“Dünya havacılığında ilk 10’u hedefliyoruz” “Dünya havacılığında ilk 10’u hedefliyoruz”

“Dünya havacılığında ilk 10’u hedefliyoruz”

“Dünya havacılığında ilk 10’u hedefliyoruz”

15/04/2021 16:59

TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, TUSAŞ olarak temel hedeflerinin dünya havacılık ekosisteminde ilk 10’a girmek olduğunu söyledi
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 10. sayısında, TUSAŞ Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil’in görüşlerine yer veriliyor.

Target dergisinin 10. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Dünya Havacılığında İlk 10’u Hedefliyoruz” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

TUSAŞ GENEL MÜDÜRÜ PROF. DR. TEMEL KOTİL: “DÜNYA HAVACILIĞINDA İLK 10’U HEDEFLİYORUZ”

Türk havacılık ekosisteminin öncü şirketlerinden biri konumunda bulunan TUSAŞ’ın Türk savunma sanayiinin yüksek teknoloji, Ar-Ge ve inovasyon ayağındaki en önemli aktörlerinden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Temel Kotil, sahip oldukları tecrübe ve gücü daha da somutlaştırarak, dünya havacılığında ilk 10’a girmek istediklerini söylüyor.

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), Genel Müdürü Prof. Dr. Temel Kotil, dergimiz Target’a TUSAŞ'ın projeleri ve ürünlerindeki son durumu, şirketin hedeflerini ve Türk savunma ve havacılık sanayii içindeki önemli rollerini anlattı.

TUSAŞ’ın havacılık alanında Ar-Ge ve inovasyon merkezi rolü üstlendiğine değinen Prof. Dr. Kotil, sahip oldukları teknolojik ve yenilikçi değerlerin yansımalarını ürünlerin performanslarında ve alınan atıflarda görmenin mümkün olduğunu söylüyor. “Dünyada teknoloji üreten şirketler daima yeni ürün geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütürler” diyen Kotil, kendilerinin de bu yolda ilerlediğini ve yeni ürünlerin sürekli olarak açıklanmaya devam edeceğini aktardı. Şirket olarak temel hedeflerinin dünya havacılık ekosisteminde ilk 10’a girmek olduğunu kaydeden Kotil, bu doğrultuda çalışmaya hız kesmeden devam edeceklerinin de altını çizdi

COVID-19 sürecinde Türk savunma sanayii her şeye rağmen üretmeye ve geliştirmeye devam etti. Sizin tarafınızda işler nasıl gitti? Pandemi özellikle işin verimlilik ve ham madde tedariki noktasında sizi zorladı mı?

Havacılık, dünyanın her yerinde kritik bir sektör olarak nitelendiriliyor. Ülkemizin öncü havacılık şirketi olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) olarak, özgün ürün projelerimizde, ilgili üretimlerin aksamaması için dünyadaki gelişmeleri daima yakından takip ediyoruz. Tedarikçilerimiz ile sürekli kontak halindeyiz. COVID-19 süreci de dahil olmak üzere, devletimizin aldığı önlemlerin yanı sıra şirketimizde oluşturduğumuz sağlık kurulunda aldığımız tedbirleri de kesintisiz uygulayarak üretime ara vermeden devam ettik. Diğer taraftan, bilindiği gibi, şirketimiz tasarımından imalatına ve lojistiğine entegre olarak dünya havacılık ekosisteminin dev şirketleri için de birçok kritik yapısal komponent üretimi gerçekleştiriyor. Bu konuda da planlanan üretim süreçlerinde hem ham madde tedariki hem de iş gücü kaybı olmaksızın üretimlerimize devam ediyoruz.

TUSAŞ, Defence News Top 100 listesinde 2020 itibarıyla 53. sıraya yükseldi. TİM’in İlk 1000 İhracatçı Listesi’nde ise savunma ve havacılık sanayiinin zirvesinde yer aldı. Bu yükselişin arkasındaki motivasyon, Ar-Ge ve teknolojiden bahsedebilir misiniz?

