereden, nasıl temin edilmeli gibi soruların cevaplarını bilmek hayatlarını kolaylaştıracaktır.

Engeli olan bireylerle daha etkin iletişim kurulabilmesi için işaret dilinin öğretilmesi çok önemlidir. Ben, 2015 yılında 120 saatlik eğitimi tamamlayarak Türk İşaret Dili Eğitimi Sertifikası aldım. Sizler de işaret dili öğrenerek engelleri kaldırabilirsiniz. Birçok kurum ücretsiz işaret dili eğitimleri düzenliyor. Bunlardan bazıları; Halk Eğitim Merkezleri, belediyeler ve Eskişehir İşitme Engelliler Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Kulübü Derneği.

İşaret dilini bilmeyenlerin dahi kolay iletişim kurmasını sağlayabilecek birtakım ipuçları mevcut:

• İşitme engelli biriyle konuşurken kendisiyle konuşulduğunu fark etmesi sağlanabilir. Elinizle işaret edebilir veya hafifçe omzuna dokunup dikkatini size vermesi sağlanabilir.

• Engelli bireye nasıl iletişim kurmak istediğinin sorulmasında fayda var. Dudak okumayı tercih ediyor ve yavaş konuşmanız gerekiyor olabilir ya da yazarak iletişim kurmak isteyebilir.

• Göz kontağı kurmak karşılıklı anlaşmayı kolaylaştırabilir.

• Dudak okumaya çalışan bir engelli ile iletişim halindeyseniz yüzünüzün ışık aldığından ve konuşurken dudaklarınızın görünürlüğünden emin olun.

Bir de işitme engelli bireylerin çok zorluklarla yetiştiğini ve burada engelli ailelerinin nelere katlandığını, yaşam kalitelerinin ne kadar düştüğünü belirtmeliyim. Bizlere bu kadar fedakârlık yaptıkları için bütün engelli ailelerine sonsuz sevgi ve saygılar sunuyorum. Biz onlar sayesinde bu aşamalara geldik. Zoru başardık…”