"Havacılık endüstrisinde büyük bir atılım gerçekleşecek" "Havacılık endüstrisinde büyük bir atılım gerçekleşecek"

"Havacılık endüstrisinde büyük bir atılım gerçekleşecek"

"Havacılık endüstrisinde büyük bir atılım gerçekleşecek"

30/01/2020 09:52

TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Bolat: “Türkiye, 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkelerden biri olacaktır”
BU HABERİ
PAYLAŞ

TUSAŞ tarafından 2 ayda bir yayınlanan "TUSAŞ MAG" dergisinin 114. sayısında, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Bolat’la TUSAŞ’ın sektördeki konumunu ve gelecek hedeflerini konu edinen bir röportaja yer veriliyor.

"TUSAŞ MAG" dergisinin 114. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan ““Havacılık Endüstrisinde Büyük Bir Atılım Gerçekleşecek” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

“Havacılık Endüstrisinde Büyük Bir Atılım Gerçekleşecek”

Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Ahmet Bolat, yerli ve millî projeleriyle havacılık alanındaki iddiasını ve gelişimini gözler önüne seren şirketimizin geldiği noktayı, gelecek hedeflerini ve Türk havacılık sektöründeki konumunu değerlendirdi. “Türkiye; ABD, Rusya ve Çin’den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkelerden biri olacaktır” diyen Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz; gelecek nesillere borçlu olduğumuzu ve bu borcu ödemek için de elimizden gelen tüm gayreti göstermemiz gerektiğini sözlerine ekledi.

1. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1959 yılında Konya’nın Ereğli ilçesinde doğdum. İstanbul Bahçelievler Lisesi Fen Bölümünü bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesinde Sanayi Mühendisliği alanında lisans eğitimimi tamamladım. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Kaliforniya eyaletinde bulunan Stanford Üniversitesinde Yöneylem Araştırması alanında yüksek lisans ve Michigan Üniversitesinde Endüstri Mühendisliği alanında doktora yaptım. Doktora çalışmaları sırasında öğretim görevlisi ve araştırmacı olarak, sonrasında da, yardımcı profesör olarak Michigan Üniversitesinde çalıştım. Suudi Arabistan’da akademisyen ve yönetici olarak görev yaptıktan sonra sırasıyla doçent ve profesör unvanlarına sahip oldum.

Uçak-körük ataması, petrol tanker taşımacılığı, şehirler arası otobüs işletmeciliği gibi lojistik alanlarda projeler yürütüp; optimizasyon, sıralama, çizelgeleme ve otomobil üretim hatları konularında birçok doktora, yüksek lisans tezlerinin hazırlanmasına öncülük ederek, bu alanlarda çeşitli uluslararası mecralarda çok sayıda makalem yayımlandı.

2005 yılında Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığında (THY A.O.) Strateji Geliştirme, Filo Planlama, Yatırım Yönetimi ve Ar-Ge biriminde başkanlık görevine getirildim. 2012 yılından bu yana ise Yatırım Yönetimi, Uluslararası İlişkiler ve Anlaşmalar ile İnovasyon ve Projeler Başkanlıkları’ndan sorumlu Genel Müdür (Yatırım ve Teknoloji) Yardımcısı olarak çalışmaktayım. 2005 yılından günümüze kadar, alınan ve kiralanan tüm uçakların planlaması, bu uçakların temin edilmesi, sürece dâhil olan şirketlerle anlaşma görüşmelerinin yapılması ile yine bu uçakların teslim ve iade süreçleri Genel Müdürlüğümüz tarafından yürütüldü. Bunun yanı sıra uçuş hakları, hava yolları ile ticari ilişkiler konuların sürdürülmesi ve “STAR ALLIANCE”a giriş süreci yine birimimiz tarafından tamamlandı.

