Hulusi Akar, Türkiye'nin savunma gündemi hakkında konuştu Hulusi Akar, Türkiye'nin savunma gündemi hakkında konuştu

Hulusi Akar, Türkiye'nin savunma gündemi hakkında konuştu

Hulusi Akar, Türkiye'nin savunma gündemi hakkında konuştu

10/12/2020 10:20

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Bakanlığın 2021 bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda konuştu
BU HABERİ
PAYLAŞ

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar, Bakanlığın 2021 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulunda konuştu. Bakanlığın faaliyetleri ve bütçe ile ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Hulusi Akar, şunları söyledi:

TERÖRLE MÜCADELE 

Malumları olduğu üzere küresel ve bölgesel düzeyde İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı dâhil, her türlü risk ve tehdidin arttığı hassas bir dönemden geçiyoruz. TSK olarak; Kore Harbi ve Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra en kapsamlı ve en yoğun mücadeleyi verdiğimiz bu dönemde; 
Yeni yapısıyla Millî Savunma Bakanlığı; tüm birlik ve kurumları ile:
Başta FETÖ, PKK, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri olmak üzere; 
- Her türlü tehdit ve tehlikeye karşı;
-  Asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla,
- “Ölürsem şehit, kalırsam gazi!” anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir.
Terör örgütleriyle mücadelemiz, en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar devam edecektir. Yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen terörü bitirmekte, 83 milyon vatandaşımızı, asil milletimizi terör belasından kurtarmakta kararlıyız. Bu çerçevede verdiğimiz mücadeleyi ve sınırlarımızın hemen yanı başında yaşanan, küresel güçlerin de dâhil olduğu karmaşık süreci bilgilerinize sunmak istiyorum. 

IRAK HAREKÂT ALANI

Irak’ın kuzeyinde, varlığını sürdürmeye çalışan PKK’ya karşı mücadelemiz, operasyonlarımız artan bir şiddet ve tempoda aralıksız devam etmektedir. Son bir ay içinde 7’si büyük, 21’i orta çaplı olmak üzere toplam 28 operasyon icra edilmiştir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki Irak’ın, dış güçlerin çatışma sahası olmaktan çıkıp toprak bütünlüğü ve siyasi birliği içinde istikrar ve refaha kavuşması en samimi arzumuzdur. Bu bakımdan Iraklı kardeşlerimizle yakın temasımızı sürdürürken özellikle terörle mücadelede daha yakın iş birliği yapılması yönünde gerekli girişimlerde bulunulmaktadır. 

SURİYE’DEKİ GELİŞMELER 

Yine terörle mücadele kapsamında;
- Suriye’nin kuzeyindeki PKK, YPG ve DEAŞ varlığını sonlandırmak,
- Böylelikle hudutlarımızın, halkımızın huzur ve güvenliğini sağlamak için 2016’da Fırat Kalkanı Harekâtı, 2018’de Zeytin Dalı Harekâtı, 2019’da Barış Pınarı Harekâtı ve 2020’de Bahar Kalkanı Harekâtı başarıyla icra edilmiş ve terör koridoru parçalanmıştır. 
Bu operasyonların sonucunda; yaklaşık 450 bini İdlib’de olmak üzere, 1 milyondan fazla Suriyeli kardeşimiz evlerine ve topraklarına gönüllü, güvenli ve saygın bir şekilde dönmüştür.
Yapılan mutabakatlar doğrultusunda, bölgede kalıcı barışın sağlanması için Rusya Federasyonu ve ABD ile iş birliği ve koordinasyon faaliyetlerimiz sürdürülmektedir.
Ancak sınırlarımızda, terör örgütü ve destekçileri tarafından oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, icra ettiğimiz başarılı operasyonlarla engellenmeseydi; bugün çok daha farklı tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olurdu.
Aynı zamanda bu harekatlarla bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Keldaniler, Aramiler, Hristiyanlar ve Ezidiler gibi diğer dini ve etnik grupların güvenliği de sağlanmış oldu. 
Sağduyulu herkesin bildiği gibi, bizim mücadelemiz; yüzyıllardır aynı coğrafyayı, aynı ekmeği paylaştığımız Kürt kardeşlerimizle değildir, terörledir/teröristledir. Türk-Kürt kardeştir. DAEŞ nasıl Müslümanları temsil etmiyorsa, PKK/YPG terör örgütü de Kürt kardeşlerimizin temsilcisi değildir, olamaz. 