Çalışmalarımızı daima daha iyiyi hedefleyerek azim ve kararlılıkla sürdürüyoruz. Böylece ülkemize katma değer sağlayacak önemli kazanımlar elde ediyoruz. Özellikle son 10 yıldır Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından hazırlanan “İlk 1000 İhracatçı Listesi”nde sektör liderliğini hiç bırakmadık. Ülkemize güç katmayı bir vizyon kabul ediyoruz. TUSAŞ olarak Ar-Ge’ye yatırım yapmayı durmadan sürdürüyoruz. Her yıl ciromuzdaki Ar-Ge harcamaları payımızı artırmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl bu rakamı yüzde 40’ın ve Ar-Ge çalışan sayımızı da 3 binin üzerine taşıdık. Ülkemiz havacılık konusunda özellikle son 10 yıldır büyük atılım içinde. Bu ekosistemin ülkemizdeki yükselişi hep karşılaştığımız zorlukların neticesinde gerçekleşti. Havacılık konusunda gelişmiş ülkelerin ülkemize yönelik tutumları ile Milli Teknoloji Hamlesi başlatıldı. Savunma sanayiine yönelik birçok atılım bu hamle ile başlamış oldu. 2005 yılında tamamen yerli ve milli sermayeye ulaşan şirketimiz, ülkemize yerli hava platformları kazandırmak için azimle ve kararlılıkla çalışmalarını sürdürdü. HÜRKUŞ eğitim uçağımız, ANKA ve AKSUNGUR insansız hava araçlarımız, ilk yerli ve milli helikopterimiz GÖKBEY, muharip güçlere göz açtırmayan ismi ile özleşmiş T129 ATAK helikopteri projelerimizde kazandığımız tecrübe ve devletimizin tevcihleri ile Milli Muharip Uçak’ın (MMU) geliştirilmesi için alın terimizi tecrübelerimizle harmanlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Havacılıkta bu teknolojileri konuşurken diğer taraftan uzay alanında da önemli işler yapıyoruz. Uzay ekosisteminde ülkemizin devler liginde yerini alması hayal değil. Biz ülke olarak, teknolojiye nasıl ulaşacağımız, Ar-Ge’nin nasıl yapılacağı konusunda gerekli tecrübeye sahibiyiz. Bu konuda hızlı ve önemli adımlar atmaya devam edeceğiz.

TUSAŞ, Türk savunma sanayii ekosistemi içinde nerede duruyor; yerli tedarikçi geliştirme noktasında neler yapıyor?

Şirketimiz havacılık ve uzay sanayisinin gelişmesine öncülük etme misyonu doğrultusunda, araştırma, teknoloji geliştirme, eğitim ve öğretim faaliyetlerini temel alan gelişim modeline göre bilimsel ve teknolojik iş birliklerine önem veriyor. Bu kapsamda üniversite– sanayi iş birlikleri başta olmak üzere birçok destek sağlıyoruz. Yenilikçi fikirleri, Ar-Ge proje önerilerini, Ar-Ge ve teknoloji odaklı iş birliği taleplerini değerlendiriyoruz. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin şirketimizin faaliyet alanları ile ilgili tez çalışmalarının bütçe ve sanayi danışmanlığı ile desteklenmesi için TUSAŞ Bilimsel Araştırmalar Programı projesini yürütüyoruz. Bir diğer çalışma sahamız teknoloji merkezlerimiz; İleri Malzeme Proses ve Enerji Teknolojileri Merkezi (İMPET), Özgün Mühendislik Araçları Teknolojileri Merkezi (ÖMAT), Gelişmiş Hava Aracı Konseptleri Teknolojileri Merkezi (GeHAKT) ve Döner Kanat Teknolojileri Merkezi (DKTM) aracılığıyla özgün ürünlerin üretimi ve bu kapsamda yürütülen farklı ürün geliştirme projelerinin desteklenmesine yönelik çalışmalar sürdürüyoruz. Öncelikli teknoloji konularında, paydaşlarımızla gerçekleştirmeyi planladığımız ve ürün gruplarında yürütülmesi planlanan Ar-Ge projeleri için belirli dönemlerde Ar-Ge iş birliği çağrıları yayımlıyoruz. “LIFT UP” adını verdiğimiz “Sanayi Odaklı Lisans Bitirme Projeleri Programı” aracılığıyla mühendis adaylarına lisans bitirme projelerini şirketlerimiz ile gerçekleştirme imkânı sunuyoruz. Şirketimizin kendi ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda, kendi öz kaynağıyla bir kısmını ya da tamamını finanse ettiği ve personelimiz tarafından yürütülen Ar-Ge projeleri gerçekleştiriyoruz. Yerlileştirme faaliyetlerinde etkinliğin ve farkındalığın artırılabilmesi için savunma sanayiimizin stratejik hedefleri doğrultusunda, özgün ürünlerde kullanılan sistemlerin ve alt sistemlerin yerlileştirilmesi için çalışmalar yürütüyoruz.