Bu dönemde İstanbul’daki bazı üniversitelerde yarı zamanlı optimizasyon, hava yolu işletmeciliği gibi dersler vererek, tez çalışmalarının tamamlanmasına da danışmanlık yaptım. Ayrıca Turkish Cabin Interior A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, Turkish HABOM A.Ş. ve SunExpress Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyesi ve THY Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı gibi çeşitli görevleri üstlendim.

2. TUSAŞ Yönetim Kurulu’ndaki görevinize ne zaman başladınız? Yönetim Kurulu üyesi olarak sorumluluklarınızı dinleyebilir miyiz?

2 Mayıs 2018 tarihinden bu yana Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’de Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapıyorum. Yönetim Kurulu üyesi olarak Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri, ana sözleşmemiz ve ilgili yönergeleri doğrultusunda çizilen esaslar çerçevesinde, şirketimizi temsil ediyoruz. Genel anlamda sorumluluğumuzu; şirketimizin kısa ve uzun dönem stratejilerinin belirlenmesi, ilgili planların geliştirilmesi ve yürütülmesi konularında üst yönetime yardımcı olacak kararları almak olarak özetleyebiliriz. Ayrıca, Yönetim Kurulumuzda alınan kararlar doğrultusunda üst düzey görüşmelerde yer alarak, özgün ürünlerimizin tanıtıldığı çeşitli törenlerde ve havacılık alanı için büyük önem arz eden faaliyetlerde yer alıyoruz. Kritik süreçlerde ise şirketimizin menfaatlerini gözeterek yetkimiz dâhilinde önemli kararlar vererek, tecrübe ve yeteneklerimize göre “Murahhas Aza” olarak özel konularda da çeşitli görevler üstleniyoruz.

3. Şirketimiz son yıllarda ürettiği yerli ve millî ürünlerle hem ülkemizde hem de dünyada büyük ilgi topladı. Bu büyük gelişmeler ve şirketimizin başarılarını hakkında neler söylemek istersiniz?

Şirketimiz son yıllarda gerçekleştirdiği atılımlarla iki kat büyümüş ve savunma sanayisinin yükselen şirketlerinden biri olmuştur. 2016 yılında 1 milyar 260 milyon ABD Doları olan cirosu sürekli artmış, 2020 yılı hedefi ise cirosunu yaklaşık 2,5 milyar ABD Doları'na ulaştırmaktır. Personel sayısı 2016 yılında 5 binlerde iken şimdi 9 bin 500 civarındadır. Şirketimizde yaklaşık 3 bin 500 mühendis görev yapmaktadır. Bugüne kadar güvenlik güçlerimize 22 adet ANKA İnsansız Hava Aracı, 56 adet ise T129 ATAK helikopteri teslim edilmiştir. Milli Muharip Uçak (MMU), HÜRJET, Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri, 10 tonluk Genel Maksat Helikopteri, AKSUNGUR İnsansız Hava Aracı, Small GEO Haberleşme Uydusu Projeleri başlatılmış olup, GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri HÜRKUŞ-B Gelişmiş Eğitim Uçağı ve AKSUNGUR’un ilk uçuşları başarıyla gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere Milli Muharip Uçak, 2030’lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek, yurt içi imkân ve kabiliyetlerle tasarlanan bir savaş uçağı projesidir. Yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu vb. teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye; ABD, Rusya ve Çin’den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkelerden biri olacaktır.