KIBRIS VE AKDENİZ’DEKİ DURUM 

Her zaman, tüm ilişkilerimizde; barış, dostluk, diyalog, iş birliği ve siyasi çözümlerden yana olduğumuz bilinmelidir. Ancak Yunanistan, Akdeniz’e 1.870 km kıyısı olan Türkiye’yi kendi kıyılarına hapsetmeye çalışmaktadır. Türk kıyılarına 1.950 m. mesafede, Yunan ana karasına uzaklığı ise 580 km olan 10 kilometrekarelik Meis adası nedeniyle 40.000 kilometrekarelik deniz yetki alanı talep etmektedir.  
Yunanistan, Türkiye ile görüşerek siyasi çözümler üretmek yerine, bazı oldu-bittiler peşinde koşmaktadır. Ayrıca binlerce kilometreden gelerek gücünü ve boyunu aşan roller peşinde koşan muhterisler de kendi halkının zararına olsa da bu sürece dahil olmak için IRINI Harekâtı gibi hukuksuz yollara başvurmaktadır. 
BM Güvenlik Konseyi kararında ilgili hükümet ile istişare ve izin zorunlu olmasına rağmen, “İrini Harekatı”, MMH ile istişare edilmeden ve izinsiz olarak AB tarafından Mart 2020’de başlatılmıştır.  IRINI Harekâtı, Hafter Güçlerine verilmekte olan açık desteği görmezden gelen, yanlı, meşruiyeti tartışmalı ve hukuksuz bir faaliyettir ve istikrarsızlığa sebebiyet vermektedir. 
Bu kapsamda 22 Kasım 2020 tarihinde, açık denizde bir ticari gemimize hukuksuz bir şekilde çıkılması, bu harekatın başından beri vurguladığımız tartışmalı yönlerini en açık şekilde ortaya koymuştur. Bu konuda her hakkımız saklıdır ve konu yakından takip edilmektedir. 
Akdeniz’de gerilimi tırmandırmak isteyen Yunanistan’dır. Biz ise gerilimi azaltmak için istikşafi ve güven arttırıcı toplantılar ile NATO Genel Sekreteri’nin ilave toplantı girişimlerine en başından beri destek verdik. Maalesef iyi komşuluk çerçevesinde çözüme, barışa uzanan elimiz hep havada bırakılmıştır.
Biz ön koşulsuz olarak Ege ve Doğu Akdeniz’deki tüm sorunları görüşmeye hazırız. Çünkü güçlüyüz, çünkü haklıyız. Sondaj ve sismik araştırma gemilerimiz de; kendi deniz yetki alanlarımız ile KKTC’nin yetki verdiği alanlarda Deniz ve Hava Kuvvetleri unsurlarımızın refakatinde teknik ve bilimsel araştırma faaliyetlerine devam etmektedir, edecektir.
Kimsenin hakkında gözümüz olmadığı gibi, kimseye de hakkımızı çiğnetmeyiz. Şehit oluruz, gazi oluruz; ancak hiçbir oldubittiye de izin vermeyiz. Kıbrıs dâhil Ege ve Akdeniz’deki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimli, kararlı ve buna muktediriz. 
Kıbrıs’taki çözümün önündeki yegâne engel, Yunanistan ile Rum tarafının 1968’den beri süregelen toplantılardaki uzlaşmaz, hak-hukuk tanımaz, şımarık yaklaşımıdır. Kıbrıs meselesine adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüm ancak Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğu gerçeğinin kabul edilmesiyle mümkündür. 
AB başta olmak üzere tüm kurumları ve müdahil devletleri; Kıbrıs’ta, Akdeniz’de ülkemizin ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkına ve hukukuna saygılı olmaya davet ediyor; makul, mantıklı, objektif davranmalarını bekliyoruz. 1974’den bu yana Maraş için kullanılan “Kapalı” ifadesi artık kalkmıştır. Maraş’ın açılması, uluslararası hukuka uygundur, meşrudur, tasarruf da KKTC’ye aittir. Türkiye, garantör olarak daima Kıbrıs Türkünün yanındadır. 1974’deki duruşumuz o gün ne ise, bugün de aynıdır.

