Arabaları kartuşla, gemileri rüzgarla götürecek projeler yatırımcı bekliyor Arabaları kartuşla, gemileri rüzgarla götürecek projeler yatırımcı bekliyor

Arabaları kartuşla, gemileri rüzgarla götürecek projeler yatırımcı bekliyor

Arabaları kartuşla, gemileri rüzgarla götürecek projeler yatırımcı bekliyor

19/01/2020 18:32

Stratejik Yenilikçi Girişimler’in Kurucusu Prof. Dr. Tarık Özkul, bir aracı 500 kilometre götürecek kartuş projesi geliştirdiklerini ve patent aldıklarını ifade ediyor.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 4. sayısında, Stratejik Yenilikçi Girişimler kuruluşunun kurucusu, Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi’nin girişimcilerinden Prof. Dr. Tarık Özkul'nun, patent çalışmaları ve bu konuda Kuluçka Merkezi’nin önemi hakkındaki düşüncelerine yer veriliyor.

"Target" dergisinin 4. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Arabaları Kartuşla, Gemileri Rüzgarla Götürecek Projeler Yatırımcı Bekliyor” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

Arabaları Kartuşla, Gemileri Rüzgarla Götürecek Projeler Yatırımcı Bekliyor

Modüler ve Ölçeklenebilir Rüzgâr Türbini, Rüzgâr Destekli Bina İklimlendirme, Denizcilik için Yeşil Enerji, Çölden Güneş Enerjisi ve Avrupa için Yüksek Enlem Güneş Kolektörü... Bunlar, Prof. Dr. Tarık Özkul’un sahip olduğu 50’den fazla patentten sadece birkaçı. Tüm patentlerin ve projelerin ortak özelliği; çevre ve insan sağlığını önceliğe alması. “Aldığım tüm patenleri ve yaptığım projeleri insanlığın faydasına açmak istiyorum” diyen Stratejik Yenilikçi Girişimler’in kurucusu Prof. Dr. Tarık Özkul’un bir diğer hedefi ise toplumda özgüveni artırarak inovasyonu tetiklemek.

Teknopark İstanbul’un Kuluçka Merkezi’nin girişimcilerinden Prof. Dr. Tarık Özkul, Stratejik Yenilikçi Girişimler’i ‘hayırlı şirket’ temeli üzerine inşa etmiş. Prof. Dr. Özkul, uzun yıllardır üzerinde çalışarak geliştirdiği ve aldığı patentleri hayata geçirmek için Kuluçka Merkezi’nde çalışmalarını yürütüyor. Aynı zamanda patent tabanlı eğitim sistemiyle de gençlerde özgüveni artırarak, ülkede inavosyonu tetiklemek istiyor. “Toplumda inovasyonu tetiklemenin yolu, toplumsal olarak özgüven hissini artırmak diye düşünüyorum. Çünkü özgüven hissini artırdığınız zaman insanlar buluş yapabiliyor” diyor Prof. Dr. Özkul, bunun örneğini Dubai’deki Sharjah Üniversitesi’nde yaptığı bir deneyle gösteriyor: “American University of Sharjah, Birleşik Arap Emirlikleri’nin en pahalı özel üniversitesiydi. İran, Hindistan ve Pakistan’ın zenginlerinin çocukları bu okulda okuyordu. Hiçbir gayesi olmayan sadece üniversite diploması olsun diye gelen çocuklardı. Böyle bir ortamda bu çocuklara patenti öğreterek, inovasyonu yükseltme umuduyla bir deneme yaptım. Dönem sonunda öğrencilere patent dersini nasıl bulduklarıyla ilgili bir anket yaptık. Çok beğendiklerini, inovasyonlarını tetiklediklerini söylediler. Benim yaptığım aslında öğrencilere kendine güven hissini vermekti, nitekim başarılı olduk.”

“İlk nesnelerin interneti patentini alan biz olduk”

Ülkesi için ne yapabilirim düşüncesiyle Türkiye’ye dönen ve 2012 yılında Stratejik Yenilikçi Girişimler şirketini kuran Özkul, son derece değerli projeler geliştirerek 50’den fazla patent aldı. 2010 yılında başvurduğu Metal Yorgunluğu Ölçen Sensör patentinin, IoT Patent denilen (Internet of Things) ilk Nesnelerin İnterneti patenti olduğunu söyleyen Özkul, “Bunun gibi başka projeler de var. Birçok tıbbi buluşa imza attık. Bu patentlerin birçoğu da yenilebilir enerji ile ilgili. Rüzgar Destekli Bina İklimlendirme, Denizcilik için Yeşil Enerji, Çölden Güneş Enerjisi ve Avrupa için Yüksek Enlem Güneş Kolektörü patentlerden bazıları. Bu patentleri ülkemdeki inovasyonu tetiklemek için yani bir amaca yönelik aldım." Özkul, "Patent olarak satarsanız çok fazla bir değeri yok fakat patenti bir ürüne çevirip satarsanız değeri bin misline çıkıyor” yorumunu yapıyor.

