Savunma sanayiinde bakım dün nasıldı, bugün nasıl ve gelecekte nasıl olacak? Savunma sanayiinde bakım dün nasıldı, bugün nasıl ve gelecekte nasıl olacak?

Savunma sanayiinde bakım dün nasıldı, bugün nasıl ve gelecekte nasıl olacak?

Savunma sanayiinde bakım dün nasıldı, bugün nasıl ve gelecekte nasıl olacak?

11/11/2019 15:27

TEI mühendislerinden Yasemin Arıkan, savunma sanayiinde bakımın dününü, bugününü ve geleceğini yazdı.
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ Motor Sanayii AŞ'nin (TEI) dergisi "TEI Post"un son sayısında (135), TEI İşletme Bakım Müdürlüğünde Kıdemli Teknik Lider Yasemin Arıkan'ın "Bakımın dünü, bugünü ve geleceği" başlıklı yazısına yer verildi.

"TEI Post" dergisinin 135. sayısının tamamına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ulaşabilirsiniz.

Arıkan'ın yazısını takipçilerimize sunuyoruz: 

Bakımın dünü, bugünü ve geleceği

Bakım dün nasıldı, bugün nasıl ve gelecekte nasıl olacak? Son yıllarda bakımdaki kilit alanlar, iş gücü ve varlıkların yönetimiyle beraber teknolojik yeterliliktir. Bunları önemli hale getiren şey, en pahalı veya sınırlı kaynaklarla en iyi durumun elde edilebilmesidir. Bakım yönetim sistemlerine, üreticilerin maliyetleri düşürürken; iş verimliliğini artırması için ihtiyaç duyulmuştur.

Günümüzde birçok üretici, üretim operasyonlarının yönetimini; üretim, ambar ve kalite operasyonlarıyla senkronize ederek, bakım yönetimini optimize etmiştir. Artık bakım, sadece ekipmanın bozulduğu anda tamir etmekle sınırlı değildir, aynı zamanda; çevre, personel, tesisin güvenliği, enerji verimliliğin ve finansal boyutların etkilendiği sürdürülebilir gelişmenin üzerinde de etkilidir. Gelecekte, kalıcı kalite iyileştirmeleri ile ekipmanın kendi kendini düzeltmesi üzerine kurulu ve toplanan verilerin akıllıca kullanılmasıyla daha az bakım faaliyeti gereken bir hale gelmesi beklenmektedir.

BAKIMIN TARİHÎ GELİŞİMİ

Tablo 1’de, bakım yönetiminin tarihsel gelişimi gösterilmiştir. Varlıklarımızın korunması ve bakım ihtiyacı, insanlık tarihi kadar eskidir. İkinci Dünya Savaşı’na kadar olan kısım, bakımda birinci jenerasyondur.

Bu sürede, endüstride genel olarak basit ve güçlü mekanik ekipmanlar kullanılmıştır. Yönetim, duruş veya bakım konularıyla ilgilenilmemiştir. Sistematik bir bakım veya bakım profesyonellerinden özel yetenekler beklenmemiştir. Bakım, arıza oluncaya kadar kullanma ve arıza olunca da arızayı gidermek demekti. Ekipmanı temiz tutma ve yağlama gibi özel bakım metodolojisine gerek yoktu.

İkinci Dünya Savaşı, bakımda ikinci jenerasyonun başlangıcıdır. Savaşla birlikte ihtiyaçların fazlalaşması, endüstride iş gücünün azalmasına ve mekanikleşmenin artmasına neden olmuştur. Kompleks ekipmanların artmasıyla el işçiliği azalmış, ekipmanın çalışma güvenirliği ihtiyacı doğmuştur. Fabrika yöneticileri için ekipman duruşu, gerçekten önemli bir konu haline gelmiştir. Bununla beraber, ekipman hatalarının önlenmesine dayalı önleyici bakım kavramı ortaya çıkmıştır. 1960’lı yıllarda önleyici bakım, planlanmış zaman aralıklarında bakım işlemlerinin yapıldığı ekipmanın planlı duruşudur. Bu durum, maliyetlerde artışa sebep olmuş, bakımın planlanması ve kontrol sistemlerinin oluşturulması gerekliliği doğmuştur.

Modern ekipmanlar için kapital yatırımları gerekli olmuş, kapitalin geri dönüşünü sağlamak için ekipmanın yaşam ömrünü artırmak ve iyileştirmek gerekmiştir. Böylece 1980’li yıllarla beraber, üçüncü jenerasyon bakım başlamıştır. Planlı kesintilerin maliyetleri bütçeyi aştığı için, yeni yollar aranmış, duruşlara neden olan hatalar analiz edilerek, önlemede yenilikçi bir yöntem araştırılmaya başlanmıştır. Bu durum; vibrasyon analizi, yağ analizi, termal izleme gibi yöntemleri kullanarak durum izleme dönemini başlatmış, böylece uygun zaman belirlenerek gerekli ekip ve malzemeler hazırlanarak değiştirme faaliyeti gerçekleştirilmiştir.