LİBYA’DAKİ DURUM 

Libya’nın BM tarafından tanınan meşru Millî Mutabakat Hükümeti, darbeci Hafter’e bağlı unsurların yaptığı saldırılar ve katliamlar karşısında yardım çağrısında bulunmuştur. Bu çağrıya somut cevap veren tek ülke Türkiye olmuştur. 
Amacımız; “Libya Libyalılarındır”  anlayışıyla toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış; barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Birçok ülkenin özellikle ateşkesten sonra rol kapmaya çalıştığı Libya’da, birliklerimiz tarafından Libyalı kardeşlerimize askeri eğitim, mayın/EYP temizliği, sağlık, insani yardım ve danışmanlık desteği verilmektedir. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin haklı davasına desteğimiz devam edecektir.

AZERBAYCAN’DAKİ DURUM 

Ermenistan, Kardeş Azerbaycan topraklarının %20’sine denk gelen Dağlık Karabağ ve 7 rayonu-bölgeyi yaklaşık 30 yıldır haksız ve hukuksuz şekilde işgal etmiştir.  Bir milyondan fazla Azerbaycanlı Türk yerlerinden edilmiş ve 20 binden fazla şehit verilmiştir. Başta Hocalı olmak üzere yapılan katliamlar ve Ermenistan’ın yaptığı vahşet hâlâ hafızalardadır. Ermenistan’ın, sivil yerleşim yerlerini hedef alan 27 Eylül’deki saldırıları bardağı taşıran son damla olmuştur. 
Azerbaycan, Ermenistan tarafından gerçekleştirilen saldırıları durdurmak ve topraklarını işgalden kurtarmak için “Artık yeter!” diyerek harekete geçmiştir. “Tek Vatan Harekât Planı”nı uygulamaya başlamıştır. 44 gün devam eden ancak 44 yıl konuşulacak zaferle sonuçlanan harekât ile, Azerbaycan’ın öz toprakları Ermenistan işgalinden kurtarılmış ve 10 Kasım’da Ateşkes Antlaşması yürürlüğe girmiştir. 
Sayın Cumhurbaşkanımız da Sayın Putin ile ateşkesin şartları ve kalıcı olması konusunda görüşmeler yaparak ateşkes antlaşmasına gerekli katkıyı sağlamıştır.
Bu çerçevede 11 Kasım’da, bölgedeki ateşkesin kontrolü ve denetimi için oluşturulacak Türk-Rus Ortak Merkezi’ne ilişkin mutabakat zaptı, iki ülke savunma bakanları arasında imzalanmıştır. Müteakiben Azerbaycan’a asker gönderilmesine yönelik tezkereyi kabul eden TBMM’ne şükranlarımızı sunuyoruz. Ortak Merkezin, bina inşası ve faaliyetlerin başlaması için Türkiye-Azerbaycan-Rusya arasında çalışmalar devam etmektedir.
Bildiğiniz üzere Azerbaycan; ATATÜRK’ün vefat ettiği 10 Kasım yerine Şuşa Zaferi’nin kazanıldığı 8 Kasım’ı milli bayram günü olarak ilan etmiştir. Bu hassasiyetlerinden ötürü başta Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev olmak üzere tüm Azerbaycanlı kardeşlerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Böylece Azerbaycan, “iki devlet, tek millet” anlayışı ile kederde ve kıvançta, bir ve beraber olduğumuzu bir kez daha göstermiştir. Türkiye, bundan sonra da tüm imkanlarıyla Azerbaycanlı karşdelerimizin yanında olmaya devam edecektir. Bu vesileyle şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, Azerbaycanlı kardeşlerimize de başsağlığı ve sabır diliyoruz.

