PAVOTEK'in 2023 vizyonu: Küresel anlamda başarı elde etmek PAVOTEK'in 2023 vizyonu: Küresel anlamda başarı elde etmek

PAVOTEK'in 2023 vizyonu: Küresel anlamda başarı elde etmek

PAVOTEK'in 2023 vizyonu: Küresel anlamda başarı elde etmek

30/07/2021 13:59

PAVOTEK Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Alper Özbilen: “Yazılımın dahil olmadığı bir kalkınma hamlesiyle 2023 hedeflerine ulaşılamaz”
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 11. sayısında, Nanosilver firmasının kurucuları Rona ve Tanra Gürçay kardeşler ile yapılan bir röportaja yer veriliyor.

Target dergisinin 11. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Yazılımın Dahil Olmadığı Bir Kalkınma Hamlesiyle 2023 Hedeflerine Ulaşılamaz” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

"YAZILIMIN DAHİL OLMADIĞI BİR KALKINMA HAMLESİYLE 2023 HEDEFLERİNE ULAŞILAMAZ"

Türk savunma sanayii ve bilişim sektörünün bir parçası olarak yerli teknolojilerle üretimler gerçekleştiren ve millileşme hamlesine önemli bir katkı sunan PAVOTEK’in, bugün rekabette ve güvenlikte hayati rol oynayan yazılım ve elektronik sektörünün yerlileşme oranını artırmaya ve ülkenin üstün nitelikler kazanmasına gayret ettiğini ifade eden PAVOTEK Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Alper Özbilen, “Kamu ve özel sektördeki karar vericiler, yazılım ve elektronik sektörü olmadan yeni bir kalkınma hamlesini gerçekleştirmenin ve 2023 hedeflerini yakalamanın mümkün olmadığının farkında” diyor.

Sektörün bu anlamda önemli adımlar atmış olmasına rağmen daha kat edilmesi gereken çok fazla yol olduğuna dikkat çeken Dr. Özbilen, PAVOTEK olarak, bu adımları sıklaştırmak için Ar-Ge ve istihdam yatırımlarına devam ettiklerini söylüyor ve 2023 vizyonlarının küresel anlamda başarı elde etmek olduğunu sözlerine ekliyor.

PAVOTEK 2021’e nasıl başladı? Pandemi pek çok sektörü zorlamasına rağmen işin teknoloji ve dijital ayağında olanlar için fırsat oluşturdu, sizin için de bir fırsattan söz edebiliyor muyuz?

PAVOTEK; 2021 yılına yeni bir organizasyon yapısı ve yeni ofisleriyle oldukça hareketli bir şekilde başladı. Ocak ayı itibarıyla yönetim kurulu başkanlığının yanı sıra genel müdürlük görevini de üstlendim. PAVOTEK’in Türkiye’de ve dünyada önde gelen bir çözüm sağlayıcısı olması vizyonu ile haberleşme, güç ve enerji sistemleri, C4ISR ve otonom sistemler alanlarında program ve sistem mühendisliği ekipleri oluşturduk. Ar-Ge ve üretim merkezlerimizin teknik kapasitesini artırırken, fiziki yatırımlarımıza anlam katan insan kaynağımızı daha da güçlendirdik.

Bizim gibi donanım üreten, prototip geliştiren şirketler için ürün üzerinde çalışılması ve prototiplerin test edilmesi kaçınılmaz bir durum. Bütün bu süreçlerin uzaktan çalışma ile yürütülebilmesi ise işin tabiatı gereği mümkün değil. Bu şartlar altında, gerekli tüm tedbirleri alarak hem Ar-Ge hem de üretim süreçlerimizi, şartların elverdiği azami ölçülerde devam ettirmeyi başardık.

Havacılıktaki güç sistemlerinin millileştirilmesi ve yerlileştirilmesi kapsamında 2021 yılında TUSAŞ ile MMU platformu için bir sözleşme imzaladık. Denizcilik alanında da VLF telsiz sistemini bir teknoloji kazanım yükümlülüğü olarak geliştirmeye başladık. Sayısal haberleşme başta olmak üzere Ar-Ge ve ürünleşme faaliyetlerimize aralıksız biçimde devam ettik.