Dördüncü jenerasyon, bu üç jenerasyonun üzerine kurulmuştur. Fonksiyonel talep, ekipman tasarımı ve bakım arasındaki entegrasyon, önemli hale gelmiştir. Risk temelli bakım yönetimi ile bakım ihtiyacı en aza indirilmeye çalışılmıştır. Artan teknoloji ile ekipman arızalarını algılama, tahmin, teşhis ve önleme için bilgi teknolojisi oluşturulmuştur.

BAKIMIN DÜNÜ VE YARINI

Bakımın genel olarak geçmişine bakacak olursak, bakım uygulamaları; ekipman üreticileri ve endüstri standartlarının ilkeleri üzerine kurulmuştu. Bu ilkeler, bazen ekipmanın çalışma sayısını baz alırken, çoğunlukla zaman temelli bakım programı ile sonuçlanıyordu.

Günümüzde bakım; ekipmanların kesintisiz çalışması, her zaman çalışır durumda olma isteği ile daha da kritik bir hale gelmiştir. Kaynaklar azaltılmış olup beklentiler ve istekler değişmemiştir. Bakım yapmak için ya kaynak varken ekipman hazır değildir ya da kaynak yokken ekipman hazırdır.

Günümüzde bakım yaklaşımlarına bakacak olursak;

• Eski bakım kayıtlarını gözden geçirip, ekipmanın çalışma koşullarını inceleyerek, bu tarihsel veriler doğrultusunda gerekli bakım seviyesi oluşturulabilir. Bakım kapsamı, geleneksel uygulamalar ve operasyonel bakımı içeren ‘Tam Bakım’a adapte edilir. Böylece faaliyet süresi ve ekipmanın duruş süresi azalacaktır.

• Ekipman, eski bakım kayıtları ve devam eden gözle kontroller temelinde derecelendirilecek ve sıralanacaktır.

• Ekipmanlarda bazı göstergeler, yağ analizi gibi yapılarak kontrol ve değişimler sağlanacaktır.

Gelecekteki bakımın içeriğine bakacak olursak, kritik hata modlarının maliyet etkili bir şekilde sürekli izlenmesi konusu gündeme gelecektir.

Burada önemli bir nokta, nelerin izlenmesi gerektiğidir. Daha az bakım faaliyeti gerektirecek, hatta ekipmanın kendi arızasını kendisi tespit ederek giderecek ekipman tasarımları gündeme gelecektir. Gelecekte kullanıcılar, düşük bakım bütçesi ile daha güvenilir ekipmana sahip olacakları gibi, şimdiki durumları hakkında da detaylı bilgiyle donatılacaklardır. Gelecekteki bakım, üretim ve endüstrinin geleceği ile iç içedir ve ayrı düşünülemez. Şu anda Endüstri 4.0 veya Nesnelerin İnterneti (Internet of Things - IOT) bütün gelişme ve yenilikler üzerinde gözle görülür bir etkiye sahiptir.

NESNELERİN İNTERNETİ

E-bakım, 2000’li yıllarda bakımla ilgili literatürde kullanılan bir terim olarak karşımıza çıkmıştır. Günümüzde yaygın bir kullanımı yoktur. E-bakım’da “e” harfi “excellentmükemmel” kelimesini ifade eder. E-bakım; az kişi ve para ile etkili, bakım metriklerini sağlayan verimli ve tam bakım anlamına gelmektedir. E-bakım; birçok uygulamanın, nerede ve ne zaman gerekli ise bir arada toplayan ve varlık bilgisine ileten bir varlık bilgi yönetim ağıdır. E-bakım, geleneksel bakım tiplerinin yerine daha kestirimci ve proaktif tipleri kullanır. Çok yaygınlaşmamış bir felsefe olan E-bakım'ın altyapısı, IOT’dir.

Nesnelerin interneti, fiziksel nesnelerin internete erişim sağlayarak birbirleriyle veya daha büyük sistemlerle iletişim kuran, ekonomik ve sosyal anlamda büyük bir geri dönüş sağlayan bir ağ olarak tanımlanabilir. IOT, 1991 senesinde İngiltere’de Cambridge Üniversitesi laboratuvarında çalışan bazı mühendislerin kahve ihtiyaçlarını gidermek için buldukları bir çözümdür. Bir webcam kahve makinesinin önüne konulup, bir bilgisayar yardımıyla diğer bilgisayarlara bu makinenin görüntüsü gönderilmiş, böylece her zaman taze kahve tüketilmesi sağlanmış oluyordu. Bu uygulama çevrim içi ve gerçek zamanlı haberleşme özellikleriyle gerçekleştirildiği için IOT uygulaması olarak kabul edilmiştir. Günümüzde IOT yapısını oluşturan sensör, ağ yapısı, bilgi işlem gibi faktörlerin maliyetlerinin her geçen gün düşmeye başlaması, bu olguya ilginin artmasını ve trend olmasını sağlamıştır.

