SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ile röportaj SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ile röportaj

SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ile röportaj

SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ile röportaj

03/06/2020 13:15

SSB Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, Türk savunma sanayii ile ilgili açıklamalarda bulundu
BU HABERİ
PAYLAŞ

HAVELSAN tarafından üç ayda bir yayımlanan “HAVELSAN Dergi”nin 5. sayısında, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ile yapılan bir röportaja yer veriliyor.

“HAVELSAN Dergi”nin 5. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Savunma Sanayii Alanındaki Yolculuğumuz 80’li Yılların Sonunda Başladı” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

SAVUNMA SANAYİİ ALANINDAKİ YOLCULUĞUMUZ 80’Lİ YILLARIN SONUNDA BAŞLADI

28 yıldır Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde, çeşitli görevlerde ülkemize hizmet ediyorsunuz. Son 30 yıllık dönemde savunma sanayimizdeki değişim ve gelişimi okurlarımız için anlatabilir misiniz?

Öncelikle bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum. HAVELSAN Dergisine başarılı bir yayın hayatı diliyorum. Savunma Sanayii alanında 28 yıl öncesine baktığımda çok önemli mesafeler kat ettiğimizi görüyorum. Diğer taraftan bugün geldiğimiz noktadan ileriye doğru baktığımda da daha yapacak çok iş, aşılacak çok engel olduğunu müşahede ediyorum. Savunma sanayii alanındaki gelişim ve değişimi yaptığım yurt dışı seyahatler üzerinden anlatmak istiyorum. İlk yıllarda yurt dışı seyahatlerimi hep batı ülkelerine, bir şeyler almak ve öğrenmek üzere yaparken bugün çoğunlukla Ortadoğu, Afrika ve Asya ülkelerine sahip olduğumuz ürün ve teknolojileri anlatmak üzere yapıyorum.

Savunma sanayii alanındaki yolculuğumuz Savunma Sanayii Başkanlığının kuruluşu ile 80’li yılların sonunda başladı ve ben de bu yolculuğun tamamına yakınında sürecin içindeydim. Tabi ilk yıllarda, Aselsan’ı dışarıda bırakırsak, ülkemizde ne insan kaynağı ne de gerekli tasarım, üretim ve test altyapısı vardı. Başlangıçta alım gücümüzü kullanarak yabancı firmaları yerli girişimciler ile ortak şirketler kurma, en azından üretim ve test alt yapısını oluşturma ve insan yetiştirme konusunda zorladık. İlk sözleşmelerimiz hep Joint Venture (JV) firmaların ortak girişimi ile oldu. O dönemde bu firmalarda görev alan ve yurt dışı ortağın tesislerinde işi öğrenmek için görevlendirdiğimiz personeli isim isim biliyor ve konularına ne kadar hakim olabildiklerini takip ediyorduk. O yıllarda HAVELSAN’ın adı ve binası var ancak herhangi bir faaliyeti yoktu. Şu anki binasında JV firmalar üretim yapıyordu. Bu dönemin bir diğer zorluğu ise Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ilk defa geliştirilen ve kendini ispatlamamış yerli ürünleri kullandırmak ve bu ürünlere olan güveni tesis etmekti. Ben bu yılları bebeklik dönemimiz olarak görüyorum.

2000’li yılların başına geldiğimizde artık az da olsa kalifiye insan kaynağımız, üretim hatlarımız, test alt yapılarımız oluşmuş ve lisans altında ürettiğimiz ürünler TSK envanterine girmişti. Bu altyapıyı kullanarak ilk özgün tasarımlarımızı yapmaya başladık. Burada 2004 yılında o zamanki Başbakanımız şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılan Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısı bir milat olmuştur. O toplantıda alınan kararlar doğrultusunda bugün gurur duyduğumuz pek çok platformun özgün tasarımına başlanmıştır. HAVELSAN da bu dönemde büyümeye ve projelerde yer almaya başladı. O tarihte proje müdürü olarak görev yaptığım Genesis Savaş Yönetim Sistemi Sözleşmesini HAVELSAN ile bu yıllarda imzaladık. Bu dönemlerimizi de çocukluk dönemi olarak nitelendirebiliriz.

