“Dünyanın ilk sıvı oksijenli ve parafin yakıtlı hibrit roket sistemini uçurduk”
17/01/2020 16:20
17/01/2020 16:20
Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 4. sayısında, Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arif Karabeyoğlu ile Delta V’nin AR-Ge çalışmaları ve Türkiye’nin uzay alanında katettiği yol hakkında yapılan röportaj yer alıyor.
"Target" dergisinin 4. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.
Dergide yer alan “Hedefimiz Dünya ile Yarışmak” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:
Delta V, Türkiye ve dünyada uzay alanında ilkleri gerçekleştimeye devam ediyor. Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arif Karabeyoğlu, “Dünyanın ilk sıvı oksijenli ve parafin yakıtlı hibrit roket sistemini uçurduk. Rakiplerimize göre teknolojik olarak oldukça iyi durumdayız” diyor.
Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş., uzay teknolojileri alanında yaptığı Ar-Ge çalışmalarını gizlilikle sürdürüyor. Bugüne kadar yaptıkları çalışmalar hakkında kamuoyunu özellikle bilgilendirmediklerini belirten Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arif Karabeyoğlu, “Türkiye’de birçok ilki gerçekleştirdik. Dünyada ise ilk sıvı oksijenli ve parafin yakıtlı hibrit roket sistemini uçurduk. Faaliyetlerine yeni başlamış bir firma olarak önceliğimiz; Ar-Ge çalışmalarımız ve projelerimizin başarıyla yürütülmesi oldu” diyor. Karabeyoğlu, şu anda Hibrit Uzay Roket Motoru Geliştirme (HURM) Projesi’ni başarıyla sürdürdüklerini sözlerine ekliyor.
Delta V Uzay Teknolojileri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Arif Karabeyoğlu, sürdürülen Ar-Ge çalışmalarını ve Türkiye’nin uzay alanında attığı adımları dergimiz Target için değerlendirdi.
Delta V, hangi misyonla kuruldu?
Misyonumuz; uzaya erişim, uzay operasyonlarının sağlanabilmesi için gerekli itki ve güç teknolojilerinin geliştirilmesi ve bunların sistem ve platformlara uygulanması. Elde edeceğimiz teknoloji ve sistemler sayesinde dünyayla rekabet edebilecek fırlatma sistemleri, kademe itici ve uzayda çalışabilecek motorlar geliştirilip bunları ürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz.
Neden bugüne kadar kamuoyunda yer almadınız?
Şimdilik tamamen Ar-Ge odaklı çalışan ve faaliyetlerine çok yeni başlamış bir firmayız. Bu nedenle önceliğimiz, Ar-Ge çalışmalarımız ve projelerimizin başarıyla yürütülmesi oldu. Belirli bir noktaya ulaşmadan, firmamız ile ilgili kamuoyuna bilgi paylaşımında bulunmayı tercih etmedik.
Delta V olarak şu ana kadar hangi alanlarda çalışma yaptınız?
Türkiye’nin birçok ilkini gerçekleştirdik. İlk kompozit gövdeli hibrit roket motorunu ürettik, en büyük sıvı oksijen beslemeli roket motor tesisini kurduk, en büyük sıvı oksitleyici ile çalışan roket motorunu ateşledik ve ilk sıvı oksijenli roket motor testini gerçekleştirdik. Dahası dünyanın ilk sıvı oksijenli ve parafin yakıtlı hibrit roket sistemini uçurduk. Şu anda da T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından desteklenen Hibrit Uzay Roket Motoru Geliştirme (HURM) Projesi’ni yürütüyoruz.
HURM Projesi şu anda hangi aşamada?
HURM, beş aşamadan oluşan bir proje. Şu ana kadar üç aşamasını başarılı bir şekilde ve zamanında bitirdik. Dördüncü aşama çalışmaları sözleşme takvimine uygun olarak devam ediyor. Gittikçe büyüyen itki seviyesindeki motorlarla testlerimizi sürekli gerçekleştiriyoruz. Ayrıca uçuş testlerimizi de sürdürüyoruz. Kasım ayında uzaya erişim kabiliyeti olan büyük motorlarla statik ateşleme test faaliyetlerimiz başlayacak.
Geliştirdiğiniz teknoloji, bugün hangi ülkelerde kullanılıyor?