TUSAŞ uzun senelerdir, Airbus ve Boeing ile iş birliklerini sürdürüyor. Pandemide sivil havacılığın aldığı darbe, iş hacminizde ne kadarlık küçülmeye sebep oldu?

Şirketimizin ana iş kollarından olan hava yapısalları üretimi, aynı zamanda ihracat kalemimizin önemli bir kısmını teşkil ediyor; ciromuzun yüzde 25'lik kısmını ihracat kalemleri oluşturuyor. Şirketimiz, bu süreçte vites düşürmeksizin üretimlerine aralıksız devam etti. İş hacmimiz kapsamında müşterilerimiz tarafından verilmiş olan siparişlerin zamanında yetiştirilmesi adına bir iş kaybı olmaksızın çalışmaya devam ediyoruz. Üretimde kalite ve teknolojiyi önceleyerek gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerimiz neticesinde, önümüzdeki dönemde iş gücümüzün artarak devam etmesini öngörüyoruz.

Sivil havacılık alanında yeni iş birlikleri veya projeler söz konusu mu?

Şirketimiz, dünya havacılık ekosisteminin önde gelen şirketleri için çalışmalar yürütüyor. Yeni nesil hava araçları için de kritik parçaların üretim ve montaj faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz yılın son çeyreğinde, Ar-Ge departmanımız tarafından “Yüksek Verimli Ekonomik ve Hızlı Termoplastik” adı verilen proje neticesinde, termoplastik malzemelerin havacılıkta kullanılmasına yönelik yeni geliştirdiğimiz ürünle Boeing ile yeni bir teknoloji iş birliği anlaşmasına daha imza attık. Yakın zamanda yeni iş birlikleri kazandırmayı hedefliyoruz.

Dünya’da İHA’ların sivil, ticari ve bilimsel kullanımına yönelik talepler artıyor. TUSAŞ’ın ürettiği İHA’ların ticari amaca yönelik üretilmesi söz konusu mu? Türkiye’de bunun için çalışmalar yapılıyor mu?

İnsansız hava araçları, ülkemizde özellikle son yıllarda silahlı versiyonları ile gündeme geldi. Bunda, gerçekleşen başarılı operasyonların payı oldukça büyük. Ancak insansız hava araçları, faydalı yük kapasitesi bakımından farklı amaçlar için de kullanılmaya çok müsait durumda. Yerli ve milli imkanlarla geliştirdiğimiz ANKA Orta İrtifa Uzun Havada Kalışlı Gelişmiş İnsansız Hava Aracı, bulundurduğu yüksek teknoloji faydalı yükleri ile tüm hava keşifleri, hedef tespit / tanımlama ve istihbarat misyonlarında gece gündüz koşullarında görev yapmakta olup, otomatik inişkalkış da dâhil otonom uçuş özelliklerine sahiptir. Diğer taraftan daha fazla faydalı yük ve havada kalış kapasitesine sahip olan AKSUNGUR, 40 bin fite kadar uzun süreli operasyonlara imkan veriyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl çalışmalarına başladığımız Kargo İHA projemiz ile birlikte askeri ve sivil alanda 50 kilograma kadar yük taşınmasına katkı sağlayacak bir projemizi de geliştirmeye devam ediyoruz.