Bugün geldiğimiz noktada TSK’nın yaptığı harekâtlarda kullanılan kritik ürünlerimizin pek çoğu yerli ve milli ürünlerden oluşuyor. TSK’nın sahadaki başarısına bu ürünlerin yerli ve milli olmasının çok büyük katkısı var. Başka bir ifadeyle, çok sayıda ürünümüz sahada ve yabancıların deyimi ile combat proven, yani kendini ispatlamış durumda. Platformlardaki alt sistemler de artık çoğunlukla yerli ürünlerden oluşuyor. Geldiğimiz bu aşamayı da gençlik dönemi olarak nitelendirebiliriz. HAVELSAN da artık pek çok ürünü yurt dışında başarıyla kullanılmakta olan Türkiye’nin yazılım ve simülatör merkezi durumunda. Ancak hala tam anlamıyla bağımsız olduk diyemiyoruz. Çünkü malzeme, komponent ve bazı kritik teknolojilerde halen yurt dışına bağımlı olduğumuz alanlar mevcut ve zaman zaman uygulanan açık ve örtülü ambargolar çalışmalarımızı geciktirebiliyor. Ambargoların iyi tarafı ise kritik alanlardaki eksikliklerimizi görüp hızlı çözümler üretebiliyor olmamız.

Son olarak yaşadığımız değişim ve dönüşümü tedarik zincirindeki geldiğimiz şu aşama en iyi şekilde özetler diye değerlendiriyorum. İlk yıllardan beri uyguladığımız normal tedarik zinciri; harekât sahasında bir ihtiyacın görülmesi, bunun karargâhlara iletilmesi, Harekât İhtiyaç Planlarına ve Tedarik Planlarına girmesi, Tedarik Makamına proje isteği olarak iletilmesi, işin önce fizibilitesinin bilahare ihalesinin yapılması, sözleşme imzalanması, ürünün geliştirilip üretilmesi ve son olarak test ve kabullerinin yapılarak envantere alınması şeklinde oluyordu. Bu da nereden baksanız 10-15 yıllık bir süreyi kapsıyor ve çoğu zaman ürünü envantere aldığımızda teknoloji eskimiş oluyordu. Bugün ise firmalarımız teknolojik gelişmeleri de yakından takip ederek sahadaki ihtiyacı kendileri görüp ihtiyaç duyulacak ürünlerin prototipini geliştiriyor, bu prototipleri doğrudan sahada kullanıma veriyor, varsa sahadan gelen geri bildirimlerle gerekli güncellemeleri yapıyor ve kısa sürede seri üretim yaparak kullanıma veriliyor. Bu çevrim ise en fazla 2-3 yıl içinde gerçekleşmiş oluyor.

Başkanlığınızın faaliyet alanları arasında ülke güvenliği, bilişim sistemleri, siber güvenlik, muhabere ve elektronik bilgi sistemleri yer alıyor. Gelişen teknolojik alt yapımızla beraber, siber tehditlerin de her geçen gün arttığı günümüzde Başkanlığınızın bu alanlardaki çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?

Başkanlığımız bünyesinde hâlihazırda, güvenlik kurumlarının yanında diğer kamu kurum/ kuruluşlarının da siber güvenliğinin arttırılması ve muhtemel siber saldırılara karşı konulması amacıyla siber güvenlik projeleri yürütülmektedir. Bahse konu projelerde öncelikle yerli siber güvenlik ürünlerinin kullanılmasına özen gösteriyoruz. Bunun yanında ilgili alanda milli/yerli ürünümüz yoksa bu konu ile ilgili ürünlerin geliştirilmesi için yerli firmalara destek veriyoruz. Ayrıca projeler kapsamında yerli siber güvenlik iş gücünün artırılması maksadıyla çeşitli siber güvenlik eğitimleri veriyoruz.

