Bilim kurgu sahnesinden savaş alanına askeri robotlar Bilim kurgu sahnesinden savaş alanına askeri robotlar

Bilim kurgu sahnesinden savaş alanına askeri robotlar

Bilim kurgu sahnesinden savaş alanına askeri robotlar

14/07/2021 11:32

Teknopark İstanbul'un dergisi Target'ta "Askeri robotlar geleceğin savaş ortamında nasıl bir rol oynayacak?" sorusuna cevap aranıyor
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 11. sayısında, savunma sanayiinde askeri robotların bugünü ve geleceği hakkında bir yazıya yer veriliyor.

Target dergisinin 11. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Bilim Kurgu Sahnesinden Savaş Alanına Askeri Robotlar” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

BİLİM KURGU SAHNESİNDEN SAVAŞ ALANINA ASKERİ ROBOTLAR

Geçtiğimiz 10 yıllarda askeri sektörde, gözetimden saldırılara, keşifen arama kurtarmaya kadar giderek daha fazla insansız araç ve teknolojik cihaz kendine yer bulmaya başladı. Ve savaşın doğası değiştikçe, savunmada kullanılan teknolojinin karmaşıklığı ve komplikasyonu da artıyor. Hükümetler, bugünün ve yarının tehditlerine karşı savunma yeteneklerini daha da hassaslaştırıyor. Tüm bunlar sonucunda da savunmanın yapısı daha otonom bir hale evriliyor. Aslında savaş alanında robot kullanımı bugünün konusu değil. Çok uzun yıllardır askeri robotlar savaş sahasındalar. Ancak bugünün robotlarını ilklerinden ayıran bazı özellikleri var; silahlı olmaları ve düşünebilmeleri. Bugün, robotik ve yapay zeka alanındaki gelişmelerle beraber ordular, insan bağımsız bir sürecin eşiğine geldi.

Gelişen makine öğrenimi ve yapay zeka ile birlikte, askeri teknoloji uzmanları, artık karar verebilen robotlar yapmanın teknolojik olarak mümkün hale geldiğini ve bugüne dek bilim kurgu filmlerinden hayal gücümüze yerleşen imgelerin gerçekleştiğini söylüyor. Bu yeni nesil mekanik askerler, bir insan denetleyiciye ihtiyaç olmadan kimi hedef alabileceğine, nasıl bir taktik geliştirmesi gerektiğine karar verme kapasitesine sahip olacak. Yüz tanıma ve karar verme algoritmaları gibi diğer teknolojiler giderek daha güçlü hale geliyor ve tüm bu teknolojiler bir araya getirildiğinde, kusursuz askerlerin hayata geçirilmesi daha da kolaylaşacak.

ABD, 2005 yılında, “Swords” adı verilen ilk robot askerilerini Irak sahasında test ettiğinde bir devrim dalgasının yaklaştığı biliniyordu ancak 2018 yılında ABD ve İngiltere’nin Almanya’daki Grafenwoehr eğitim alanında yaptığı robotik tatbikat, ordunun robot askerleri nasıl kullandığına dair daha net bilgiler sundu. Uzaktan kumandalı zırhlı askerler patlayıcıları temizleyip bir hendeği doldururken, insansız zırhlı bir araç da beyaz bir sis perdesi oluşturarak onları korudu. Bu, günümüzün otonom askerlerinin nasıl kullanılacağına dair sadece küçük bir örnek. Dünyanın her yerinde hükümetler, maliyetleri düşürme, yetenekleri artırma ve daha da önemlisi daha az insanı tehlikeye atma ve hayat kurtarma potansiyeli sayesinde bu teknolojilere milyar dolarlar yatırıyor. Amerikalı Markets and Markets frmasının yaptığı araştırmaya göre, küresel askeri robot pazarı 2020 yılında 14,5 milyar dolarlık bir hacim oluşturdu ve 2025’e kadar yıllık yüzde 10,7’lik bir büyüme ile 24,2 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Pazarın bu denli büyüyecek olmasında ise birçok alanda robot kullanımının artması yer alıyor; kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer saldırılardan mayına karşı tedbirlere kadar insana fazlasıyla zarar verecek tüm alanlar robotiğe kaydırılıyor.