Savunma sanayii alanındaki projelerinizde son durum nedir? Bu sene veya önümüzdeki dönemde açıklayacağınız yeni ürünler olacak mı, hangi alanlara ağırlık verme hedefindesiniz?

Helikopter alanında dünyada birden fazla özgün projeyi aynı anda geliştirebilecek çok az sayıda havacılık şirketi var. T129 ATAK helikopterimizin teslimatına devam ediyoruz. Ülkemizin ilk ve tek özgün ve milli genel maksat helikopteri GÖKBEY projemizde bir yandan test faaliyetlerimizi sürdürürken, diğer taraftan sertifikasyon süreçlerine titizlikle devam ediyoruz. GÖKBEY, ülkemiz için prestij projelerden biri olacak. ATAK’ın ağır abisi Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri’nin ilk uçuşunu 2023 yılında yapması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz; ilk teslimat ise 2025 yılında gerçekleşecek. HÜRKUŞ’un hava testlerini hassasiyetle gerçekleştiriyoruz. Yakın zamanda teslimatların başlamasını öngörüyoruz. HÜRJET projemizde Kritik Gözden Geçirme (CDR) aşamasını tamamladık. HÜRJET’in, ürettiğimiz mühendislik simülatörü ile gerçek koşullarda test faaliyetlerine başladık. 2023 yılında göklerde göreceğiz. İnsansız hava uçağımız ANKA’mızın yurt içinde teslimatlarına devam ederken, diğer taraftan ilk ihracatını da geçtiğimiz aylarda Tunus’a gerçekleştirdik. Diğer taraftan 49 saat havada kalarak kendi havada kalış rekorunu kıran AKSUNGUR için geliştirme ve test faaliyetlerimizi aralıksız sürdürüyoruz. Ürünlerimize her zaman dünyaca kabul görmüş güncel teknolojileri entegre etmek için çalışma arkadaşlarım yoğun mesai harcıyorlar. Bunun avantajını ürünlerimizin performanslarında görüyoruz, görmeye de devam edeceğiz.

"MMU TÜRKİYE’YE HAVACILIKTA LİG ATLATACAK BİR PROJEDİR"

T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımız liderliğinde devam eden Milli Muharip Uçak, ülkemizin havacılık ekosisteminde önemli bir yer tutuyor. MMU’nun geliştirme aşamasında ülkemize birçok yeni teknoloji kazandıracak ve bu projeleri TUSAŞ bünyesinde gerçekleştirecek olmanın gururu içerisindeyiz. Ülkemize havacılık alanında lig atlatacak bir projedir. Tam bağımsız savunma sanayiinin gelebileceği en üst noktalardan biridir ve biz bunu gerçekleştireceğiz. Elbette bu projenin gerçekleşmesi için hem Ar-Ge’ye hem de yeni nesil teknolojiye ihtiyaç var; rüzgar tüneli, Yıldırım Test Merkezi, yerli yazılımlar, yerli güç üniteleri ve dahası. Bu teknolojilerin tümüne sahip olduğunuzda havacılıkta çok büyük projelerin altından kalkabilirsiniz. İşte MMU, bu sistemlerin tümünü ülkemize kazandırmak için katalizör bir proje olacak.

Projemizde tasarım faaliyetleri ve alt sistem tedarikçileri ile görüşmelerimiz devam ediyor. Rüzgar testleri, yıldırım testleri, yerli güç üniteleri için anlaşmaya vardık. Diğer kritik tesisler ve sistemler için de bu süreçleri sürdürüyoruz.