2018 Yılı Haziran ayında başkanlığımız bünyesinde, ülkemizdeki yerli ve milli siber güvenlik ekosisteminin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi platformunu oluşturduk. Kurulduğu tarihten itibaren Kümelenme bünyesinde siber güvenlik alanında ülkemizin dışa bağımlığını azaltmak, yerli siber güvenlik ürün kullanımını artırmak, üye firmalardan uluslararası rekabet edebilecek markalar çıkarmak, siber güvenlik alanında ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek, niteliklerini geliştirmek ve yerli ürünlerin sertifikasyon süreçlerini standardize etmek amacıyla çalışmalar yürütülmekte.

Hali hazırda 136 üyesi bulunan Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi, yurtiçi ve yurtdışında satışta olan 150’den fazla ürün ve 400’den fazla hizmet sunmaktadır.

Kümelenme faaliyetleri kapsamında, yerli ekosistemin gelişmesi için, küme üyelerinin kendi aralarındaki ve diğer kurum ve kuruluşlar ile aralarındaki iletişimi artırmak amacıyla şu ana kadar EPDK, BDDK, TUBİTAK, DMO, Savunma Sanayii, T.C. Ulaştırma Bakanlığına bağlı kurumlar ve E-Ticaret firmaları ile “Siber Kafe” ismini verdiğimiz etkinlikler organize edilmiştir.

Bununla birlikte, yurt içinde ve dışında iş ağlarını genişletme hedefi ile 1 yılda 5 farklı uluslararası etkinliğe katılım sağlanmıştır.

Ülkemizi, siber güvenlik alanında bir cazibe merkezine haline getirmek ve ekosistem içinde bulunan bütün paydaşların etkileşiminin arttırılması maksadıyla daha önce 3 defa Başkanlığımız himayelerinde gerçekleştirilen Uluslararası Siber Savaş ve Güvenlik Konferansı’nın 4.’sü bu sene Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi organizasyonu ile 20-21 Kasım 2019 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. Etkinliğe 55 organizasyondan ve 45 farklı ülkeden 2000’in üzerinde profesyonel katılım sağlamış olacaktır.

Kuruluşundan itibaren kümelenme tarafından düzenlenen eğitim programları ve kamplarla 2000’den fazla öğrenciye eğitim verilmiştir. Eğitim programları kapsamında bir kış kampı bir de yaz kampı yapılmıştır. Ayrıca 4 girişimcilik etkinliği düzenlenmiştir. 43 Siber Güvenlik Öğrenci Kulübünün birleşmesiyle oluşturulan Siber Kulüpler Birliği ile birlikte, üniversitelere yönelik etkinlikler ve eğitim programlarına devam edilmektedir.

Daha önce bulunduğunuz Deniz Araçları Daire Başkanlığı göreviniz boyunca MİLGEM ve Yeni Tip Denizaltı gibi önemli projeleri yürüttünüz. Bu projelerde HAVELSAN da komuta kontrol sistemleri ile önemli bir rol oynuyor. MİLGEM ve Yeni Tip Denizaltı Projelerinde elde edilen birikimin Milli Denizaltı Projesine (MİLDEN) nasıl yansıyacak?

MİLGEM ve akabinde yerli tersanelerimizde devam eden diğer milli gemi inşa projelerimiz ile belli bir olgunluğa erişen savunma sanayi firmalarının bilgi ve deneyimi MİLDEN tasarım, inşa ve entegrasyonuna doğrudan katkı sağlayacaktır. Savunma sanayimiz MİLGEM ve benzeri projeler ile hem işinin ehli yeterli sayıda mühendislik gücüne, hem de gerekli alt yapıya sahip olmuş, MİLDEN için ihtiyaç duyulan tasarım gücünü tesis etmiştir. MİLGEM projesi aynı zamanda ağ destekli savaş yönetim sistemi ADVENT SYS’nin de geliştirilmesi sürecinin başlatılmasına sebep olmuştur.