Robot Ordular Hazır Kıta

Bombalamalarda kullanılan drone’lar ve kara mayınlarının patlatılmasında görev alan robotlar, bugün pek çok askerin hayatını kurtarıyor ancak ultra modern teknolojilerle donatılmış yeni nesil robot askerler henüz sahaya sürülmüş değil. Ancak bu yeni nesil askerlerin denemeleri, test aşamaları hızla ilerletiliyor; hatta bugün pek çok ülkede kullanıma hazır hale getirilmiş durumdalar. Pentagon, küresel bir ağ oluşturarak, dünyanın herhangi bir yerine bir saat içinde hızla saldırabilecek insansız robotik silahlar üzerindeki çalışmalarını son sürat devam ettiriyor. Aslında, ABD’nin eski Savuma Bakanı Robert Gates’e göre, hava kuvvetlerinin geliştirdiği “Anında Küresel Saldırı (PGS) Programı”, halihazırda kullanıma hazır.

ABD Savunma Bakanlığı (DoD), robotik ve yapay zeka tabanlı yatırımlarını büyük ölçüde artırmış durumda hatta bu alanda ortaya konacak ürünlerin daha küçük yapıda sistemlere dönüşmesi için çalışmalar yürütüyor.

Yapay zeka ve robotik alanındaki hızlı gelişmelerin önümüzdeki yıllarda akıllı savaşları mümkün hale getirecek olması, savunma sanayii alanında teknoloji ve ürün üretenlerin de bu teknolojileri geleneksel savaş ağlarına dahil etme sürecine hız vermiş durumda. Şimdiye kadar birçok yerleşik savunma müteahhidi, yapay zeka ve robotik teknolojiyi yan pazarlar olarak ele alırken, şimdi ise bunu merkeze almamanın uzun vadeli varlıklarına bir tehdit olacağının farkındalar çünkü bu iki teknoloji, sektörün tüm kademelerinde rekabeti farklı bir yöne taşımaya başladı.

Yapa zeka ve robotik kaynaklı askeri devrimin etkisi, 10 yıl veya daha uzun süreli bir uzaklıkta olsa da yeni gelişen segmentlere şimdiden yatırım yapmak ve stratejik değişiklikleri belirlemek, savaşın gidişatı adına büyük önem taşıyor.

Bugüne dek savunma, ordu ve yenilik dendiğinde akla ilk gelen ülke ABD oldu. ABD ordusu Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana üstün konvansiyonel güçlere sahip oldu ancak bu liderlik alanı son yıllarda gelişen teknolojilerle beraber sorgulanabilir bir hal aldı. Örneğin Çin, Rusya gibi ülkeler tarafından uzun menzilli hava savunma sistemleri ve ABD askeri kuvvetlerinin çekişmeli bir alanda faaliyet göstermesini engelleyen hassas saldırı silahları gibi “erişim engelleme” teknolojileri geliştirildi. Aynı ülkeler ve çok daha fazlası, aradaki farkı daha da kapatmak veya yeni lider olabilmek için aktif olarak robotik teknolojiler geliştiriyor.

Bugün Birleşik Krallık otonom bir ordu için en agresif gelişim gösteren ülkelerin başında geliyor. Krallık’ın Savunma Kurmay Başkanı Nick Carter’a göre, yapay zeka çağında, ki bu yaklaşık 10 yıl sonrasının dönemine tekabül ediyor, ordunun dörtte biri otonom sistemlerden oluşacak. Carter, yakın bir zamanda robot askerlerin silahlı kuvvetlerinin büyük bir bölümünü teşkil edeceğini belirtti. 2030 silahlı kuvvetler vizyonunun bu yönde oluşturulduğunu kaydeden Carter, 120 bin kişilik ordunun 30 binini robotların oluşturabilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Sahadaki askerleri robotlarla değiştirmek için hızla çalışmalar yürüten ülkelerden biri de Rusya. Geçtiğimiz iki sen önce, filmlerde gördüğümüz, silahlarla donatılmış droid’i Fedor’u tanıtan ülkenin benzeri terminatörler için çalışmaları sürüyor. İnsansı robot Fedor, iki eliyle ateş edebilecek şekilde geliştirildi. Robot, kurtarma çalışmaları için tasarlanmış olmasına rağmen askeri kullanımlar için geliştiriliyor. Özellikle yapay zeka tarafındaki geliştirmeler devam ediyor. Elbette Rusya, bu teknolojiye sahip olan tek ülke değil. Dünya çapında, insansı robotların hareket etme, karar verme, nesneleri toplama ve görevleri yerine getirme becerilerini geliştirmek için donanım ve yazılımlar daha da geliştiriliyor. NASA’nın Valkyrie’si ve Boston Robotics’in Atlas’ı sürekli gelişen yeteneklere sahip iki insansı robot.

Rusya’nın İleri Araştırma Vakfı Müdür Yardımcısı Vitaly Davydov, geçtiğimiz sene yaptığı bir açıklamada, “Yaşayan savaşçıların yerini yavaş yavaş insanlardan daha hızlı, daha doğru ve daha seçici davranabilen robotik askerler almaya başlayacak” diyerek, bu alandaki çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söyledi. Ordusunu yeni özerk yeteneklerle büyütmeye çalışan ülke, geçtiğimiz yılın sonları ile beraber yer robotu sürülerini test etmeye başladı.

