Savunma sanayiinde millileşme AR-GE'siz olmaz (Röportaj) Savunma sanayiinde millileşme AR-GE'siz olmaz (Röportaj)

Savunma sanayiinde millileşme AR-GE'siz olmaz (Röportaj)

Savunma sanayiinde millileşme AR-GE'siz olmaz (Röportaj)


15/08/2019 13:27

TUSAŞ AR-GE ve Prototip Operasyonları Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Öztürk ile röportaj
BU HABERİ
PAYLAŞ

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) AR-GE ve Prototip Operasyonları Başkanı, Yıldırım Bayezid Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Öztürk ile Savunma sanayiinde AR-GE'nin önemi konusunu konuştuk.

Savunma sanayiinde millileşmenin AR-GE'siz olmayacağını vurgulayan Öztürk, Savunma sanayiinde AR-GE'nin önemi hakkında şunları söyledi:

Savunma sanayii çok kritik bir sektör. Diğer sektörlerden farklı. İstediğiniz bir ürünü istediğiniz zaman alamayabilirsiniz. Bununla ilgili bazı yasaklar, ambargolar olabilir. Ürünün temininde güçlük çekebilirsiniz.  Ne kadar çok paranız olursa olsun size bu ürünü vermeyebilirler. Ülkeler arasındaki siyasi ilişkiler, dostluklar veyahut da menfaat ilişkilerini göz önünde bulundurduğumuz zaman yani biz silahlarımızı, savunma sanayii ihtiyaçlarımızı çok kolay temin edemeyebiliriz; paramız olsa dahi.

Bu anlamda ülkemizin tam bağımsızlığı anlamında kendi savunma sanayii ürünlerini yapmamız gerekiyor. Tabii bu söz olarak çok kolay bir şey ama bunu gerçek anlamda hayata geçirmek oldukça zor. Gerçekten de bu işin başlangıç noktası AR-GE. Birçok bilgiyi, teknolojiyi know-how'ı ancak çalışarak, araştırma yaparak, ter dökerek, ciddi manada bilimsel derinliğe inerek elde edebiliriz.

İşte bütün bu faaliyetler AR-GE faaliyetleri oluyor. Bir örnek vermek istersek, bugün mesela F-35 uçağı konuşuluyor. Buradaki en önemli teknoloji nedir?  Görünmezlik teknolojisidir. Bu iki çeşit; uçağın hem geometrisiyle ilgili hem de üzerindeki boya veya kaplamlarla ilgili. Düşünün ki bu boya ve kaplamaları siz ne kadar para verirseniz verin size bunu kimse vermez. Yani ben bu teknolojiyi satın almak istiyorum deseniz alamazsınız. Alsanız o zaman yenisi çıkmıştır, bir işinize yaramaz, daha yenileri, daha radarlardan, sinyallerden kendini koruyan bir yeni teknoloji çıkmıştır.

Ne yapmanız gerekiyor? Olayın temeline inmeniz gerekiyor. Aslında AR-GE olmadan millileşme olmaz ve savunma sanayii de olmaz. Çünkü hiçbir ürünü bu faaliyetleri yapmadan geliştiremezsiniz. Çünkü düşünün bir uçağı bir sürü alt sistem var, bir sürü bilinmeyen var, bunları çözebilmeniz için hepsini teker teker en ince ayrıntılarına inip çalışmanız gerekiyor. İşte bütün bu faaliyetler araştırma geliştirme faaliyetleri ve bunlar bir bütün olarak, bir ekosistemle yapılacak şeyler. Bu nasıl bir ekosistem? Üniversiteler, araştırma merkezleri, KOBİ’ler, büyük firmaların hepsinin  ortak konsorsiyumunda, birlikte çalışacağı bir ekosistem oluşturmanız gerekiyor.

Bir uzmanlığı olmadan bir firmanın hayatta kalması çok zor

Bir uzmanlığı olmadan bir firmanın hayatta kalması çok zor. Çünkü aranılan bir firma olması gerekiyor, bunun için de bilgili bir firma olması gerekiyor, teknoloji geliştiren bir firma olması gerekiyor. Aslında çok ilginçtir, en önemli teknolojiler, en kritik teknolojiler küçük firmalarda geliştiriliyor. Onlar bu işi gece gündüz demeden, odaklanarak o teknolojiyi geliştiriyorlar.

Gerçekten de konuda bilgili insanlarla beraber çalışması gerekiyor. Mesela üç beş tane bilgili,  konuyu seven, kendini bu konuya adamış insanların kurduğu firmalarda çok büyük teknoloji gelişimleri sağlanıyor. Genelde de dünyaya bakarsanız bu tür küçük firmaları büyük firmalar satın alarak bünyesine katıyorlar veya onların teknolojilerini satın alıyorlar, patentlerini satın alıyorlar.

Gelişmişlik seviyesiyle AR-GE faaliyetleri doğrudan orantılı

Bizim de Türkiye içerisinde aynı bu modeli, bu model Amerika’da çok iyi çalışıyor, Avrupa’da çok iyi çalışıyor, bu modeli aynen uygulamamız gerekiyor. Bir ülkenin gelişmişlik seviyesine bakarsanız, herhangi bir ülkeyi değerlendirdiğiniz zaman o ülkedeki bilimsel yayınlar, patentler, inovasyon faaliyetleri ve ürünleri, marka değeri, bunların hepsi birbiriyle ilişkili.

Ülkenin gelişmişlik seviyesiyle AR-GE faaliyetleri doğrudan orantılı. Yani milli gelirlerin büyük bir kısmını AR-GE faaliyetlerine harcıyorlar ve bunların da gelecekte meyvelerini yiyorlar. Şunu hiç unutmamak lazım, AR-GE bir yatırım. AR-GE günü kurtarmak değil. AR-GE ilk aşamada direkt para kazanma aracı değil. AR-GE bir yatırım. Geleceğe yatırım yapıyoruz. Ülkenin geleceğine yatırım yapıyoruz. Bu savunma sanayii özelinde olabilir, başka sektörlerde olabilir. Siz zaten bu yatırımı yapmazsanız gelecekte yeriniz olmaz.