Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın tarihi Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın tarihi

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın tarihi

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın tarihi

01/07/2020 09:37

1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren 'Kabotaj Kanunu' ile birlikte Türkiye kendi karasularında egemenlik ve bağımsızlığını ilan etti.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Bugün, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı'nın 94. yılı. 1935 yılından itibaren Kabotaj Bayramı olarak kutlanan bayram, 2007 tarihinde kabotaj kelimesine denizcilik kelimesi de eklenerek Denizcilik ve Kabotaj Bayramı oldu.

Fransızca kökenli bir sözcük olan Kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalıktır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Bazı uluslararası sözleşmelerde de kabotaj yasağı koyma yetkisine ilişkin hükümler yer alır.

Kabotaj Bayramı’nın tarihi

Osmanlı Devleti'nin kapitülasyonlar çerçevesinde yabancı ülke gemilerine tanıdığı kabotaj ayrıcalığı Lozan Barış Antlaşması'yla 1923 yılında kaldırıldı. 19 Nisan 1926 tarih ve 815 sayılı “Türkiye Sahillerinde Nakliyatı Bahriye (Kabotaj) ve Limanlarla Karasuları Dahilinde İcrayı Sanat ve Ticaret Hakkındaki Kanun’’ ile Türk kıyılarında kabotaj hakkı tamamen Türk vatandaşlarına ve firmalarına verildi. 1 Temmuz 1926 gününden itibaren yürürlüğe girdi. Aynı gün Denizcilik ve Kabotaj Bayramı olarak Türk ulusuna armağan edildi.

Kabotaj kanunu aslında “egemenlik” kavramının denizler üzerinde vücut bulmuş halidir. Bu süreç 24 Temmuz 1923’te Lozan’da kapitülasyonların kaldırılması ile başlamış, 1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanununun yürürlüğe girmesi ile de başka bir noktaya, denizlerimiz üzerinde egemenliğimizin tamamı ile tesis edilmesi noktasına evrilmiştir. Kabotaj kanununu, Lozan’da alınan kararların devamı ve de Mavi Vatan” kavramının oluşması sürecinde yeni Türk devletinin attığı ilk adım olarak da kabul edebiliriz.

Bu kanun ile akarsularda, göllerde, Marmara denizi ile boğazlarda, bütün kara sularında ve bunlar içinde kalan körfez, liman, koy ve benzeri yerlerde, makine, yelken ve kürekle hareket eden araçları bulundurma; bunlarla mal ve yolcu taşıma hakkı Türk vatandaşlarına verilmiştir. Limanlarımız arasında yük ve yolcu taşıyan tüm gemilerin kendi bayrağını taşıyan ve kendi vatandaşları ile donatılan gemiler olmasına ve yer hizmetleri ile limanlarda da tamamen kendi vatandaşlarımızın çalışabileceğine hükmedilmesi tarihi bir adımdır.
Ayrıca dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği de kanun kapsamında belirtilmiştir. Yabancı gemilerin ise sadece Türk limanları ile yabancı limanlar arasında yük ve yolcu taşıyabilmesine izin verilmiştir.

Kaynak: Hürriyet