Dünyada bu teknolojileri geliştirebilen çok az sayıda ülke arasında yer almak ve projedeki diğer yüklenicilerimiz ile bu gururu ülkemize yaşatmak istiyoruz, bunun için çok çalışmaya devam edeceğiz.

Paydaşlarından olduğunuz TÜRKSAT 6A için süreç nasıl ilerliyor? TÜRKSAT 6A’nın da uzaya gönderilmesi ile Türkiye nasıl bir güç kazanmış olacak?

Türkiye son yıllarda küresel pazarda havacılık sektöründe yakaladığı başarılı ivmeyi uzay teknolojilerinde de sürdürmek adına önemli projelere imza atıyor.

TÜRKSAT 6A projesinde TUSAŞ olarak uydu yapısal yerleşimi, yapısal ve ısıl kontrol, kablaj ve kimyasal itki alt sistemlerinin geliştirilmesi, uydu sistem seviyesi montaj, entegrasyon ve çevresel testlerden sorumluyuz. Ayrıca uçuş ve yer yazılımlarının geliştirilmesinde proje paydaşlarımıza katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda, uydu kablaj alt sistemi, ısıl alt sistemi ve yapısal alt sistem bileşenleri ile panellerinin tüm tasarım, üretim ve testleri kurumumuz tarafından yerli ve milli imkânlarla gerçekleştirildi. Ayrıca şirketimizde, uydu üretimindeki süreçleri yerlileştirme ve yeni kabiliyetler kazanma hedefleri doğrultusunda, uydularda kritik öneme haiz olan görev yükü panellerini yerli ve milli imkânlarla üretebilmek için gerekli olan adımları atmaya devam ediyoruz. Aynı hedefler doğrultusunda, birçok farklı endüstri alanında kullanımı giderek yaygınlaşan eklemeli imalat teknolojisi ile uydu yapısal bileşenlerini geliştirdik ve kalifikasyon testlerini başarıyla tamamladık. Projemiz kapsamında kullanılan birçok mekanik yer destek ekipmanının tasarımı ve üretimi de TUSAŞ tarafından gerçekleştirildi. Böylece gerçekleştirdiğimiz tüm aşamalar, uydu projelerinde kullanılacak olmasından dolayı doğrudan milli uzay ekosistemine katkı sağlayacak.

Bu ekosisteme katkı sağlayan diğer önemli kazanımlarımızdan biri de uzay ve uydu teknolojilerinde yetiştirilen insan kaynağıdır. Ülkemiz ve şirketimiz, bu proje ile sahip olduğu teknik altyapılarını geliştirmekte ve insan kaynağını da zenginleştirmektedir. Uzay teknolojilerinde ön plana çıkan ürünlerin uzay tarihçesinin bulunması noktasında, yerli ve milli olarak geliştirilen bileşenlerimizin uydumuz ile birlikte uzaya fırlatılması da önemli bir kazanımımız olacaktır. Projede TUSAŞ ile birlikte TÜRKSAT, TÜBİTAK Uzay, ASELSAN ve CTech yer alıyor.

Proje kapsamında; uydu uçuş bilgisayarı, uzay kesimi ve yer kesimi yazılımları, ara yüz ve güç sistemleri ekipmanları, yörünge kontrol için kullanılan farklı tiplerde algılayıcı ve eyleyici ekipmanlar, elektrikli itki alt sistemi, görev yükü ile haberleşme alt sistemlerinde kullanılan birçok elektronik ekipman ve antenler paydaşlarımız ile birlikte geliştirildi ve dahası geliştirilmeye devam ediyor.

Türk savunma sanayiini global projeksiyon içinde nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye tam bağımsız savunma yolunda ne kadar yol kat edebildi?