Geçtiğimiz sene bir füze yükleme robotunu ordusuna dahil eden Çin’de robot askerler artık bir norm haline geldi. 2019 yılında pek çok tatbikatta robot askerlerini demeye alan Çin, sibernetik savaşta rakiplerine karşı üstünlük sağlamak adına her geçen gün robot asker sayısını artırıyor. ABD’nin ve Rusya’nın 2025 yılına kadar orduda insandan fazla robot bulundurma hedef, Çin’in de çalışmalarına hız vermesini sağlıyor. Askeri alanda süper teknik güç olmayı ve iki rakibini yakalamayı amaçlayan Çin, kendi kendine hareket edip, karar alabilen ordu hedefinde yapay zeka projeleri de yürütüyor. Ülke, bu doğrultuda geçtiğimiz senelerde yapay zeka odaklı bir araştırma enstitüsünü hayata geçirdi.

Türkiye de insansı robot ve robot asker çalışmalarına Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın “robot asker” çağrısı ile başladı ancak Türkiye’de bu alanda zaten çalışmalar yapan birçok firma bulunuyor. Bunlardan biri olan Konya merkezli AkınRobotics, beş duyu ile hareket edebilen insansı robotlar üretiyor.

Hindistan, Keşmir’deki teröristlerle savaşmak için robot asker üretimini devreye alırken, Güney Kore, Kuzey Kore sınırındaki güvenliği yapay zeka ve robotik askerlere bırakmış durumda.

Geleceğin Ordusunda Cyborg'lar Olacak

Diğer yandan geleceğin savaşları yalnız robotlar arasında yaşanmayacak. Hibrit askerler de savunmanın yarınının bir parçası olacak ve bu alanda da çalışmalar yürütülüyor. Yarı insan yarı robot askerler ya da tercih edilen adıyla cyborg’lar, orduların teknolojik geleceğinin önemli başlıklarından biri.

Vücutları robot teknolojileri ile geliştirilmiş insanları tanımlayan cyborg askerlerin savunma teknolojileri içerisinde “oyun değiştirici” bir etkiye sahip olacağı temel öngörülerden biri ve başta Amerika olmak üzere şimdiden pek çok ülke bu hibrit teknolojiyi radarına almış durumda.

Bu yılın başlarında Amerikan istihbaratı “Çin, Kaptan Amerika’yı gerçek kılmaya çalışıyor” iddiasını ortaya atmıştı. Bu bir aldatmaca olabilir ama Çin’in süper asker çalışmaları bir gerçek. Ayrıca sadece Çin değil, ABD’nin kendisi de bu tür çalışmaları yoğunluklu olarak yürütüyor. 2014 yılında yeni bir girişimi duyurmak için kameraların karşısına geçen eski ABD Başkanı Barack Obama, gazetecilere şu cümleyi kurmuştu: “Temelde Iron Man’i inşa ettiğimizi duyurmak için buradayım.”

Söylem kahkahalara sebep olmuştu ama başkan ciddiydi. ABD ordusu proje üzerinde çoktan çalışmaya başlamıştı. Proje kapsamında geliştirilen TALOS (Tactical Assault Light Operator SuitTaktik Saldırı Amaçlı Haff Operatör Elbisesi) isimli metalik elbise, askerlerin gücünü, dayanıklılığını ve ergonomisini artırmayı hedefliyor. Bu dış iskelet, fzyolojik ve biyolojik sensörler, giysiye güç sağlamak için kas görevi gören aktüatörler, işlemciler ve bilgisayarlar, dijital ekranlı bir kask ve diğer iletişim sistemlerinden oluşacak. TALOS benzeri projeler bugün Avrupa ülkeleri, Çin, Rusya gibi ülkelerde de geliştiriliyor. Türkiye’de de benzeri bir proje yürütülüyor. Askeri Yürüyüş Asistanı (ASYA) isimli robotik dış iskelet, askere koşma, yürüme, tırmanma ve sıçrama gibi hareketlerde yardımcı olacak. Personelin taşıdığı yükü haffletecek ve daha fazla mühimmat taşınmasına olanak sağlayacak.

Iron Man projesi ABD’de henüz bir sonuca ulaşamamış olsa da ülkenin yarı insan yarı robot askerler alanındaki çalışmaları sürüyor; savunma bakanlığı önümüzdeki dönemde cyborg’laştırılmış askerlere ve insan kontrolündeki robotik sistemlere daha fazla yatırım yapacağını açıkladı.