Yeni Tip Denizaltı Projesi ile suüstü gemilerinde kazanılan bu tecrübe bir üst sınıfa atlayarak, çok daha karmaşık ve teknolojik bir platform olan denizaltılar için kullanılabilir hale gelmiştir. Hem MİLGEM hem Yeni Tip (REİS Sınıfı) Denizaltı Projesi sayesinde yerli sanayinin katkısının artırılması, elektronik bileşenlerin yerli olarak üretilmesi, denizaltı tasarımı kabiliyetinin oluşturulması, savaş sistemlerinin milli hale getirilmesi konularında bir sonraki MİLDEN projesi için ihtiyaç duyulan basamaklar örülebilmiştir. MİLGEM Projesi savunma sanayii firmalarımızın birlikte çalışma kültüründe eriştiği seviyenin de iyi bir örneği olarak öne çıkmaktadır. 2007 yılında aynı hedef için yola çıkan iki büyük firmamız ASELSAN ve HAVELSAN bugün sadece yurt içinde değil uluslararası düzeyde de iyi bir iş ortaklığı modeli ortaya koymaktadır. MİLGEM ile başlayan ASELSANHAVELSAN İş Ortaklığı ile ortaya çıkan Savaş Sistemleri bugün MİLGEM dışındaki platformlarda da sorunsuz olarak kullanılabilmektedir. Öte yandan gemiye yeni bir silah sisteminin entegrasyonu söz konusu olduğunda da İş Ortaklığı modeli sorunsuz işlemektedir. Bunun en güzel örneği ATMACA Sisteminin MİLGEM 4ncü Gemisine entegrasyonu aşamasında yaşanmıştır.

MİLDEN Projesinin önemli bileşenlerinden sualtı sistemlerinin tasarım ve üretiminde de yurt içinde bazı yetkinliklerin oluştuğu aşikardır. MİLGEM SYS için kurulan İş Ortaklığının su altı sistemleri ile ilgili firmalarımızı da içerecek şekilde genişletilmesi projenin başarısına katkı sağlayacaktır.

Keşif-gözetleme-radar ve elektronik harp sistemleri alanında da ülkemiz önemli bir aşama kaydetti. HAVELSAN da hem elektronik harp hem de keşif-gözetleme-radar sistemlerinde önemli çalışmalar yapıyor. Konya’da bulunan Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahasındaki personelimizin yetkinliği SSB yetkililerince de vurgulanıyor. Ayrıca bir HAVELSAN iştiraki olan HAVELSAN Teknoloji Radar (HTR), keşif-gözetleme-radar sistemleri üzerine önemli ürünler geliştiriyor. Bu alanlarda Türkiye’nin ne durumda olduğunu anlatabilir misiniz?

Ülkelerin oluşturdukları Elektronik Harp teknik, taktik ve prosedürlerini doğrulayabilmesi adına en önemli yeteneklerinden birisi Elektronik Harp Test Sahalarıdır. Konya’da bulunan Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) haricinde, HAVELSAN A.Ş. Pakistan ve Güney Kore’de de benzer Elektronik Harp Test Sahalarının kurulumlarını gerçekleştirmiştir. 31 Temmuz 1998’de gerçekleştirilen ilk test uçuşundan bugüne kadar geçen 21 yılı aşkın süre zarfında çok değerli bilgi ve tecrübeler edindik.