NATO BÜNYESİNDEKİ FAALİYETLER 

NATO’nun 68 yıllık bir üyesi ve ikinci büyük ordusu olarak Türkiye, NATO’nun güvenliğinin merkezinde yer almaktadır. Türkiye;
- NATO misyon, operasyon ve karargâhlarına yaklaşık 3 bin personel ile iştirak etmekte olup sıralamada ilk beş ülke arasındadır. 
- Külfet paylaşımı bakımından ise Gayri Safi Milli Hasılanın yaklaşık yüzde 2’lik oranı ile ilk sekiz ülke arasında bulunmaktadır.
Son zamanlarda bazı NATO üyeleri tarafından, münferiden, ülkemize karşı müttefiklik ruhuyla bağdaşmayan tutum ve davranışlar sergilenmiş olsa da NATO makamları ile uyumlu bir şekilde çalışmaya ve gelişmeleri yakından takip etmeye devam ediyoruz.

BARIŞI DESTEKLEME VE KORUMA FAALİYETLERİ 

Barışı Destekleme ve Koruma Faaliyetlerine gelince, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uluslararası ilişkilerde artık bir özne haline gelen Türkiye’nin etki ve ilgi alanı her geçen gün genişlemekte, doğal olarak görev ve sorumluluklarımız da artmaktadır. Bu kapsamda, asil milletimizin bağrından çıkan; mazisi şan / şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetleri;
- Sadece ülkemizin ve asil milletimizin değil aynı zamanda dost, kardeş, mazlum ve mağdur ülkelerin de huzuru ve güvenliği için mücadele etmekte, 
- BM, NATO, AGİT ve ikili antlaşmalar kapsamında Libya’da, Kosova’da, Afganistan’da, Bosna Hersek’te, Katar’da, Somali’de, Sudan’da ve daha birçok coğrafyada dünya ve bölge barışına katkı sağlamak için üstün bir gayretle görev yapmaktadır.

FETÖ İLE MÜCADELE

FETÖ ile mücadeleye kararlılıkla devam edilmektedir. 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren FETÖ bağlantısı nedeniyle TSK’dan toplam 20.610 personel ihraç edilmiştir. Kahraman ordumuzun, bu hain örgütten temizlendikçe güçlendiğinin en açık göstergesi, hain darbe girişiminden çok kısa bir süre sonra başarıyla icra edilen operasyonlar ile sayısı ve kapsamı giderek artan başarılı tatbikatlardır. TSK’nın şanlı üniformasını bir tek hainin dahi taşımaması için;
FETÖ bağlantılı son kişi de içimizden temizleninceye kadar mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir.

PERSONEL MEVCUTLARI 

Bugün itibarıyla Millî Savunma Bakanlığında toplam 436.476 personel görev yapmaktadır. Millî Savunma Üniversitesinde ise 24 ülkeden 1.007 misafir askerî öğrenci dâhil toplam 15.925 öğrenci öğrenim görmektedir. Şunu özellikle belirtmek isterim ki; TSK’nın kahraman ve fedakâr personeli; tüm dünyayı etkileyen salgın döneminde dahi görev ve sorumluluklarını mesai kavramı gözetmeden başarıyla sürdürmektedir.
TSK personeli, çoğu zaman sevdiklerinden uzakta aylarca operasyon bölgesinde veya denizde, gemilerde kalmaktadır. Kimi zaman ise yaralanmasına rağmen görevine dönmek istemektedir.  Personelimizin bu yüksek ruh halini gösteren öyle örnekler var ki onlarla gurur duyuyoruz.  Bu vesileyle vatan ve millet aşkıyla, yüksek bir görev bilinciyle çalışan tüm silah ve mesai arkadaşlarımın her birini alınlarından öpüyorum.
Kahraman ve fedakâr personelimiz için ne yapılsa azdır. Bu kapsamda yapılacak yasal düzenlemelere katkı ve desteklerinizi bekliyoruz. Jeostratejik önemi son derece yüksek bu coğrafyada var olabilmek için etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya sahip olmak zorundayız. 
Bu nedenle disiplinli, istekli ve yetenekli personelimizi yerli ve millî savunma sanayii ürünleriyle teçhiz ederek kahraman ordumuzun niteliklerini daha da arttırmanın gayreti içindeyiz.