Şu an üzerinde çalıştığınız yeni ürün ve teknolojiler neler?

Özellikle sayısal haberleşme alanında çoğu yabancı rakibimizin merkez ülkesi ABD, Çin veya başka bir ülkeyken; her ne kadar ihtiyaç temelli büyüme politikasını gözetiyor olsak da bizim merkezimiz, önceliğimiz Türkiye’dir.

Türkiye’nin ilk yerli ve milli ağ anahtarını yapmıştık. Haberleşme alanında ağırlıklı olarak ağ sistemleri konusunda faaliyet gösteriyorduk. Şimdi, buradaki kabiliyetlerimizi siber güvenlik donanımları konusuna da taşıdık. Dünyada birkaç ülkenin gerçekleştirebildiği 10 ve 100 Gbps hızında kayıpsız veri transferinde kısa sürede başarı gösterdik. Bu teknolojik atılım neticesinde ağ sistemleri konusundaki ürün ailelerimizdeki çeşitliliği daha da artırıyoruz. Toplama ağ anahtarları (aggregation), kabinüstü ağ anahtarı (TOR) ve omurga anahtarları gibi yüksek hızlı ağ anahtarları konusundaki faaliyetlerimizi de kararlılıkla sürdürüyoruz.

TÜBİTAK BİLGEM ile birlikte geliştirdiğimiz donanım güvenlik modülünü (HSM), son kullanıcıların istifadesine uygun bir ürün olarak arza başladık. Önümüzdeki günlerde güvenli iletişim konusundaki yeni çözümlerimizi kullanıcılarımız ile buluşturacağız.

PAVOTEK olarak uzun bir süredir askeri bilgisayar ve terminaller için önemli ürün aileleri geliştirdik. Bu alandaki tecrübemizi askeri konsol sistemleri, yüksek performanslı işlemciler (HPC) ve endüstriyel sunucular konularına da taşımayı hedefliyoruz. Endüstriyel sunucularımızın doğrulama testlerine ağustos itibarıyla başlıyoruz. Komuta kontrol sistemlerindeki ağ bileşenleri dışında birçok bileşenin de millileşmesini hedefliyoruz.

Ürettiğiniz ürün ve sistemlerin kullanımında savunma sanayiinin oranı nedir? Savunmada hangi ürünlerde kullanılıyor?

PAVOTEK olarak, otonom sistemler, güç ve enerji sistemleri, C4ISR ve haberleşme alanlarında çözümler üretiyoruz. Ciromuzun yüzde 70’inden fazlasını savunma ve havacılık sanayiinden elde ediyoruz. Sayı olarak ise ürünlerimizin çoğu sivil alanlarda kullanılıyor. Sivil ürünler ölçek ekonomisine ulaşmamızı sağlayarak askeri alana maliyet etkin çözümler sunmamıza imkan tanıyor. Önümüzdeki yıllarda sivil endüstriler alanından edindiğimiz cironun savunma alanını geçeceğini değerlendiriyor ve bunu hedefliyoruz. Sivil tarafı kesinlikle bir alt başlık olarak görmüyor, aksine burada var olma mücadelesinin savunma alanı kadar kıymetli olduğunu değerlendiriyoruz.

Ağ anahtarları, yönlendiriciler, modemler, röle sistemleri ve uzaktan sayaç okuma modemlerimiz ile küresel güç dengesinde günbegün daha da mühim hale gelen enerji ve haberleşme sektörlerinin önemli ihtiyaçlarına nitelikli cevaplar sunuyoruz. Hassas şekilde tehlikeli objeleri algılayan manyetik dedektörlü kapı ürününü de sivil tarafaki kıymetli ürünlerimizden biri haline getirdiğimizi belirtmek isterim. Bu hususta PAVOTEK’in manyetik dedektörlü kapı ürününün kritik uygulamalarda yerini alacağını değerlendiriyorum.

