Milli harp sanayi Milli harp sanayi

Milli harp sanayi

Milli harp sanayi

21/04/2021 11:40

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türk basınında milli savunma sanayii yazı dizisi 10. bölüm
BU HABERİ
PAYLAŞ

"Kıbrıs Barış Harekatı’ndan Sonra Türk Basınında Milli Savunma Sanayii" yazı dizisinin 10. bölümü:

MİLLİ HARP SANAYİİ

Bizim dünya görüşümüzde maneviyatın değeri ağır basar. Onun için bir ordunun ölümle yüz yüze gelmede yeterli hazırlığı yoksa silahların ve silah kullanma hünerlerinin sonuca ulaştırıcı olduğuna inanmayız. Bu hükmümüzün en güçlü şahidi de Türk Tarihidir.

Ancak “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu.” diyen Köroğlu’nun endişesinin de giderek ve gelişerek çağa hakim olduğu bir gerçektir. Bugün insanlık kaderini silah yarışının kurduğu dengeye bağlamış görünmektedir.

Bozulmuş mertliğin acı tezahürlerine şahit olduk. Ülkemizin coğrafi bütünlüğü ve milli varlığımızı korumakta kendi manevi hasletlerimiz kadar maddi gücümüze dayanma zarureti bugün daha geniş ve yaygın bir şekilde kendini göstermiştir.

Türkiye'de milli bir harp sanayiinin kurulması gereği üzerinde askerlerimiz başta olmak üzere bütün çevreler birleşmektedir. Milletimiz vakıflara gösterdiği ilgi ve yardımla başlayan temiz ve mübarek hava resmi çevrelerde de tutunmuş, harp sanayiine yönelme hükümetlerin siyaseti haline gelmeye başlamıştır.

Ankara Ticaret Odasının Ocak ayı başında Ankara'da düzenlediği yüksek seviyeli bir toplantıda harp sanayii konusu bütün boyutlarıyla incelenmiştir.

Ekonomiye ağırlık vererek Türk kültürüne de değerli hizmetler veren Ankara Ticaret Odasının bu çalışması pek yakında yayınlanacaktır.

Toplantıda pek değerli ve faydalı görüşler ortaya konmuş, tartışılmıştır. Bunlardan bazıları burada okuyucularımızın dikkatine sunmak isteriz.

Tebliğini “Ben Milli Harp Sanayiinin Türkiye'nin refahını da artıracağına inanıyorum.” diye bağlayan seçkin ilim adamımız Prof. Ahmet Kılıçbay bu sanayiin kalkınma modelimiz içine oturtulması yollarını son derece açık ve anlaşılır bir şekilde göstermiştir. Planın değiştirilmesini gerektiren birçok sebep içinde harp sanayinin yerini de belirten bu tebliği askerlerimiz ve seçkin dinleyici topluluğu büyük bir ilgiyle izlemiştir.

Milli Savunma Bakanlığının görüşünü getiren tebliğde Albay Suat Söylerkaya Milli Savunma Sanayiinin tarihçesi bu günkü durumu ve geleceği hakkındaki görüşleri ortaya koymuştur. Bu tebliğ dolayısıyla ordumuzun araştırma ve geliştirmeye verdiği önemi öğrendik ve bahtiyar olduk. Bizlere Kırıkkale'deki tesislerin durumunu görme imkanını sağlayan değerli albayımızı yakından tanımak ve bazı konuları tartışmak ayrı bir mutluluk vesilesi olmuştur.

Sayın Prof. Dr. Fahir Armaoğlu'nun Orta-Doğu’daki silah dengesini her yönüyle açıklayan dört başı mamur tebliği son derece düşündürücü idi. Bu tebliğin ortaya koyduğu tabloyu Sayın Kılıçbay'ın yol gösterici incelemeleriyle birlikte ele almak yerinde olur. Ayrıca şurası bilhassa dikkat çekicidir: Türkiye’de bazı çevrelerin zaman zaman ortaya attığı fakat ordumuzun pek itibar etmediği bir görüşe göre Türkiye lüzumundan fazla asker beslemektedir. Armaoğlu tebliğinde bu iddianın doğru olmadığını göstermiştir.

Toplantının unutulmaz bir tebliğini de Sayın Prof. Tarık Somer sunmuştur. Harp sanayii konusunun teknoloji yönünü ele alan bu tebliğe sanayileşme hazırlığımız insan ve maddi varlık unsurları ve potansiyel ile pek açık bir şekilde gösterilmiştir.

Harp sanayiinin tarım sektörüyle ilgisine varıncaya kadar her yönüyle ele alındığı bu toplantının çok dikkate değer bir tebliğini de Oda Genel Sekreteri Dr. Agah Oktay Güner vermiştir. İsraf ekonomisi konusunda milli değerlerimizi doyarcasına içine sindirdiği anlaşılan bu değerli genç ilim adamımızın bu yapısıyla özel sektörümüze hizmet etmesi ümit vericidir. Çünkü bizim inancımıza göre Türkiye'de ilmin milli amaçlara daha çok yönelmesinde özel kesimimizin ihmal edilmiş ciddi bir potansiyeli vardır. Dr. Güner gibi insanlar da potansiyeli açığa çıkarabilir.

Bilgili ve inançlı insanların yönettiği ve katkıda bulunduğu milli harp sanayii toplantısında değerli  iş adamlarımızdan Sayın Cahit Aydoğan’ın bir güzel tavrını aksettiren cümlesini buraya almadan geçemeyeceğim: “Bizim için şu anda Ay'a gitmek bahis konusu değildir. Fakat şu anda Türkiye'nin mevcut şartlar muvacehesinde milli harp sanayiini geliştirmesi Amerika'nın Ay'a gitmesi kadar mühimdir.”

Oda Başkanı Sayın Necdet Esen'in “Milli kültür mirasını değerlendirmek zorundayız. Milli tarihimizin kalkınma dönemlerindeki hamleci gücünü iktisadi kalkınma stratejimizin ruh ve fikir kaynağı yapmak mecburiyetindeyiz.” gibi sarsılmaz ve yıpranmaz hükümlerle dolu güzel konuşmasıyla açtığı toplantı bu ordu-milletin çocuklarına gerçekten yakışan bir fikir ve inancı seviyesi göstermiştir. Toplantı zabıtlarının her çevreden vatandaşın okumasını candan dileriz.

Şaban Karataş,

Adalet, 10 Şubat 1975