Fırlatma teknolojilerinin neresindeyiz? Fırlatma teknolojilerinin neresindeyiz?

Fırlatma teknolojilerinin neresindeyiz?

Fırlatma teknolojilerinin neresindeyiz?

22/08/2023 09:58

Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın aylık yayın organı Anahtar Dergisi için kaleme aldı: “Fırlatma Teknolojilerinin Neresindeyiz?”
BU HABERİ
PAYLAŞ

İnsanoğlu, 19. yüzyıl itibariyle gelişmeye başlayan havacılık ve roket teknolojileri ile beraber, uzaya erişime dair çalışmalara ağırlık vermiştir. Bu kapsamda, İkinci Dünya Savaşı döneminden bu yana üzerinde çalışılan fırlatma sistemleri ve teknolojileri, Soğuk Savaş dönemindeki Uzay Yarışı ile büyük ilerleme kaydetmiştir. Günümüzde de insan hayatının olmazsa olmazı olan sistemleri (internet, yer gözlem, bölgesel konumlama ve zamanlama sistemleri gibi uydu temelli teknolojiler) uzaya eriştiren fırlatma teknolojileri, süratle gelişmeye devam etmektedir.

Fırlatma Teknolojileri

Teknolojinin genel olarak gelişmesiyle beraber, fırlatma araçları uzaya gönderildikten sonra tekrar yeryüzüne indirilebilir hale gelmiş; tasarım ve üretim süreçleri basitleşmiş, kolaylaşmış ve ucuzlamış, sonuç olarak uzaya çok daha ucuza görev yükü ve insan taşınabilmesi mümkün hale gelmiştir. Fırlatma operasyonlarının ucuzlamasıyla birlikte fırlatma sayıları ve sıklığı artmış, uzay teknolojilerine yatırım yapmak cazip hale gelmeye başlamış ve bu alandaki girişimlerde gözle görülür bir artış olmuştur. Dünya genelinde, Türkiye de dahil olmak üzere daha fazla devlet, uzay ajanslarını kurarak kendi uzay programlarını oluşturmuştur. Elbette bütün bu gelişmelerle beraber uzay ve fırlatma teknolojilerinin büyümesi daha da hızlanmıştır. Büyüyen uzay teknolojisi ve bu teknolojinin kullanım alanının genişlemeye devam etmesiyle Euroconsult raporlarına göre 2023’ten 2032 yılına kadar uzay lojistiği pazarının 4 milyar dolar değerine ulaşacağı öngörülmektedir (URL 1, 2023).

İçinde bulunduğumuz dönemde uzay alanında uzay ajansları gibi devlet kurumları yanında sivil ve ticari şirketler de yer almaktadır. Uzaya görev yükü ve insan taşımak üzere fırlatma sistemleri geliştiren SpaceX, Blue Origin ve Virgin Galactic gibi ticari şirketlerin çalışmalarıyla tamamen yeni bir ‘uzay turizmi’ sektörü oluşmuştur. Yeni nesil fırlatma araçlarıyla hem Uluslararası Uzay İstasyonu’na sivil uzay yolcuları gönderilebilmekte, hem de belirli bir süreliğine yerçekimsizlik deneyimi yaşatan yörünge altı uzay uçuşu gerçekleştirilebilmektedir. SpaceX firması, 2020 yılından beri Amerikan Havacılık ve Uzay İdaresi (NASA)’nın “Commercial Crew” programı dahilinde, Falcon 9 roketi ve Dragon kapsülü ile Uluslararası Uzay İstasyonu’na insan yollamaktadır (URL 2, 2023). Blue Origin firmasının çalışmalarına örnek olarak New Shepard ve New Glenn fırlatma araçları ve Ay yüzeyine iniş için tasarlanmış Blue Moon aracı verilebilir (URL 3, 2023). Virgin Galactic firması ise SpaceShipTwo yörünge altı fırlatma aracıyla (Görsel 1) iki kere insanlı yörünge altı uzay uçuşu gerçekleştirmiştir (Foust, 2023).