Güç dağıtım sistemlerimiz, kesintisiz güç kaynaklarımız, askeri bilgisayarlarımız, ses haberleşme sistemlerimiz, uzak komuta terminallerimiz, veri dağıtım sistemlerimiz ağırlıklı olarak Fırtına, Herikks, Zargana, Hisar, Korhan, Siper gibi önemli projelerdeki kara ve deniz platformlarımızda kullanılıyor. Aynı zamanda denizaltılarımız için de kesintisiz güç kaynakları sağlıyoruz.

Maalesef, günümüzde birçok platform 1990 öncesinin doktrinlerine göre tasarlanmış durumda. Bu tür yapıların önemli bir kısmı ise mevcut yapılara daha sonradan eklenen bilgisayar sitemleri ile kontrol ya da monitör edilmekte. Dolayısıyla artan tehditler karşısında çok sayıda platform, siber saldırılara karşı açık halde mevcudiyetlerini devam ettiriyor. PAVOTEK olarak, bu konuda çözüm sunmayı büyük bir sorumluluk olarak görüyoruz. Önümüzdeki süreçte de siber güvenlik alanındaki çözümlerimizle, fonksiyonel ömrü süren ve sürecek olan savunma platformlarının siber dayanıklılığı için çözümler geliştirmeye devam edeceğiz.

21. yüzyılın yıkıcı teknolojileri ulusal menfaatleri nasıl etkileyecektir? Hangi teknolojiler yakın geleceğin değiştiricileri olarak rol oynayacak?

21. yüzyılın yıkıcı teknolojilerinin neler olduğu konusunda küresel düzeyde genel bağlamda bir fkir birliği var. Ben de yapay zeka, veri bilimi, IoT, robotik ve kuantum teknolojilerini 21. yüzyılın yıkıcı teknolojileri olarak değerlendiriyorum. Temel sorun, yıkıcı teknolojilerin hangi alt başlıkları üzerinde uzmanlaşılacağı ile ilgilidir. Kaynakların sınırlılığının yanı sıra yeni teknolojilerin yıkıcı etkilerinin oluşmasının belirli bir vakit alması, bu süreçte maliyet yönetiminin etkin biçimde yürütülmesini gerektiriyor. Ancak teknoloji olgunlaştığında geride kalmak, öngörülemeyen sonuçların oluşmasına neden olabiliyor. Söz konusu teknolojilerin üstün askeri kabiliyetlere dönüşmesi durumunda ise kazanç ve kayıplar bir bütün olarak ulusal menfaatleri etkileyecektir.

Yenilikçi teknolojiler her geçen gün kullanım alanını ve mevcut varlığını güçlendiriyor. Bu sürecin devamlılığı çerçevesinde, yıkıcı teknolojiler ile beraber siber güvenlik ve nitelikli siber istihbarat servislerinin önemini katlayarak devam ettireceğini değerlendiriyoruz. Yıkıcı teknolojilerin potansiyel etkileri bizler gibi temel teknolojilerde sınırlı gelişim gösterebilmiş ülkeler için daha büyük fırsatlar anlamına geliyor. Bu fırsatlardan yeterince yararlanamamamız ise yeni ve daha yoğun bağımlılıklara sahip olmakla neticelenecektir.

Özetle yıkıcı teknolojiler, mevcut uluslararası güç dengelerini de etkileyerek ulusların gelecekteki konumlarını belirlemektedir.

Sektörün dışa bağımlılığını azaltmada sürekli olarak yerli yazılımların, teknolojilerin önemi vurgulanıyor. 2023 doğrultusunda konan hedeflere ulaşmada yazılım ve elektronik sektörünün oluşturacağı pay nedir? Bu noktada sektör yeteri kabiliyete sahip mi?