SAVUNMA SANAYİİNDEKİ YERLİLİK VE MİLLİLİK ORANI ARTTI 

Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliği, teşviki ve desteğiyle savunma sanayiinde yerlilik ve millilik oranı %70’ler seviyesine ulaşmıştır. Ancak daha kat etmemiz gereken mesafeler olduğunun da bilincindeyiz. Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, bugün Millî Piyade Tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA/SİHA’larımızı, Fırtına Obüslerimizi, Atak Helikopterlerimizi tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. 
Bunlara ilaveten, radar ve elektronik harp sistemlerimiz, füze, roket ve mühimmatlarımız; yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarımızda kahraman ordumuzu daha da güçlendirmektedir. Ayrıca Milli Muharib Uçak, Siper Hava Savunma Sistemi, Anadolu Amfibi Hücum Gemisi ile ilgili çalışmalarımız da yoğun bir şekilde devam etmektedir. 
Diğer taraftan, yurt dışına bağımlılığın ortadan kaldırılması, tedarik risklerinin azaltılması ve kaynakların doğru kullanımının sağlanması amacıyla Stratejik İş Birliği Anlaşmaları ve Onaylı Tedarikçi uygulamalarını başarıyla yürütmekteyiz. Yani özel sektör dinamizminden azami istifadeye çalışmaktayız. 

TANK PALETİ FABRİKASI 

Tanklara palet yapmak üzere 1973’te kurulan; yaklaşık 250 milyon dolar değerinde olan Tank Paleti Fabrikası,
- Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle,
- Mülkiyeti ve 116 personel ile denetimi MSB’de kalmak koşuluyla,
- 25 yıllığına, BMC Sav.A.Ş.’ne 
- Sadece işletme hakkı devredilmiştir. 
- Yetenek kazandırma ve geliştirmeye 50 milyon dolar yatırım ile,
- İşçi özlük haklarında herhangi bir kayıp olmadan,
- Fabrikadaki askeri personel başka birimlere nakledilerek, 
- Bakım, Onarım ve Üretim faaliyetlerine devam edilecektir.
- 2020’de 146.764 kalem bakım, onarım ve imalat faaliyeti yapılmış, 2021’de bu sayı 423.696 olarak planlanmıştır. 
- Ayrıca Ocak 2021’de 3 adet Fırtına Obüsü, teslim edilecektir.
- Bu devir hakkında 4 dava açılmış, reddedilmiştir. 
- Temyiz’de, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararıyla devir işlemi kesinleşmiştir.
Sakarya/Arifiye 1’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü geçmişte olduğu gibi gelecekte de modernize edilmiş haliyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamaya devam edecektir. 

S-400 KONUSU 

S-400 Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi bizim için bir tercih değil zorunluluktur. Sistemin yani S-400’ün tedariki, deneme ve sistem kontrolleri Türkiye için NATO’dan uzaklaşmak anlamına gelmemektedir. 
Her savunma tedarik programında deneme ve sistem kontrolleri yer almaktadır. Bu usuller tedarik programının bir parçasıdır ve tamamıyla teknik bir faaliyettir. S-400 tedarik süreci; siyasi, askeri, ekonomik ve teknolojik boyutlar dikkate alınarak takip edilmekte, sistemin kontrol ve hazırlıklarına planlandığı şekilde devam edilmektedir.
Ortağı olduğumuz F-35 Projesi ile ilgili olarak, ABD’nin teknik anlamda S-400 ve F-35’lerin uyumluluğu konusundaki herhangi bir kaygısını ele almaya hazırız. Bu kapsamda NATO dâhil ortak çalışma grubu teklifimiz halen masadadır. 