4. Şirketimizle birlikte ülkemiz, havacılık sektörünün önemli oyuncularından biri olarak anılmaya başlandı. Türkiye’nin havacılık serüvenini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkemizde havacılıkla ilgili atılımlar 2003 yılında göreve gelen devlet yöneticilerimizle beraber başlanmış, öncesinde hava yolu taşımacılığına odaklanılmıştır. 2003 yılında 5 milyonu iç hatta olmak üzere toplam 30 milyon yolcu taşınırken, 2019 yılında 55 milyonu iç hatta olmak üzere 155 milyon yolcu taşınmıştır. Aynı dönemde ülkemizdeki yolcu uçağı sayısı 160’lardan 550’lere çıkmıştır. Hava yollarımızın ülkemize katkısı 2003 yılında 3.1 milyar ABD Doları iken 2019’da 120 milyar ABD Doları’na çıkmıştır. 126 ülkenin 318 şehrine direkt sefer yapılmakta, böylece ülkemizin ihracat ve ulaşım imkânları en üst seviyeye çıkarılmaktadır. Son yıllarda da havacılık endüstrisinin ivmesi artmıştır. Şirketimiz, İSO 500 sıralamasında 2016 yılında 29. sırada yer alırken, 2018 yılında 22’nci sıraya yükselmiştir. Aynı şekilde 2018 yılında 820 milyon ABD Doları ihracat gerçekleştiren TUSAŞ, sektörün ihracat şampiyonu olmuştur.

5. Bundan 10 yıl sonra TUSAŞ ve buna bağlı olarak Türkiye, havacılık sektöründe sizce kendisine nasıl bir yer edinecek?

Hava yolu taşımacılığında ülkemizin dünya sıralamasında ilk 10’da yer alacağını tahmin ediyorum. Uçak sayımızın yaklaşık 1200 rakamına ulaşacağını, İstanbul’un dünyadaki üç “MEGA HUB”dan biri olacağını öngörüyorum. Taşınan yolcu sayısının da 300 milyon civarında olacağını, bunun 200 milyonunun da İstanbul Havalimanı’ndan gerçekleşeceğini düşünüyorum.

Havacılık sanayisi olarak da 10 milyar dolarlık bir ihracat hedefine sahip olabileceğimizi düşünüyorum. Bu hedef için yapılması gereken atılımlar 2020 yılının Haziran ayında devreye girecektir. Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın 4’üncü büyük tek çatı kompozit tesisimizin de bu atılımlara önemli bir katkısı sağlayacağı muhakkaktır. Geçtiğimiz yıl başlatılan Ses Altı Rüzgâr Tüneli Projesi de 2020’de tamamlanmış olacak ve sektördeki çok önemli bir ihtiyacı karşılayacaktır. Yerli ve millî motor üretimindeki gelişmelere paralel olarak yurt dışına ihraç edeceğimiz helikopter ve eğitim uçaklarının sayısında da önemli bir artış yaşanacaktır. Bir bütün olarak baktığımızda tüm üretim ekosistemindeki gelişmelere paralel olarak havacılık endüstrisinde büyük bir atılım geçekleşeceğini söyleyebiliriz.

6. Ülkemizin havacılık sektöründe ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek için birçok çalışma yürütüyoruz. El ele vererek, ülkemizin geleceğine katkı sağlamak için sürdürdüğümüz bu çalışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Şirketimiz, ihtiyaç duyulan insan kaynağını yetiştirmek amacıyla 65 üniversite ile anlaşma imzalayarak ilk kez stajyer mühendis programını başlatmıştır. Ayrıca yurt dışında eğitim gören gençlerimizi de ülkemize kazandırmak için özel bir program uygulamaya konulmuştur. Almanya ve İngiltere başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden ilk etapta 48 mühendis adayı şirketimize katılmış ve millî projelerde görev almıştır. Bugüne kadar toplam 72 genç arkadaşımız yurt dışından Türkiye'ye gelerek şirketimizde yürütülen projelerde istihdam edilmiştir. TUSAŞ, Ankara Sanayi Odası tarafından 2017 yılından bu yana İstihdam Şampiyonu olarak ödüllendirilmiştir. Bir yandan da Yıldız Teknik, Hacettepe, Orta Doğu Teknik, İstanbul Teknik ve Uludağ Üniversitelerinde kurulan Teknopark ofisleri ile yetenekli mezunlara daha kolay erişim imkânı sağlanmıştır. Aynı şekilde ABD, Fransa, Malezya, Pakistan ve İngiltere’de açılan ofislerle hem Ar-Ge faaliyetlerimiz için gelişmeler takip edilmekte hem de yeni projelerimize istihdam imkânları oluşturulmuştur.