Yazılım ve elektronik sektörünün nitelikli kabiliyetlerine erişmeden, yüksek teknolojili ürün geliştirmek mümkün değildir. Biden yönetimi altında kıyasla yavaşlamış gibi gözükse de ABD’li otoritelerin; Çin’in 5G çipleri gibi kritik bileşenleri ithal etmesini güçleştirmesinin, mikroelektronik üretimini ülkeye geri çekmeye çalışmasının ve yetkinlikleri ne olursa olsun Çin kaynaklı yazılım ve kritik elektronik bileşenleri ulusal güvenliğe yönelik bir risk olarak değerlendirmesinin ana gerekçesi de ülke ekonomilerinin yazılım ve elektronik sektörüne olan bağımlılığıdır. Son dönemde giderek belirginleşen küresel çip krizinden de görüleceği üzere, elektronik sektöründe çeşitli nedenlerle oluşan arz kıtlığı farklı sektörlerde maliyetlerin artmasına, üretimin gecikmesine ve hatta ciddi duraklamalara neden olabilmektedir.

Kamu ve özel sektördeki karar vericiler, yazılım ve elektronik sektörü olmadan yeni bir kalkınma hamlesini gerçekleştirmenin ve 2023 hedeflerini yakalamanın mümkün olmadığının farkında. Bu bilinçle, PAVOTEK’in de içerisinde bulunduğu sektördeki pek çok aktör kıymetli bir yol kat etti. Hâlâ atmamız gereken adımlar olsa da sektörün mevcut yeterliliklerinin küresel rakiplerle yarışmaya yeterli düzeyde olduğunu değerlendiriyorum.

Türkiye’nin ve savunma başta olmak üzere iş dünyasının dijital farkındalık karnesini nasıl değerlendirirsiniz? Yerli yazılımların yabancılara oranla sektöre sağladığı faydalar neler?

Bilgilerin internet ve ağlar üzerinde işlenmesinin, akmasının ve depolanmasının rekabet edebilmenin ön şartı haline geldiği, siber saldırıların ekonomik ve itibari kayıplara neden olduğu herkesin malumuydu. Ancak pek çok alanda büyük kırılımlar oluşturan pandemi, iş dünyamızın dijital farkındalığını belirgin bir biçimde artırdı. Pandeminin neden olduğu zorluklar içerisinde söylem düzeyinden eylem düzeyine geçişte önemli adımlar atıldı. Ancak gereklilikler için süreç analizi yapmak, uygulanabilir bir dönüşüm planı hazırlamak ve bunların kabul edilir hale getirilmesi bakımından daha önümüzde uzun bir yol var.

Maalesef, “dijital dünyada bundan kaçış yok” denilerek verilerimizin yabancı aktörlere aktarılması süreci önemsizleştirilebilmektedir. Yerli yazılım ve donanım tercihinin önündeki en büyük problemlerden biri sistematik dezenformasyonun ‘kıymetli olan veriyi itibarsızlaştırma’ çabasıdır.

Yerli üreticiler açısından diğer bir problem de yabancı geliştiricilerden talep edilmeyenlerin yerli geliştiricilerden kolaylıkla talep edilebilmesidir. Örneğin, yerli yersiz kaynak kod talepleri ve tasarım dokümanları yabancılardan talep edilemezken ayakta kalmaya ve varlığını devam ettirmeye çalışan yerli üreticilerden kolaylıkla istenebilmektedir. Ölçek ekonomisi sebebiyle zaten dezavantajlı durumda olan yerli üreticiden daha fazlasını talep ederken piyasa koşullarının altında fiyatlar teklif edilebilmektedir. Yabancı üreticilerin ‘ayıplı mal’ kapsamında bile değerlendirilebilecek kusurlu ürünleri için ‘güncelleme’ yapması, yayınlaması sorun görülmeyebiliyor. Şifreli tünel bağlantılarıyla iyileştirme maksatlı denilerek verilerin toplanması normal kabul edilebiliyor. Yerli ürünlerin kendi ülkesindeki bu yalnızlığı üzücü olabilmektedir. Ülkemiz menfaatlerine tümüyle uyumsuz olan bu yaklaşımlar, yerli yazılımların önemine ilişkin farkındalık eksikliğinden kaynaklanmaktadır.

