Askeri rekabetin görünmeyen cephesi Kızıldeniz Askeri rekabetin görünmeyen cephesi Kızıldeniz

Askeri rekabetin görünmeyen cephesi Kızıldeniz

Askeri rekabetin görünmeyen cephesi Kızıldeniz

05/01/2020 10:26

Son yıllarda artan farklı ülkelerin askeri üsleri, Kızıldeniz'i yeni rekabet alanı yapıyor.
BU HABERİ
PAYLAŞ

İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) tarafından yayınlanan ve Riad Domazeti tarafından hazırlanan Kızıldeniz Raporu, Ortadoğu'da çekişmenin görünmeyen cephesi Kızıldeniz bölgesini ele alıyor.

ABD, Japonya, Fransa, Rusya, İngiltere, İsrail, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Çin’in bölgede artan askeri varlığı ve tesisleri, Kızıldeniz’de gelişmekte olan yeni rekabeti gösteriyor.

Raporu okuyucularmıza sunuyoruz:

Bu çalışmanın çıkış fikri; son dönemde özellikle Çin’in ilgisiyle başlayan ve devletler arasında bir çekişme merkezine dönüşen Kızıldeniz Havzası’ndaki güncel askerî, siyasi ve ekonomik rekabeti ele almaktır. Küresel olarak derin ve karmaşık siyasi ve toplumsal değişikliklerin vuku bulduğu şu günlerde, uluslararası ilişkilerdeki değişim de hiç olmadığı kadar hızlı seyretmektedir. Dünyada çeşitli siyasi, ekonomik ve jeopolitik dinamiklere bağlı radikal dönüşümlerin yaşandığı en önemli coğrafyalardan biri Kızıldeniz’dir.

ABD, Japonya, Fransa, Rusya, İngiltere, İsrail, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve nihayetinde Çin’in bölgede artan askerî varlığı ve tesisleri, Kızıldeniz’de gelişmekte olan yeni rekabeti göstermektedir. Somali’deki istikrarsızlık, Sudan’daki yönetim değişikliği, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz ile ilgili askerî ve ekonomik mega projeleri, Rusya’nın Mısır’la ittifak arayışı, Mısır’ın bölgesel ve küresel açılımları, BAE’nin bölge ülkelerinde askerî üsler inşa etmesi, Japonya’nın bölgeye karşı artan ilgisi ve Fransa’nın bölgede tekrar aktif olma çabaları, son birkaç yılın gelişmeleri arasında en dikkat çekenlerdir. Bu bağlamda, sekiz yılı dolduran Yemen’deki iç savaş ise havzadaki rekabeti en açık şekliyle ortaya koymaktadır. Kızıldeniz’in hemen girişindeki bu küçük ülkenin yaşadığı trajedi, bölgedeki siyasi, ekonomik ve güvenlik düğümünün en sarih işaretlerinden biridir.

Uluslararası alandaki her güç boşluğu, onu doldurmak isteyen aktörler arasında yeni bir rekabeti doğurmaktadır. Bu bağlamda Kızıldeniz Havzası’nda da gerek küresel gerekse bölgesel aktörlerin rol kapma ve alan hâkimiyetlerini genişletme hamleleri dikkat çekmektedir. ABD, İngiltere, Rusya, Fransa ve Çin gibi ülkelerin Kızıldeniz’e kıyısı olan ülkelerde askerî üsler kurmaları ya da mevcut üslerini takviye etmeleri, Arap Baharı sonrası oluşan yeni konjonktürde, bölgedeki istikrarsızlığı fırsata çevirmeye çalışan ülkelerin iştahını kabartmış görünmektedir.

Kızıldeniz Havzası’nda yabancı ülkelerin artan askerî, siyasi ve ekonomik nüfuzu, önümüzdeki süreçte bölgede daha radikal değişimlerin yaşanabileceğini göstermektedir. Dünya ticaret ve enerji hattında stratejik bir geçiş konumundaki Kızıldeniz, hâlihazırda birçok sıcak savaş ve gerilimin de adresidir.

Son yıllarda Çin’in bölgede daha da görünür hâle gelmesi, Türkiye’nin bölgeye artan ilgisi, ABD ve diğer Batılı ülkelerin mevzilerini koruma kaygıları, Rusya’nın yakınlaşma siyaseti gibi unsurlar, Kızıldeniz çevresinin küresel rekabette iyiden iyiye öne çıkmaya başladığının göstergeleridir. Bu küresel ilgiye bağlı olarak Mısır, Suudi Arabistan, İsrail ve İran gibi bölgesel aktörlerin de doğal olarak meseleye dâhil olması, Kızıldeniz’i son derece kaotik bir ortama sürüklemektedir.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz: Kızıldeniz Raporu: Ortadoğu'da Çekişmenin Görünmeyen Cephesi