Diğer taraftan, bakım, idame ve operatör desteği almak üzere imzalanan ve 3. yılını geride bıraktığımız Performansa Dayalı Lojistik Destek Sözleşmesi kapsamında, ortalama %90 Sistem Toplam Başarım Oranı ile HAVELSAN tarafından sahanın desteklendiğini görmek bizleri mutlu ediyor. Operatörlerin tehdit sistemlerine olan hakimiyetine yönelik yapılan eğitimlerin gerçeğe yakınlığını arttırarak, pilotlarımızın zorlu koşullarda bile etkin muharebe yapabilmelerini sağlıyor.

Bu doğrultuda, EHTES’e, tehdit sistemi tedariki projeleri ile yeni sistemlerin tedarik ve kurulum faaliyetlerine devam ediyor, sahada konuşlu sistem çeşitliliğini arttırıyoruz. HAVELSAN tarafından sahaya entegrasyonu yapılacak olan bu yeni sistemler ile birlikte EHTES’in dünyada benzer kabiliyetlere sahip test sahaları içinde ilk sıralarda yer alacağına inanıyoruz.

HAVELSAN’ın ana yüklenicisi olduğu Sahil Gözetleme Radar Sistemi (SGRS) Projesi ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın barış ve harp görevlerine yönelik genel vazife unsurlarını yerine getirebilmesi amacıyla, radar kapsaması sağlayarak su üstü resminin oluşturulması ve Otomatik Tanımlama Sistemleri (OTS), Elektro-Optik (EO) sistemleri ve diğer kamu kurumlarının sistemlerinden alınan verilerle tanımlanmış deniz resminin oluşturulması amaçlanmaktadır.

Projenin tamamlanması sonucunda özellikle kaçakçılık ve kontrolsüz göç gibi ülkemizin ciddi sorunlarına yönelik önemli bir çözüm sunacak gözetleme kabiliyeti kazanılmış olacaktır. Bununla birlikte hâlihazırda sahil güvenlik botları ile yürütülen gözetleme faaliyetleri daha etkin ve düşük maliyet ile yerine getirilebilecektir.

Proje kapsamında HAVELSAN bahse konu Sahil Gözetleme İstasyonlarının inşası ve Radar/EO sensörlerinin tedarik ve entegrasyonunu yürütmekte, ayrıca bu sensörlerden toplanan tüm verilerin tek bir resimde birleştirilmesini sağlayacak komuta kontrol yazılımını geliştirmektedir.

Bununla birlikte Uzun Ufuk Lojistik Destek Projesi kapsamında HAVELSAN’ın sahip olduğu komuta kontrol ve yazılım geliştirme yetenekleri, HTR’nin saha tecrübesi ile birleştirilerek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulundan radar sistemlerinin işlevsel tutulması ve ömürlerinin uzatılması teminat altına alınmıştır.

Ayrıca HTR yükleniciliğinde yürütülmekte olan modernizasyon projeleri sayesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde bulunan TRS22-XX radar sistemlerinin uzun yıllar boyunca etkin bir şekilde kullanımı sağlanacaktır.

Toparlamak gerekirse, Türkiye, HAVELSAN ve HTR firmaları sayesinde, kendi komuta kontrol sistemlerini geliştirebilecek, her türlü saha ve koşulda envanterinde bulunan radar sistemlerini modernize edip lojistik desteğini kesintisiz sağlayabilecek yetkinliğe sahip durumdadır.

Kara Araçları Daire Başkanlığı da size bağlı olarak görev yapıyor. HAVELSAN, daha önce hava ve deniz sistemlerine yönelik geliştirdiği simülasyon teknolojilerini, 2019 yılında Türkiye’de ilk kez bir kara aracı için geliştirdi ve FNSS’in AV8 Zırhlı Kara Aracı için simülatör üreterek Malezya’ya ihraç etti. Kara araçları adına bir ilk olan bu çalışmanın ardından, diğer kara araçlarımızda da yeni simülasyon projeleri olacak mı?

