Savaş sanayii ve ordumuz Savaş sanayii ve ordumuz

Savaş sanayii ve ordumuz

Savaş sanayii ve ordumuz

24/02/2021 11:45

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türk basınında milli savunma sanayii yazı dizisi 8. bölüm
BU HABERİ
PAYLAŞ

"Kıbrıs Barış Harekatı’ndan Sonra Türk Basınında Milli Savunma Sanayii" yazı dizisinin 8. bölümü:

SAVAŞ SANAYİİ VE ORDUMUZ

Türkiye’de savaş sanayii kurulurken daha doğrusu mevcut savaş sanayii köklü biçimde geliştirilip modernleştirilirken, üzerinde önemle durulması gereken konulardan en önemli saydığım iki tanesine değinmek istiyorum.

Bu konulardan biri “Türkiye de savaş sanayii kurulsun mu; kurulmasın mı?” tartışmasında tek ve yetkili cevap sahibinin Türk Silahlı Kuvvetleri olduğudur. Bazı kimselere göre; bütçesinin yaklaşık olarak %20'sini zaten Milli Savunma giderlerine ayıran Türkiye'de savunma giderlerini arttırmak, diğer yatırımlara gidecek fonları azaltacaktır.

Bu görüşte gerçeklik payı vardır. Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye'nin en etkin biçimde nasıl savunulacağının tespiti Silahlı Kuvvetlerin görevidir. Bu görevi Silahlı Kuvvetlere vermek ama görevin ifası için gerekli harcamayı tartışma konusu yapmak tutarsız bir yoldur. Ordu amaçlarını tespit edecek; başta Maliye Bakanlığı olmak üzere bütün devlet kuruluşları bu amaçlara ulaşmayı mümkün kılacak insanları yaratmayı görev edinecektir.

İkinci önemli konu: Savaş Sanayii kurulurken orduyu ekonomik tartışmaların dışında tutabilmektir. “Sanayici-Asker bileşimi” diye adlandırılan Özel sektör-Ordu işbirliği; bütün batı ülkelerinde şiddetli tenkitlere hedef olmaktadır. “Orduya silah yapıyoruz” diye birçok insana devlet sırtından yüksek kârlar sağlanması, özellikle Türkiye’nin sosyoekonomik yapısı içinde asla mümkün olamaz.

Bu sebeple savaş sanayii, kesinlikle devlet işletmeleri halinde kurulmalıdır. Ancak bu yola gidilirse hiç kimse orduyu günlük tartışmalar içine çekme fırsatını bulamaz. Öte yandan askeri projelerin gizliliği de böyle bir çözümü gerekli kılmaktadır.

Vural Savaş

Tercüman, 14 Ocak 1975