IOT teknolojilerinin verimli kullanılması ile firmalar, verilerin yakalanıp analiz edilmesini, potansiyel problemlerin oluşmadan uyarı vermesini ve kestirimci bakımın gerçek gücünü hissedeceklerdir. Bu durum; duruşları azaltacak, servis ve bakım masraflarını kesecek, ürün ve prosesleri optimize edecek ve müşteri memnuniyetini en üst seviyeye taşıyacaktır.

ENDÜSTRİ 4.0

Üretimin mekanikleşmesi, endüstrinin elektrikleşmesi ve üretim süreçlerinin otomasyonu sonrasında dördüncü sanayi devrimi ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Endüstri 4.0 terimi kullanılmaya başlandı. Endüstri 4.0; IOT ve analitik, katma değerli üretim, robotlar, yapay zeka ve bilimsel teknolojileri de içeren ilgili fiziksel teknolojilerle fiziksel-dijitalfiziksel çevrimini tamamlayan gerçekliğin bir entegrasyonunu temsil eder. Sanayi Devrimi olarak adlandırdığımız Endüstri 4.0 kavramı; pazar gereksinimlerini hızlı, esnek ve verimli bir anlayış ile karşılamaya çalışan endüstrinin, hızlı gelişen teknoloji olanakları sayesinde gerçekleştirdiği yeni bir sanayi reformu olarak nitelendirilmektedir.

Endüstri 4.0 ile endüstriyel üretimle ilgili tüm birimlerin birbirleriyle haberleşmesi, büyük verilere gerçek zamanlı ulaşılabilmesi ve bu veriler sayesinde en uygun katma değerin sağlanması hedeflenmektedir. İlk olarak Almanya’da ortaya çıkan bu kavram sayesinde, artık sadece Almanya değil tüm dünya yeni bir endüstriyel sisteme geçiş yapmaktadır. Endüstri 4.0’ı sadece bir üretim hattının değil, bir şirketin bütün çalışma süreçlerinin sayısallaşması olarak tanımlanmaktadır. Özellikle teknolojinin ve internetin başka bir boyut kazandığı günümüzde, iletişim kuran nesnelerin veri toplayıp üretim sürecini tamamen değiştirdiği ve makinelerin insanlarla etkileşimini öne çıkardığı bir döneme girilmiştir.

Endüstri 4.0 ile dijitalleşmenin getireceği faydalar;

• %5-10 maliyet tasarrufu,

• Stok taşıma maliyetinde azalma,

• %10-20 ekipmanın çalışma süresinde ve kullanılabilirliğinde artış,

• %20-50 ekipmanın bakım planlama zamanında azalma,

• %5-10 genel bakım maliyetlerinde azalma,

• Verilere ve bilgilere daha fazla güven sağlama,

• Girişim, performans ve hesap verebilmede açıklıktır.

Endüstri 4.0 ile makinalardan veriler bir ağ üzerinden çekilecektir. Çekilen bakımla ilgili veriler değerlendirilerek anlık olarak arızalar giderilecek ve bu aktif bir faaliyet olacaktır. Çekilen bir kısım veriler değerlendirilerek, kestirimci bakımda yapılması gereken kalemler ve bunların zamanı belirlenecektir. Bu pasif bir faaliyet olacaktır. Bu veriler yine değerlendirilerek, makinaların arızalarını ve kestirimci bakım sürelerini ve sıklıklarını azaltacak yönde makina iyileştirmeleri için fırsatlar yakalanacaktır. Böylece bakım kaynaklı duruşlar, minimize edilerek kullanılabilirlik artırılmış olacaktır. Makina açısından durum böyle iken, bakım personeli açısından da neyi, ne zaman ve nasıl yapacağına dair bilgiler netleşecektir. Bu durum; yedek/sarf malzemelerde, yapılan bakım işlerinde, bakım yapan kişilerde bir standardizasyon sağlayacak; bakım yönetimi açısından da verimlilik artacak, standartlaşma sağlanacak, kalite artacak ve maliyetler düşecektir.

SONUÇ

Varlıkların korunması ve bakım ihtiyacı insanlık tarihi kadar eskidir. Bakım, eskiden sadece makinanın durduğu an çalışır hale getirilmesini esas alırken; yaşanan sanayi devrimleri, gelişen teknoloji, kaynakların azalması, rekabetin artması ile birlikte önleyici, durum temelli, kestirimci gibi birçok bakım türleri ortaya çıkmıştır. Sanayi Devrimi, internet ortamının kullanılmasındaki artışla beraber, makinaların akıllı sistemlerle donatılmasını, bilgi alışverişini yapmasını sağlayarak makinalardan her türlü verinin alınabilmesine olanak sağlamıştır. Bu veriler işlenerek, bakım için fırsatlar ortaya çıkarılmıştır. Hızla gelişen teknolojilerle, gelecekte kendi kendine bakım yapan makinalara sahip olmak hiç de uzak değildir.