Kara Araçları Daire Başkanlığı sorumluluğunda öncelikle envantere yeni olarak alınması planlanan ALTAY Ana Muharebe Tankı için Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde bulunan sınıf okullarında verilecek temel ve idame eğitimlerinde kullanılmak üzere canlı maket sistemleri, mürettebat eğitim simülatörleri, bakım ve arızacılık kapsamında teknik personelin eğitimlerini pekiştirmek amacıyla kullanılacak kule ve gövde simülatör sistemlerinin tedarik edilmesi planlanmaktadır.

Bununla birlikte ZMA Modernizasyonu kapsamında yine canlı kule eğitim maketi, mürettebat için değişik eğitim ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla kullanılmak üzere geliştirilecek eğitim maketleri ve bir adet simülatör sistemi ile masa üstü simülatör sistemlerinin tedariki planlanmaktadır.

Ayrıca Tanklara İlave Yetenek Kazandırılması Projesi kapsamında envanterde bulunan Leopard 2 A4, M60 A3 ve M60 T tanklarının modernizasyonunu müteakip tankçı ve bakım sorumlusu personelin teknik ve taktik eğitimlerinde kullanmak üzere öncelikle envanterdeki simülatör sistemlerinin, tanklara entegre edilen yeni konfigürasyon birimleri ile iyileştirilmesi çerçevesinde modernize edilmesi, teknik olarak gerekmesi durumunda ise birtakım mürettebat eğitim simülatör sistemlerinin de yeniden geliştirilip daha modern, eğitim gereklerini daha üst seviyede karşılayabilen, özellikle yazılım ve donanım kapsamında savunma sistemlerinde kullanılan teknolojik gelişmelerin en son versiyonları ile teçhiz edilmiş, gerektiğinde şebekelenme kabiliyeti ile değişik fiziki ortamlarda bulunan eğitilenleri aynı taktik durum içerisinde eğitme kabiliyetine kavuşturmak maksadıyla yeni simülatör tedarik edilmesi planlanmaktadır. Bununla birlikte özellikle modernize edilecek M60 A3 tankı için de yeni sürücü simülatörü ve özellikle taktik ve kısmen atış eğitimlerinde kullanılmak üzere masaüstü simülatör sistemlerinin geliştirilmesi öngörülmektedir.

Ayrıca yine envantere alınması planlanan ve ALTAY Şasesi kullanılarak geliştirilecek Tank Kurtarıcı ve Mayın Temizleme Sistemi için değişik eğitim ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla simülatör ve maket sistemlerinin tedariki planlanmaktadır.

Halihazırda Yeni Nesil Araçlar Projesi kapsamında tedarik edilecek olan araçlarda eğitim maketleri ve canlı maketlerle eğitimlerin verilmesi planlanmakla birlikte araçların envantere girmesi ile eğitim etkinliğinin arttırılması ve maliyetlerin düşülmesi maksadıyla yeni teknoloji ile donatılmış eğitim simülatörü ihtiyacının ortaya çıkacağı kıymetlendirilmektedir.

Modern muharebe sahasında düşmanın kara unsurlarını gözetlemek, asimetrik muharebe sahasında değişik hava/arazi ve görüş koşullarında kullanmak üzere farklı yeteneklerde ve görev profillerinde insansız kara araçlarının kullanımının yaygınlaştığı takip etmekteyiz. Bu kapsamda HAVELSAN’ın modern ve teknolojik olarak yüksek kabiliyette ürünler geliştirmeye yönelik yeteneği olduğunu biliyoruz. Başkanlığınızın insansız kara araçları geliştirilmesine yönelik mevcut projeleri ve yol haritasından bahseder misiniz?

Teknolojide yaşanan gelişmelere paralel olarak hızlı bir gelişme gösteren insanız kara araçlarının kullanımının ilerleyen dönemlerde yaratacağı faydalara bağlı olarak daha da artacağını değerlendirmekteyiz. Bu anlamda önceliğimiz ihtiyacı doğru tespit ederek farklı kullanıcılara ve görev koşullarına uygun araç çeşitliliğini sağlamak ve bütüncül bir bakış açısı ile insanız kara aracı konseptini oluşturmaktır.