Çin’e geri dönülecek olursa, ABD’nin bu ülke için ortaya attığı iddialardan biri de Çin’in, biyolojik olarak gelişmiş yeteneklere sahip askerler geliştirmek için Halk Kurtuluş Ordusu üyeleri üzerinde insan testleri yapmaya başladığı yönünde. Bu iddialar bir yana Çin’in kendisi geçtiğimiz yıl, biyolojik olarak geliştirilmiş askerler oluşturmak için çalıştıklarını açıkladı. Bu açıklamadan bir hafa sonrasında benzer bir açıklama da Fransa’dan geldi. Her iki ülke de bu çalışmalar ile askerlerin fiziksel, bilişsel, algısal ve psikolojik kapasitelerini artırmayı planlıyor. Diğer yandan bu tür projeler; ABD, Rusya ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin askeri çalışmaları dahilinde.

Her ne kadar cyborg teknolojisi içinde DNA ile oynama, gen değiştirme gibi bazı yöntemleri içerse ve bunların ahlaki ve etik tarafı büyük bir tartışma alanını oluştursa da geleceğin savunması içinde yer almaları engellenemeyecek kadar gelişmiş durumda.

Geleceğin savaşları gelişen teknolojiler aracılığı ile her geçen gün şekillenmeye devam ediyor. Robotik silahların geliştirilmesi, insansız araçların kullanım alanlarının çeşitlenmesi, yapay zeka ve artırılmış gerçekliklerle askeri teknolojilerin desteklenmesi heyecan veren gelişmelere gebe.

Robot Askerlerin Gücünü Yapay Zeka Belirleyecek

Robotik ve otonom askerler, 10 yıl sonrasının savunma sanayiini tanımlayan gelişmelerin bir parçası olsa da tamamen yapay zeka ile güçlendirilmiş otonom robotları savaş alanlarında görmemize az kaldı. Robotik askerlerin ne kadar yıkıcı ve ülkelerin günü belirlemede nasıl bir rol oynayacağı kısmı ise yapay zeka, derin öğrenme, makine öğrenmesi gibi teknolojilerin bu zırhlara ne başarıd entegre edilebileceği ile alakalı.

Günümüzde çeşitli cephelerdeki teknolojik gelişmeler, robotiklerin çeşitlendirilmesi ve uygulanabilirliğinde temel şekillendirici unsur. Robotların dayandığı temel donanım teknolojilerinin çoğu -özellikle bilgi işlem, veri depolama ve iletişim- üstel büyüme oranlarında gelişiyor. Yapay zeka altında flizlenen yeni iki teknoloji olan “cloud robotics” ve “deep learning” (derin öğrenme), savunma alanındaki robotik büyümeyi bir patlamaya dönüştürebilecek seviyede. Robot uzmanı James Kuffner, daha da ileri giderek, geleceğin robotlarını birbirlerinin deneyimlerinden öğrenebileceğini söylüyor. Derin öğrenme algoritmaları, robotların milyonlarca örnek içeren çok büyük ve bulut tabanlı “eğitim setleri” ile öğrenebileceği ve her robotta elde edilen deneyimin, bir diğer robota bu sayede kolaylıkla aktarılarak her seferinde daha kusursuz robota ulaşılabileceği belirtiliyor.

Robotik alanın temelinde yatan adaptasyon ve yeniden planlama mekanizması, öğrenmeye dayalı pekiştirmeli politikalardan oluşuyor. Bu politikaların verimli bir şekilde elde edilebilir hale getirilmesi çok alanlı ve disiplinli bir öğrenme konseptine bağlı. Bu konseptin risk duyarlılığı, yüz tanıma, güvenlik kısıtlamaları, karar verme, strateji üretme gibi birçok başlığı barındırması gerekiyor. Tüm bunlar söz konusu olduğunda, askeri alandaki robotik çeşitlenmesinin ne kadar süre içinde gerçekleşeceğini söylemek zorlaşıyor. Uzmanlar, otonom davranışların tasarlanması noktasında son zamanlarda go, satranç gibi strateji oyunları, Starcraf II video oyunları gibi zorlu görevleri yerine getiren pekiştirmeli öğrenmeye güvenilebileceğine dikkat çekiyor ancak robotlar, bu yöntemle ardışık bir problemi çözebilecek olsa da gerçek dünyada, çok daha fazla çözülmesi gereken sorun var. Ancak tüm bunlara rağmen uzmanlar, robot askerlerin insan askerlere göre daha hızlı öğrenebileceğini ve daha fazla başarı sağlayabileceklerini belirtiyorlar çünkü duygulara, tutkuya ve şansa vurgu yapmayacaklar.