Denizlerde SEFT İmzası Denizlerde SEFT İmzası

Denizlerde SEFT İmzası

Denizlerde SEFT İmzası

09/06/2020 11:22

Türk Deniz Kuvvetleri’nin bünyesine katılan pek çok geminin tasarımını üstlenen SEFT Gemi Tasarım, geleceğe yelken açıyor.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 6. sayısında, SEFT Gemi Tasarım Genel Müdürü Semih Zorlu ile yapılan bir röportaja yer veriliyor.

Target dergisinin 6. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Denizlerde SEFT İmzası” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

DENİZLERDE SEFT İMZASI

Türkiye’nin önde gelen gemi tasarımı firmalarından SEFT Gemi Tasarım, 2007 yılından itibaren yerli ve milli askeri gemi tasarımı konusunda çalışmalar yürütüyor. Tasarladığı gemiler Türk Deniz Kuvvetleri’nin yanı sıra yabancı ülke donanmalarında da yer alan SEFT Gemi Tasarım’ın dünden bugüne yolculuğunu şirketin Genel Müdürü Semih Zorlu ile konuştuk.

Son on yılda Türk denizciliği büyük bir atılım içerisinde. SEFT bu gelişmenin neresinde yer alıyor?

2001 yılından bu yana ticari gemi tasarımı alanında faaliyet gösteriyoruz. Hem Türk ticaret filosu hem de gemi inşa sanayimiz için zirve noktası olan 2007 yılıyla birlikte ise askeri gemilerin üretimine yöneldik. Bu kapsamda savunma sanayisine yönelik projeleri geliştirmek için çalışmalara başladık. 2008 yılında yaşanan küresel krizin tüm olumsuz etkisine rağmen çalışmalarımızı sürdürdük.

Ektiğimiz tohumlar meyvelerini verdi ve bizler de her projeden sonra bilgi ve beceri çıtamızı an be an yükseltmeye devam ettik. Ülkemiz donanmasına TCG ALEMDAR, TCG AKIN, TCG IŞIN gemilerinin kazandırılmasında, Sahil Güvenlik Komutanlığımıza ait SAR33 Botlarının modernizasyonunda çalıştık. Enerji Bakanlığı’mıza MTA ORUÇ REİS Araştırma Gemisinin teslim edilerek ülkemiz için son derece önemli üç boyutlu sismik araştırmalarının yapılmasında tasarım sürecini üstlendik. Romanya için yüksek süratli devriye botları, Tayland donanması için Denizde İkmal Gemisi tasarladık. Şu anda ülkemizin en büyük deniz platformlarından biri olacak DIMDEG Projesini tasarlamakta, BARBAROS Sınıfı Fırkateynlerimizin modernizasyonu için de tasarım desteği vermekteyiz. Yerli güdümlü mühimmatımız ATMACA’nın KINALIADA korvetine entegrasyonunda ROKETSAN ile birlikte çalışıyoruz.

Geçen zaman içinde yaşlanan koster filomuz için 15.000 DWT Türk Hilali’ni tasarladık ve inşası geçtiğimiz yıl tamamlandı. 2008’den beri üretiminin kesintiye uğraması nedeniyle yaşı ilerleyen kimyasal tanker filomuz için 7.500 DWT Paslanmaz Tanker tasarımı yapıp denize indirdik. Askeri gemilerin kompleks yapısıyla başa çıkabilme yeteneğimizden ilhamla tanıştığımız ve beş yıldır son derece uyumlu bir çalışma yürüttüğümüz KARADENIZ Holding ile aralarında dünyanın en büyük yüzer enerji santralinin de bulunduğu 11 PowerShip tasarımına imza attık. Dünya ticari gemi filolarına uygulanan yeni çevre mevzuatı kapsamında retrofit ve modernizasyon projelerini yürüten ekibimiz, uluslararası taşımacılık devi şirketlerin de içerisinde olduğu, 70’den fazla gemiye yönelik proje üretme başarısına sahip.

Askeri ve sivil gemi tasarımlarını bir arada yapabiliyorsunuz. Nasıl bir çalışma modeliyle ilerliyorsunuz?

Askeri gemiler, özel amaçlı ve ticari gemiler, yüzer enerji santralleri ve servisteki gemiler olmak üzere dört ana başlıkta proje yönetim ekibine sahibiz. Tasarım ekiplerinin de ana kadroları ayrı olmakla birlikte gemi teorisi veya üretim tasarımı konusunda ekipler ortak çalışmalar yürütebiliyor.

Dünyada denizcilik, gemi inşası ve teknolojileri alanlarında son yıllarda ayırt edici bir gelişme oldu mu sizce? Bu konuda var olan yarışta kimler var ve biz ülke olarak bu yarışın neresindeyiz?

Her alanda olduğu gibi insansızlaştırma alanında da önemli gelişmeler oldu. Havacılıkta yakaladığımız ivme ve başarının bir benzerini maalesef denizcilikte yakaladığımızı söyleyemiyoruz. Geç kalmış değiliz ancak Suriye ve Irak’ın kuzeyinde yaşadığımız durumun benzerini Ege ve Akdeniz’de yaşama ihtimaline hazır olmamız ihtimaller dahilinde. Dolayısıyla denizcilik çalışmamız ve öne geçmemiz gereken bir alan olarak duruyor. Öte yandan, elektrik ile sevk, batarya teknolojileri, otomasyon ve yönetimsel yazılımlar konusundaki gelişmeleri dünya ile aynı anda tasarlar ve üretir durumdayız.

Teknopark İstanbul’da yer almak size neler kazandırdı?

2001 yılında kurulan tasarım ofisimizin büyümesi ile birlikte 2010 yılında ofisimizi GOSB Teknopark’a taşıdık. Dolayısıyla çok sayıda nitelikli personel çalıştıran, ArGe’ye ve büyümeye yatırım yapan bir şirket olarak teknoparkların sunduğu avantajların ve desteğin kazancını yaşamaya başladık.

Zaman içerisinde Tuzla ve Yalova’ya olan yakınlığı, diğer savunma sanayii firmaları ile bir kümelenme halinde bulunma fırsatı sunması nedeni ile de Teknopark İstanbul’u tercih ettik. Artık iş ortağı olarak çalıştığımız ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN ve diğer savunma sanayisi firmaları ile yürüttüğümüz projelerle ilgili hızlıca bir araya gelebiliyor ve işbirliği yapma imkânı bulabiliyoruz. İstanbul’a olan fiziki yakınlığı, iş yaptığımız şirketleri aynı çatı altında buluşturması ve de savunma sanayisinin önemli firmalarına ev sahipliği yapması nedeniyle Teknopark İstanbul’da yer almaktan çok memnunuz.