Amerika, Almanya, Norveç ve Tayvan menşeli şirketler, operasyonel hibrit roket sistemleri üzerinde yaptıkları çalışmalarla biliniyor. Bunun dışında Kanada, Polonya, İtalya, Japonya, Brezilya ve Avustralya gibi birçok ülke de hibrit roketler üzerinde Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. Delta V, dünyadaki rakiplerine göre teknolojik olarak oldukça iyi durumda.
Fırlatma sistemlerinin geliştirilmesinde hangi aşamadasınız?
Test etmeyi sürdürdüğümüz yörünge altı çalışan sonda roketleri, yörüngeye fırlatma yapacak sistemlerin geliştirilmesi sürecinde kullanılan önemli bir basamak. Yörünge fırlatma sistemlerinde kullanılabilecek milli ve yerli motor teknolojisi geliştirme çalışmalarını başarıyla sürdürüyoruz.
Geçen yıl kurulan Türkiye Uzay Ajansı (TUA) ile Türkiye’nin geldiği noktayı nasıl buluyorsunuz?
TUA’nın temel hedefinin “Milli uzay programını hazırlamak ve bu kapsamda projelerin hayata geçirilmesini sağlamak" olarak özetlenebileceğini düşünüyorum. Bu ajansın kurulup faaliyete geçmiş olması, Türkiye’nin uzay alanındaki etkinliğinin artırılması açısından çok önemli bir hamle. Dünyadaki gelişmeler doğrultusunda, önümüzdeki yıllarda uzay alanında yapılacak projeler, hem ticari hem de stratejik olarak büyük önem taşıyor. Türkiye’nin bu kritik alanda önemli bir açılım yapmış olması oldukça sevindirici.
TUA ile görüşme imkanınız oldu mu?
Evet. TUA Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, yakın bir tarihte Delta V’ye bir ziyaret gerçekleştirdi. Bu ziyarette kendisine fabrika ve test alanında yaptığımız çalışma ve kabiliyetlerimizden bahsettik. Bu arada TUA’nın, özgür bir uzay programı yürütebilmek için gerekli olan, sürdürülebilir ve maliyet etkin bir uzaya erişim kabiliyetinin kazanılması konusuna önem vereceğini düşünüyoruz. Bu, bizim de en önemli misyonlarımızdan biri.
Türkiye’de uzay teknolojileri alanında çalışan uzman ve mühendis yetkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Direkt olarak uzay alanında çalışan teknik personel sayısı ne yazık ki oldukça sınırlı. Ancak bu sayı uzay alanındaki proje hacminin büyümesi ile tabii ki artacaktır. Şu ana kadar olan tecrübelerimiz, genç mühendislerimizin oldukça yetenekli ve azimli olduklarını gösteriyor. Tecrübe kazandıklarında, Türkiye’nin önemli uzay projelerinde kritik rolleri başarıyla üstlenebileceklerine inanıyoruz.
Sizce uzay bilimi alanında okullarda verilen eğitim yeterli mi?
Üniversitelerimizde uzay bilimi ve teknolojileri, havacılık ve uzay mühendisliği, uzay ve uçak mühendisliği, havacılık elektroniği gibi uzay alanında tercih edilebilecek birçok bölüm var. Uzay teknolojileri alanı dendiğinde uzay bilimi kadar; malzeme (metalürji), makine, kimya, fizik uzmanlığı da önemli. Dahası, başarılı üniversiteler olduğu kadar, öğrencilik döneminde yapılan stajlar da oldukça önemli. Bu alanda çalışmak isteyen kişiler, yüksek lisans ve doktora programları ile uzmanlıklarını artırabilir. Delta V olarak, Ar-Ge temelli çalışan bir şirket olduğumuz için, alınan teorik eğitimlerin ışığında yaptığımız uygulamalar ve geliştirdiğimiz sistemlerle uzman kadro yetiştirme konusunda kendimizi başarılı buluyoruz.
Son olarak, Teknopark İstanbul ve Kuluçka Merkezi’nde uzay teknolojileri alanında çalışma yürüten girişimci ve firmalar var mı?
Evet, sayıları çok olmasa da Teknopark İstanbul ve Kuluçka Merkezi’nde uzay alanında çalışan şirketler bulunuyor. Bunun yanında, direkt olarak bu alanda faaliyet göstermeseler de uzay sektörüne katkı sağlayabilecek Teknopark İstanbul bazlı teknoloji şirketlerinin sayısı da oldukça fazla. Bu, bizim gibi şirketler için önemli bir artı. Bu şirketlerin sayılarının yakın gelecekte önemli ölçüde artması şaşırtıcı olmayacaktır.