ŞEHİT VE GAZİ İŞLEMLERİ 

Vatanımız, mavi vatanımız, semalarımız ve 83 milyon vatandaşımız, bugün huzur ve güven içerisindeyse şüphesiz bunda en büyük pay şehit ve gazilerimize aittir. Ne yaparsak yapalım, aziz şehitlerimize, kahraman gazilerimize ve onların kıymetli ailelerine olan minnet borcumuzu tam manasıyla ödeyemeyiz.
Bakanlığımız; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve devletimizin tüm kurumları, bu bilinçle hareket etmekte, şehitlerimizin değerli aileleri ve gazilerimize sağlanan hakların sürekli geliştirilmesi için azami gayreti göstermektedir.

KORONAVİRÜS İLE MÜCADELE 

Koronavirüs ile mücadelemizi de başarıyla sürdürüyoruz. Özellikle belirtmek isterim ki bu konuda dünyada en başarılı olan ordulardan biriyiz. Başta operasyon bölgeleri olmak üzere karada, denizde ve havada, tüm birlik ve kurumlarımızdaki faaliyetler salgından etkilenmeden ve hiçbir aksaklığa meydan verilmeden planlandığı şekilde başarıyla devam etmektedir.
Aynı zamanda Bakanlık bünyesindeki askeri fabrikalar ve MKEK ile salgınla mücadeleye çeşitli sağlık malzemelerinin üretilmesi yönünde de katkı sağlanmaktadır. Yurtdışına, 156 dost ve müttefik ülkeye; maske, teçhizat ve malzeme desteği yapılmıştır. 25 ülkeye yapılan yardımlar askeri uçaklarla gönderilmiştir.

BÜTÇE TEKLİFİ İLE İLGİLİ BİLGİLER 

Savunma ve güvenlikle ilgili hususların devletimiz ve milletimizin bekası açısından vazgeçilmez olduğu, günlük tartışmaların dışında tutulması gerektiği, yüksek malumlarınızdır. 
Zira bu coğrafyada var olabilmek, barış ve huzur içinde yaşayabilmek için TSK’nın üstün niteliklerinin korunması ve geliştirilmesi bir mecburiyettir. 
Bakanlığımıza bu kapsamda tahsis edilecek olan 61 milyar 484 milyon 939 bin TL’nı içeren 2021 yılı bütçe teklifimiz; 
- 3 program, 5 alt program, 17 faaliyet ve 25 alt faaliyetten oluşmaktadır.  
Sayıştay denetçileri tarafından Bakanlığımızda yapılan denetimler neticesinde düzenlenen “Sayıştay Raporu”na konu bulguların gereği de titizlikle yapılmakta ve takip edilmektedir.
Asil milletimizin temsilcileri olan Gazi Meclisimizin, Millî Savunma Bakanlığı 2021 yılı Bütçe Teklifini ve 2019 yılı kanunlaşan başlangıç bütçesi ile mevzuat çerçevesinde eklenen tutarları da içeren 2019 Yılı Kesin Hesap Teklifini uygun yaklaşımla mütalaa edeceklerine inanıyorum.
Bu vesileyle Sultan Alparslan'dan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e kadar bin yıldır bize vatan olan bu topraklarda bu günlere, bu seviyelere gelmemizde emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum.
Aziz şehitlerimizi; ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyor, hayatta olan kahraman gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
Peygamber Ocağı olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri; binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerleriyle, 
- Aklın ve bilimin ışığında, 
-  Anayasa çerçevesinde, 
- Yasalar ve Sn. Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda,
- Sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, 
- Milletinin emrinde görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Bu çerçevede şu anda dahi yurt içinde ve yurt dışında karada, denizde ve havada, zorlu iklim ve arazi şartlarında kahramanlık ve fedakârlıkla görev yapan değerli silah ve mesai arkadaşlarıma kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler diliyorum.
Gazi Meclisimizi, Yüksek Heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımızı bir kez daha saygı ile selamlıyor, dikkat ve sabrınız için teşekkür ediyorum.