7. TUSAŞ ile ilgili bir hayal veya hedefiniz var mıdır? Sizce, bu hayal ya da hedefin ailemize ve ülkemize katkısı ne olacaktır?

Yakın dönemdeki hayalim GÖKBEY helikopterinin gelecek yılki ilk havacılık fuarında uçması ve ilk yurt dışı müşterisi ile satış anlaşmasının imzalanmasıdır. Sonrasında da jet motorlu eğitim ve yakın hava destek uçağı HÜRJET’in hangardan çıkmasıdır. Bu iki projede de epey yol alınmış ve gerçekleşmesi için TUSAŞ ailesi büyük bir gayret göstermektedir. Bu hedeflerin gerçekleşmesiyle birlikte hava aracı üretimi konusunda ülkemizin belli bir sınıfa yükselmesi sağlanacaktır. Bu yükselme; hem tüm çalışanlar olarak bizlerin hem de bize bu çalışmalarda her türlü desteği veren ailelerimizin emeklerinin ve fedakârlıklarının “ete kemiğe bürünmesi” anlamına gelmektedir. Doğru projelerin, uygun yöntem ve imkânlarla hayata geçirilebileceğini göstermesi açısından da ülkemiz için bir milat olacaktır. Bunun bir adım sonrası ise, dünyanın belli ülkelerinde üretilebilen 5. nesil uçaklarda TUSAŞ imzasının da yer almasıdır.

8. Çalışma hayatınız dışında da sizi daha yakından tanımak isteriz. Sosyal hayatınızda kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Beş çocuğum ve üç torunum var. Kendimi “aile babası” olarak tanımlayabilirim. Eşim ve ben çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeye ve eğitimlerine çok önem verdik. Onlar da emeklerimizi boşa çıkarmadılar. Büyük kızım ve oğlum doktoralarını bitirdiler. Biri mühendislik, diğeri de kanser üzerine araştırma yapıyor. Bir diğer kızım da kimya bölümünde lisans eğitimi aldı, sonrasında ise İşletme Yönetimi Yüksek Lisansını (Master of Business Administration-MBA) tamamladı. Şu anda da bir diğer kızım Klinik Psikolojisi alanında yüksek lisansını yapıyor, diğer kızım ise eczacılık bölümünde okuyor.

Ailemle vakit geçirmeyi çok seviyorum. Bazı hafta sonları mutfağa geçip, çocuklarımın sevdiği yemekleri pişirmek keyif veriyor. Bunun dışında ailemle seyahat etmek de sevdiğim şeylerin başında geliyor. Ailemden kalan zamanlarda da ya yüzüyor ya da yürüyüş yapıyorum.

9. Dergimiz aracılığıyla TUSAŞ ailesi ve genç mühendis adaylarına neler söylemek istersiniz?

THY’deki görevim gereği çok yerler gezdim diyebilirim. Türkiye çok güzel bir ülke, halkımızın kültür ve geleneklerinden gelen, başka milletlerde bulunmayan çok güzel hasletleri var. Etrafındaki ülkelerdeki sorunları olumlu gelişmelere döndürebildiğimiz sürece daha ileri gideceğiz. Ama her hâlükârda başka Türkiye yok. Doktorasını yapan bazı arkadaşlarımız yurt dışında kaldılar ve ailelerini orada kurdular. Ama genelde baktığımda çoğunun mutlu olmadığını görüyorum. İnsan ancak çevresi ile beraber mutlu olabiliyor. Ben gelecekte daha güzel ve müreffeh bir Türkiye görüyorum. Özelde TUSAŞ çalışanı, genelde de bu yurtta yaşayan insanlar olarak ülkemize ve gelecek nesillere borçlu olduğumuzu ve ödemek için de elimizden gelen tüm gayreti göstermemiz gerektiğini düşünüyorum.