Google'dan ayrılıp HAVELSAN'a geldi

HAVELSAN’ın, yurt dışına giden veya ülke dışında çalışmalar yürüten nitelikli insan kaynağının Türkiye’de değerlendirilmesi kapsamında yürüttüğü faaliyetler ile tersine beyin göçü yaşanıyor.

Bir süre yurt dışında çalıştıktan sonra HAVELSAN’ın elektronik donanım geliştirme ekibine dahil olan Donanım Mühendisi Eren Şimşek de yurda dönüş yapan Türk mühendislerinden.

Yurt dışına kalmak için değil, geri dönmek için gittiğini vurgulayan Şimşek, yurda dönüşüyle ilgili şunları söyledi.

"Yurt dışına gitmeden önce ben Amerika’ya gittim. Amerika’ya gitmeden önce türkiyede yaklaşık 10-12 yıllık yazılım geliştirme deneyimim mevcuttu. Eşimin akademik bazı çalışmalarından ötürü Fulbright bursu kazandı kendisi ve bizim daha öncesinde acaba denesek mi diye düşündüğümüz bir yurt dışı fırsatı elde etmiş olduk.  Ben de orada Google’da constructor developer çalışma fırsatı elde ettim. Yaklaşık bir sene orada çalıştım. Geçtiğimiz temmuz ayında da ülkemize döndük. Bizim tabii orada kalma fırsatımız da vardı. Ancak artılarını ve eksilerini yazıp değerlendirdiğimizde aslında artıların ülkemiz yönünde daha fazla olduğunu fark ettik ve sonrasında da ülkemize geri dönüş yapmaya karar verdik.  Geri dönüş sırasında artı olan etmenlerden birisi de benim HAVELSAN'la görüşüyor olmamdı. Döner dönmez temmuz ayında HAVELSAN'da çalışmaya başladım. Şu anda büyük veri ve yapay zeka ekibinde çalışmaktayım. Geri dönüş aşamasında kararlarımızı alırken önemli etmenlerden bir tanesi Amerika gibi uzak bir yerdeyseniz özellikle ailenizle olan görüşmeler ve sosyal hayatınızı silmeniz gerektiği düşüncesi oldu bizde. Diğer bir husus da hayatınızı geçirdiğiniz, sosyo-kültürel olarak yetiştiğiniz, bir alışveriş içerisinde olduğunuz, kültürel olarak bir şeyler kazandığınız kendi ülkenizden ayrılıp başka birisi için başka bir yerde çalışma fikri çok hoş gelmedi bir süre sonra. Bizim ülkemizdeki organizasyonel yapının biraz daha yatay hiyerarşiye yönelik olması gerektiği. Çalışanlar arasında hiyerarşinin değil de fikirlerin, durumların, problemlerin, fırsatların konuşulması gerektiği ve bunun daha demokratik şekilde insanların statü ve konumlarından bağımsız yapılabilmesi gerektiğine inanıyorum.”