Konsept belirleme çalışmaları kapsamında tüm kullanıcı unsurlar ile koordinasyon sağlanarak ihtiyaçlar saha tecrübeleri ile birlikte değerlendirilmiş ve Hafif, Orta ve Ağır Sınıf olmak üzere üç ana kategoride İnsansız Kara Aracı prototiplerinin geliştirmesi hedeflenmiştir. İlerleyen aşamalarda bu kategoriler detaylandırılmış ve her kategoride kullanıma yönelik konseptler ayrı ayrı belirlenmiştir. Hafif Sınıf Kategorisi, 1. Seviye Hafif Atılabilir İKA, 2. Seviye Hafif Atılabilir İKA ve 3. Seviye Hafif İKA olmak üzere 3 farklı seviyede ele alınmış olup, ağırlıkları 1 ve 6 kg arasında olan, keşif/ gözetleme yapmaya olanak veren, farklı faydalı yüklerle çeşitli görevleri yerine getirebilen prototiplerin üretimi tamamlanmıştır. Prototiplerin geliştirme sürecinde kullanıcılar her aşamada yer almış ve geliştirilen ürünler doğrudan sahada denenmiştir. Kullanıcıdan sağlanan görüşlerin ürünlere yansıtılarak altı ay içerisinde ilk seri üretim teslimatlarının yapılması planlanmaktadır.

Orta Sınıf Kategorisi, Orta Sınıf 1. Seviye İKA ve Orta Sınıf 2. Seviye İKA olmak üzere 500 kg ve 2,5 ton’a kadar ağırlıklarda 2 farklı konsepte ayrılmıştır. Orta Sınıf 1. Seviye İKA Projesinde kullanıcı görüşleri doğrultusunda isterler belirlenmiş olup yakın zamanda prototip yarıştırma modeli ile Teklife Çağrı Dosyasının yayımlanması ve proje faaliyetlerine başlanması hedeflenmektedir. Orta Sınıf 2. Seviye İKA Projesinde ise Sözleşme imza aşamasına gelinmiştir. Çeşitli silahlar ve görev konseptlerine uygun farklı faydalı yüklerle kullanılabilen Orta Seviye İKA’ların özellikle güvenlik unsurlarımızın görev yaptığı değişik arazi ve görüş koşullarına sahip harekât alanında kuvvet çarpanı olarak fark yaratacağı değerlendirilmektedir.

Ağır sınıfta öncelikle envanterdeki veya envantere alınması planlanan araç platformlarının insansızlaştırılması kapsamında çalışmalara Başkanlığımız koordinesinde devam edilmektedir. Bu kapsamda Savunma Sanayiimizdeki mevcut imkânlar ve kabiliyetler tespit edilmekte ve kullanıcı ile sürekli koordinasyon halinde gereksinimler belirlenmektedir. Buna yönelik olarak ağır sınıfta insansızlaştırma kitine sahip ve belirlenecek seviyede otonomi kabiliyetinde araçların tedarik edilmesine yönelik Teklife Çağrı Dosyasının 2020 yılı içerisinde yayımlanmasını planlamaktayız. Ayrıca ateş ve manevra kabiliyeti yüksek ve her türlü hava ve arazi çeşitlerinde uzaktan kontrollü/otonom olarak görev yapabilecek özgün ağır sınıf insansız kara aracı geliştirilmesine yönelik faaliyetler de devam etmektedir.

Bununla birlikte, her konsept ve seviyeden insansız kara araçlarının otonomi seviyesi ve yeteneklerinin artırılması maksadıyla haberleşme, güç sistemleri, faydalı yükler, görüntü teknolojileri kapsamındaki gelişmelerin takibi yapılmakta ve mevcut projelere dahil edilmesi sağlanmaktadır.