2023 projeksiyonunuz ve gelecek dönem hedefleriniz neler?

PAVOTEK olarak 2003 yılından beri yürüttüğümüz tüm faaliyetlerimizde Türk insanının neler geliştirebileceğini hem yerli pazara hem de yakın coğrafyamızdaki pazarlara kanıtladık. Askeri ve sivil alanda yüzlerce çeşit ürün geliştirdik. Bir milyondan fazla ürünün üretimini ve satışını gerçekleştirdik. Bu istatistiklerin katlanarak artmasını sağlamayı hedefliyoruz.

Yeni ve geleneksel teknolojilerin aynı anda ticari değer arz ettiği ve küresel güç dengelerinin değişeceğinin aşikar hale geldiği şu günlerde, yarının gereksinimlerine cevap vermek için çalışıyoruz.

Cumhuriyetimizin 100., şirketimizin ise 20. yılı olacak olan 2023 yılında, küresel düzeyde başarılar elde etmek istiyoruz. Bu hususta üstün niteliklere sahip yerli switch’lerimizin seri üretiminin yanı sıra satış ve servis işlemlerini, bir bütün olarak yürüttüğümüz PNETWORKS markasına özel bir önem veriyoruz.

"NİTELİKLİ İŞ İÇİN GENÇLER KAZANILMALI"

Yazılım ve elektronik sektörünün küresel ekonomi için ihtiva ettiği önem artarken, sektördeki gelişimin ana kaynağı olan nitelikli iş gücüne olan talep de benzer biçimde artış gösteriyor. Farklı sektörlerdeki birtakım algı ve anlayış sorunlarından ötürü, gençlerimizin ülke içinde kendini yeterince değerli hissedememesi problemi ise önemli kayıplar vermemize neden olabiliyor. Kıymetli çabalar bulunsa da akademi ve iş dünyası arasındaki iş birliği belirli üniversitelere indirgeniyor. Dolayısıyla lisans sürecindeki akademik kazanımların, sektörün pratik ihtiyaçlarıyla uyumu yetersiz kalıyor. Mezuniyet sonrası dönemde ise bu yetersizliğin aşılmasında gösterilmesi gereken sorumluluk bir başka sektör temsilcisine devredilmek istenebiliyor. Gençler, İK birimlerinin isteriyle oyalanabiliyor. Diğer yandan yazılım ve elektronik sektörünün belirli dar alanlara odaklanması farklı alanlarda uzmanlaşmak isteyen gençlerimizi sınırlayabiliyor. Bu sorunların giderilmesi için PAVOTEK’in de içerisinde bulunduğu sektördeki farklı aktörler tarafından yürütülen çabaların bütüncül bir anlayışa dönüştür.

"TEKNOPARK İSTANBUL GELİŞİMİMİZİN MERKEZİ"

Teknopark İstanbul, değer üretme gayesinde birleşen aktörlerin bir araya geldiği çok kıymetli bir yapı. PAVOTEK olarak bizler de ilk yıllarımızdan beri Teknopark İstanbul’u ticari ve teknolojik gelişimimizin merkezi olarak konumlandırdık. Teknopark İstanbul’da iş birliği içinde olduğumuz yeni firmalarımız karşısındaki sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Teknopark İstanbul’un sağladığı uygun zeminde, akademi dünyasıyla yakın ilişkiler kuruyoruz. Yerli ve milli teknolojilerin gelişiminde bizzat Teknopark İstanbul yönetiminin desteğini gördük. PNETWORKS markasıyla sunduğumuz yerli switch’lerin bilinirliğinin ve kullanımının artması maksadıyla Teknopark İstanbul ve Pendik Belediyesi ile “Türkiye’nin Switch’ini Destekleme ve İşbirliği Protokolü”nü imzaladık. Bu iş birliği ortamının giderek güçleneceğini değerlendiriyorum.