Geleceğin teknolojilerini belirleyen 10 yıl Geleceğin teknolojilerini belirleyen 10 yıl

Geleceğin teknolojilerini belirleyen 10 yıl

Geleceğin teknolojilerini belirleyen 10 yıl

23/06/2020 13:25

Son 10 yılda askeri teknoloji alanındaki gelişmeler, geleceğin ordularının yapısını şekillendirdi.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 6. sayısında, askeri teknolojide son 10 yılın gelişmeleri hakkında bir yazıya yer veriliyor.

Target dergisinin 6. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Geleceğin Teknolojilerini Belirleyen 10 Yıl” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

GELECEĞİN TEKNOLOJİLERİNİ BELİRLEYEN 10 YIL

Geride bıraktığımız on yıl askeri teknoloji alanında önemli gelişmelere tanıklık etti. 21. yüzyılın başından itibaren geliştirilen hayalet uçak teknolojileri bu dönemde meyvelerini vermeye başladı. 2010-2020 yılları, insansız hava araçlarının da artık orduların standart envanteri haline geldiği bir dönem oldu. Yüksek teknoloji, kara unsurlarında da standartlaştı.

GÖKYÜZÜNÜN HAYALET SAVAŞÇILARI

F-16, F-15, F-18, Mig 29, Su-27 ve Mirage serisi savaş uçakları, 20. yüzyılın sonunda göklerin hâkimiydi. Ancak 21. yüzyıla girildiğinde 4. nesil olarak adlandırılan bu uçakların yerini alacak ardılları yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Gelişmiş elektronik sistemlerin yanı sıra radar izini minimize eden hayalet uçak teknolojisinin en göze çarpan özellik olduğu yeni nesil jetlerin geliştirilmesinde ise ABD teknolojik alandaki liderliğini sürdürüyor. F-117 Nighthawk ile başlattığı hayalet uçak teknolojisini önce B-2 bombardıman uçağında kullanan ABD, 2000’li yılların başında da hayalet savaş uçağı olan F-22’yi havalandırmayı başardı. Ancak kısıtlı sayıda üretilen ve av önleme görevlerinde özelleştirilen F-22’nin yanında, tüm hava filosunda görev yapacak yeni nesil uçağın geliştirilmesi çalışmaları da devam etti.

ABD hava ve deniz kuvvetlerinde yer alan F-16, F/A-18 ve AV-B Harrier uçaklarının yerini alması planlanan ve ana üretici ABD’nin yanı sıra Türkiye, Birleşik Krallık, İtalya, Avustralya, Kanada, Norveç, Danimarka ve Hollanda’nın da geliştirme aşamasında yer aldığı F-35 programı, 2010’lu yılların en büyük bütçeli ve iddialı projesi oldu. 430 milyar dolarlık bütçesi ile tüm zamanların en büyük askeri projelerinden biri olan ve bu nedenle pek çok eleştiriye de uğrayan F-35’lerin hem ABD hem de pek çok NATO ülkesinin hava ve deniz kuvvetlerinin temel 5. nesil savaş uçağını oluşturması öngörülüyor. Uçağın, geleneksel pistlerden kalkan F-35A, kısa pistlerden kalkan ve dikey iniş yapabilen F-35B ve uçak gemileri için modifiye edilmiş F-35C olarak üç ayrı modeli bulunuyor. İlk uçuşunu Aralık 2006’da yapan uçağın geliştirme süreci yıllar aldı ve uçak ancak 2015’ten itibaren hizmete girmeye başladı. 2020 başı itibariyle yaklaşık 500 adet üretilen F-35’in en önemli özelliği ise gelişmiş hayalet uçak teknolojisi ile radar ve aviyonik teknolojisi… Radar izini minimalize etmek için özel olarak şekillendirilen bir tasarıma sahip olan F-35, uçak radar sinyallerini emen özel bir materyalle kaplı. F-35, hayalet özelliğinin korunması için gövde içine alınmış silah istasyonlarında, hem havadan havaya füzeleri hem de havadan yere füze ve bombaları taşıyabiliyor.

ÜST DÜZEY MANEVRA

ABD’nin F-35 ve F-22’lerine karşın Rusya ise 5. Nesil Sukhoi Su-57’ler ile bu alandaki iddiasını ortaya koydu. Halen Rus Hava Kuvvetleri’nde yer alan Mig-29 ve Su27’lerin yerini alması planlanan Su-57, ilk test uçuşunu Ocak 2010’da gerçekleştirdi.

Uçak, gelişmiş aviyoniklerinin yanı sıra üst düzey manevra özelliğiyle de dikkat çekici. Su-57’nin 2015’te seri üretime geçmesi planlanmıştı ancak yaşanan sıkıntılar nedeniyle ilk teslimatların bu yıl içerisinde yapılması bekleniyor. 2010 yılında uçağın Hindistan ile ortak üretimi konusunda anlaşmaya varılmış ancak 2018’de Hindistan projeden çekildiğini açıklamıştı. Bu gelişmeye rağmen Hindistan’ın Su57’leri filosuna ekleyebileceği konuşuluyor. Cezayir ve Birleşik Arap Emirlikleri de uçağın potansiyel müşterileri arasında yer alıyor.