Uzaya ulaşım alanında kolaylık sağlayan bir diğer konu, fırlatma üssü teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte sadece karadan değil aynı zamanda denizden ve havadan da fırlatma teknolojileri çalışmalarının hızlandırılmasıdır. Denizden fırlatmaya örnek olarak Çin’in De Bo 3 mobil deniz platformu (Görsel 2) verilebilir (Malik, 2022). Platform, yörüngeye uydu yerleştiren Long March 11 ve Jielong-3 gibi fırlatma araçları tarafından kullanılmaktadır (Jones, 2022). Havadan fırlatma çalışmalarına ise örnek olarak Virgin Galactic’in SpaceShipTwo yörünge altı uzay uçuşları verilebilir (Gohd, 2021). VMS Eve uçağıyla belirli bir irtifaya çıkan ve havadayken ateşleme yapan fırlatma aracı, Temmuz 2021’de gerçekleşen ilk uçuşunda 86 kilometre, Mayıs 2023’te gerçekleşen ikinci uçuşunda da 87.2 kilometre irtifaya yükselmiştir. Bu teknolojilerin gelişmesiyle beraber uzaya erişim sadece sabit bir uzay limanından değil, daha ideal konumlara taşınabilecek mobil uzay limanlarından da mümkün olacaktır.

Ay’a Artan İlgi

Uzay ve fırlatma çalışmalarının kazandığı ivme, insanlığı Ay’a yeniden ayak basmaya ve Ay’ı daha gelişmiş ekipmanlarla, daha ayrıntılı bir biçimde incelemeye yöneltmiştir. Bu amaca ulaşmak için Çin Ulusal Uzay İdaresi (CNSA) tarafından International Lunar Research Station (ILRS) ve NASA tarafından Artemis programı yürütülmektedir. ILRS programı dahilinde Ay araştırmaları, deneyleri ve Ay kaynaklarının kullanımına yönelik Ay ekseninde bir uzay istasyonu yerleştirilmesi planlanmaktadır. Çok aşamalı gerçekleşecek olan program, gelecekteki uzay görevleri için bir üs oluşturmayı amaçlamaktadır (Ling, 2023).

Artemis programı dahilinde ise Ay’a bir dizi seyahat gerçekleştirilmesi ve Ay yörüngesine istasyon yerleştirilmesi planlanmakta, programdan kazanılan deneyimle Mars’a insanlı görev yapılması amaçlanmaktadır (Wall, 2023). Program genel olarak Space Launch System (SLS) fırlatma aracıyla ve Orion kapsülü ile gerçekleştirilmektedir. Gelecekteki Ay ve Mars programlarında kullanılmak üzere, ayrıca SpaceX tarafından Starship fırlatma aracı geliştirilmekte olup Artemis III programında kullanılması planlanmaktadır.

Fırlatma Teknolojileri Alanında Türkiye’deki Çalışmalar

Ülkemiz hem günümüzde hem de gelecek için oldukça belirleyici olan uzay teknolojisine sahip olma çalışmalarını önemle sürdürmektedir. Bu kapsamda ilan edilen Milli Uzay Programı (MUP)’nın hedeflerinden olan “Uzaya Bağımsız Erişim ve Uzay Limanı” ile “Ay Görevi” hedefleri, fırlatma sistemlerinin geliştirilmesiyle doğrudan ilgilidir. Bu alandaki yerli çalışmalara örnek olarak ROKETSAN tarafından geliştirilen, uyduları ve uzay araçlarını yurtiçinden, milli imkanlarla fırlatmayı amaçlayan Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS) (URL 4, 2023) ile DeltaV Uzay Teknolojileri A.Ş. tarafından geliştirilen, çeşitli teknolojik ürünlerin mikro yerçekimi ortamında test edilebilmesi için oldukça önemli olan Sonda Roketi Sistemi (SORS) (URL 5, 2023; İspir, 2021) ve yine DeltaV Uzay Teknolojileri A.Ş. tarafından Ay Görevi kapsamında kullanılmak üzere geliştirilen, gelecekte fırlatma sistemlerinde yaygınlaşabilecek hibrit yakıtlı roket motorlarının bir örneği olan Hibrit İtki Sistemi (HİS) verilebilir (URL 6, 2023).

Sonuç

Fırlatma sistemleri ve teknolojileri alanında Türkiye’deki ve dünyadaki gelişmelere bakıldığında, uzayda söz sahibi olmanın gelecekte büyük öneme sahip olacağı bariz olmakla beraber, uzay alanındaki çalışmalara erken başlayan ve bu çalışmaları verimli bir şekilde ilerletebilen ülkelerin avantajlı olduğu görülmektedir. Uzaya yerli imkanlarla ve bağımsız erişim sağlayarak görev yükü ve insan taşıma olanağına sahip olup uzayda söz sahibi olmayı amaçlayan ülkemizin, fırlatma sistemi geliştirme ve Ay araştırma görevlerine ağırlık vermesi ve bu doğrultuda insan kaynağı yetiştirmeye özen göstermesi, gelecek nesillerimize daha güçlü bir Türkiye sunacaktır.