Türk savunma sanayii, ülkemizin geldiği teknoloji seviyesini dünya pazarına gururla sunduğumuz parlayan yıldızımız. Bundan 10 yıl öncesine baktığımız zaman, global oyuncular havacılık ve uzay ekosisteminin her alanında ülkemizi potansiyel birer müşteri gözü ile değerlendirirken, artık gıpta ile ülkemizdeki gelinen teknoloji seviyesine atıf yapıyorlar. Cumhurbaşkanımızın yüksek vizyonu ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığımızın geniş destekleri ile savunma sanayiinin her alanında yerli ve milli teknolojiler geliştirerek hava, kara ve deniz olmak üzere tüm alanlarda ülkemize önemli platformlar kazandırıldı. Pandemi sürecinde ülkeler sağlık ve hijyen tarafına ağırlık vermişken, biz tüm önlemlerimizi alarak, global pazarda yaşanan daralma ivmesinin aksine, kritik teknolojilere milli imkanlarla yatırım yapmaya ve ülkemizin savunma sanayiini güçlendirmeye devam ediyoruz. Elbette pandemi bize yerli ve milli imkânların her konuda önemini bir kez daha gösterdi.

Yeni dönemde yatırımlar devam edecek mi? Kahramankazan’daki yatırımınız ne durumda? Bu yeni tesis, TUSAŞ’a ve sektöre nasıl katma değer sunacak?

TUSAŞ, dinamik bir savunma sanayii şirketi. Burada her zaman Ar-Ge ve inovasyon var olacak. TUSAŞ bulunduğu sektör itibarıyla katma değeri yüksek bir şirket. Geliştirdiğimiz platformların kilogram başına ülkemize katkısı önemli düzeyde. Havacılık ve uzay alanında ülkemizin kazanımına olacak önemli sistemlerin yerlileştirilmesi konusunda kritik projeler yürütüyoruz. Bu bazen bir yazılım, bazen hava aracının kritik bir kompozit bileşeni olabiliyor. Yeni hizmete alacağımız en son teknoloji ile donatılmış ve dünyanın sayılı kompozit üretim tesisimizde, kendi özgün ürünlerimiz başta olmak üzere, dünya havacılık sektöründen şirketler için de üretim kapasitemizi ve iş birliklerimizi artırarak sürdüreceğiz. Diğer taraftan Milli Muharip Uçak başta olmak üzere ülkemizin bekası konumundaki kritik projelerimizi geliştirmeyi aralıksız sürdürüyoruz. TUSAŞ, hedeflerini 2028 yılında 10 milyar dolar ciro ve 10 bin mühendis olarak büyütmüş durumda. Dünya havacılık ekosisteminde ilk 10 arasında yer almak istiyoruz. Bu hedefe inanmış çalışma arkadaşlarımızla projelerimize devam ediyoruz.

"YENİ KULUÇKA MERKEZİNDE ORTAK GİRİŞİMCİLİK PROGRAMLARI GELİŞTİRECEĞİZ"

Teknopark İstanbul, gelişen yerli ve milli savunma sanayii ekosisteminde güçlü alt yüklenicileri ve üreticileri bir araya getiren önemli bir oluşum. Burada Ar-Ge’ye yönelik önemli çalışmalar geliştiriliyor. Biz de bu oluşumun içinde yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Teknopark İstanbul bünyesinde yeni hizmete girecek kuluçka merkezinde ortak girişimcilik programları geliştirmek için yeni bir iş birliğine imza attık. Bu kapsamda Türkiye’de geliştirilen yenilikçi teknolojilerin desteklenmesi ve TUSAŞ koordinasyonunda hayata geçirilmesi için çalışmalar yürüteceğiz. Aynı zamanda Ar-Ge faaliyetlerimizi geliştirmek adına Teknopark İstanbul’da yeni bir hangar yapıyoruz. Özetle Teknopark İstanbul ile iş birliklerimizin gelişimine önem veriyor, bu alanda buradaki potansiyeli iyi okuyarak geleceğe yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Tüm bulunduğumuz teknoparklarda toplam 200’ün üzerinde çalışma arkadaşımız görev yaparken, bu arkadaşlarımızın 120 kadarı Teknopark İstanbul’da yer alıyor. Yeni yatırımlarımızla bu rakamı daha da artırmayı hedefliyoruz.