Çin ise 5. nesil savaş uçakları konusunda 2010’lu yıllarda gelişme kaydetti. Çin, Rusya’dan farklı olarak hayalet teknolojisine sahip iki farklı uçak geliştiriyor. Bunlardan ilki hava üstünlüğü için tasarlanan ve aynı amaçla üretilen Amerikan F-22’nin doğrudan rakibi olarak görülen Chengdu J-20. İlk uçuşunu Ocak 2011’de yapan J-20, Mart 2017’den itibaren Çin Hava Kuvvetleri envanterine girmeye başladı. Çin’in ikinci hayalet uçağı ise J-20’ye kıyasla daha küçük olan Shenyang J-31. İlk uçuşunu 2012’de gerçekleştiren J-31, F-35’e benzerliğiyle dikkat çekiyor. Halen geliştirilme aşamasında olan uçağın hangi tarihte seri üretime geçeceği netleşmiş değil.

İHA’LARIN YÜKSELİŞİ

2010’lu yıllar, yeni bin yılın başından itibaren savaş alanlarında aktif rol almaya başlayan silahlı ve silahsız insansız hava araçlarının (İHA) gelişimine şahit oldu. ABD’nin silahlı operasyonlarda kullandığı MQ-1 Predator ve MQ-9 Reaper’ın ardılı yeni nesil silahlı İHA’sı Avenger (Predator C) ilk uçuşunu Nisan 2009’da gerçekleştirdi. Avenger’ın 2016’ya kadar 13 bin saatten fazla uçuş gerçekleştirdiği biliniyor.

HAYALET UÇAKLAR

İlk olarak 2000 yılında duyurulan Çin’in İHA programı doğrultusunda CH-1, CH-2 ve silahlı CH’3’ün ardından 2015’te CH-4, hemen ardından da uzun menzilli CH-5 ilk uçuşunu gerçekleştirdi. Yeni geliştirilen bu iki model özellikle Ortadoğu ülkelerine yapılan satışlarla başarı kazandı ve oldukça ses getirdi.

2010’lu yıllar ayrıca geleceğin İHA prototiplerinin görücüye çıktığı bir dönem oldu. Boeing’in X-45 ve Norttrop Gruman’ın X-47 modelleri ile Rusların geliştirmeyi sürdürdüğü Mikoyan Skat ve Sukhoi S-70 modelleri geleceğin askeri İHA’ları hakkında fikir veriyor. Ayrıca Fransız Dassault da geliştirdiği hayalet nEUROn modelinin ilk uçuşunu 2012’de gerçekleştirdi.

YENİ NESİL TANKLAR

Geride bıraktığımız 10 yıl, geleceğin savaş alanlarında yer alacak yeni nesil tankların da ortaya çıktığı bir dönem oldu.

Bunlar arasında en dikkat çekici olan Rusların hali hazırda kullandığı tüm farklı modellerin yerini alacak olan Armata T-14 tankı. 2009’da başlatılan Armata projesi çerçevesinde geliştirilen T-14 tankı, ilk olarak 2015’teki Zafer Günü’nde gerçekleştirilen geçit töreninde dünyaya tanıtıldı. 125 mm.’lik yivsiz bir topu olan T-14’ün en önemli özelliği ise insansız kulesi, otomatik doldurucusu sayesinde dört yerine üç personele sahip olması ve yüksek zırh koruması… Armata Programı çerçevesinde T-15’lerin Rus Ordusu’ndaki tüm paletli zırhlı araçların yerini alması öngörülüyor.

Armata T-14 gibi yeni modellerin yanı sıra uzunca bir süredir kullanılan tanklar da geçtiğimiz 10 yıl içerisinden teknolojik olarak yeniden şekillendirildi. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkede kullanılan Alman Leopar 2 tanklarının en gelişmiş modeli olan Leopar 2A7, 2014 yılından itibaren üretilmeye başlandı. Ayrıca şehir savaşları için özel olarak geliştirilen Leopar 2 PSO da görücüye çıktı. Leopar 2 gibi geçtiğimiz 20 yıla damgasını vuran Amerikan Abraams tanklarının yeni modeli M1A3’ün geliştirilmesine ise 2014’te başlandı. Daha hafif bir 120 mm’lik topun kullanılacağı Abraams M1A3 için yeni bir dizel motor ve daha hafif zırh koruması geliştiriliyor.

Güney Kore Ordusu’nun yeni tankı K2 Black Panther ve Japonya’nın geliştirdiği Type 10 da geçtiğimiz 10 yılda ordu envanterlerine girmeye başladı.