Gemiler İçin Yeşil Enerji Projesi'ne Singapur Talip

2018 yılında patentleri hayata geçirme amacıyla Kuluçka Merkezi’ne girdiklerini ve bir start-up olarak patentlerine yatırım çekmek istediklerini ifade eden Prof. Dr. Özkul, duygularını şöyle dile getiriyor: “Patentlerimizi, Türkiye’deki firmalarla birlikte hayata geçirmek istiyoruz. Bunlar öyle büyük projeler ki yaptığınız zaman hem istihdam yaratacaksınız hem de dünya için üreteceksiniz. Dünyanın süper gücü haline gelebilecek imkana sahibiz. Bunu gerçekten inanarak söylüyorum. Bizim sadece vizyon konusunda sıkıntımız var. Bunu yurt dışı ve yurt içinde görüştüğümüz yatırımcıların bakışlarında görebiliyoruz. Çin’in ulusal laboratuvarı, Çölden Güneş Enerjisi projemizde bizimle çalışmak istedi. Çünkü onların da kumu taşa çeviren bir teknolojisi varmış. Bu patentle oldukça ilgilendiler fakat proje hayata geçmedi. Mesela şu an gemilerde yenilebilir enerji için bir projemiz var. Projeye Singapur’dan bir firma talip oldu; ortak girmek istiyorlar. Bu projeyi Türkiye’de hayata geçirmek istediğimiz için henüz kararsızım. Saha İstanbul’dan çok ümitliyim çünkü projelerle çok ilgileniyorlar.”

“Hidrojeni depolayacak kartuş geliştirdik”

Dünyada enerji alanında yaşanan en büyük sorunun enerjiyi depolamak olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkul, bu konuda en kıymetli malzeme olan bor rezervinin yüzde 73’ünün Türkiye’de bulunduğunu belirtiyor. 2000’li yıllarda dünyada hidrojen ekonomisine geçmek için yapılan çalışmaları anlatan Özkul, şöyle devam ediyor: “Bu konuda çok çaba sarf ettiler fakat iflas ettiler. Çünkü hidrojen, yeryüzündeki yakıtlar arasında enerji yoğunluğu en fazla olandır; bu da enerjiyi depolama anlamında büyük bir sorun yaratıyor. İşte bu depolama alanında devreye bor giriyor. Çünkü bor, enerji depolamak gibi bir özelliğe sahip. 18 kilo bor, beş litre hidrojeni depolayabiliyor. Bor madenine sıcak suyu verdiğiniz zaman anında hidrojene dönüşüyor. Siz sıcak su verdikçe bu işlem devam ediyor, bir müddet sonunda enerji bitiyor ve siz boşalan kartuşu tekrar şarj edebiliyorsunuz. Tekrar şarj ettiğiniz o kartuş yine hidrojen taşır hale gelebiliyor. Şarj etmek için de yüksek ısı yani 1200 derecelik bir güneş enerjisi gerekiyor. Bu kadar yüksek ısıya çıkabilen tek güneş kolektörü de benim tasarımımdır. Başka hiçbir proje bu kadar sıcaklığa çıkamıyor. Şimdi şöyle bir yere geliyoruz; ben 18 kilo ağırlığında içerisinde bor olan bir kartuş yapıyorum, arabaya benzin yerine kartuşu takıyorum ve bu kartuş arabamı 500 kilometre götürebiliyor. Kartuş bittiği zaman benzinciden yeni kartuş alıyorum ya da dolduruyorum. İşte hidrojen ekonomisini böyle bir kartuş teknolojisine getirebilirseniz, yepyeni bir boyut kazanır.”

“HEDEFİMİZ BİR START-UP OLMAK”

Sürekli olarak çalışan, araştıran, üreten ve proje geliştiren biri olarak, insanın bu çalışmaları yaparken ciddi anlamda mali bir desteğe ihtiyacı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tarık Özkul, bu konuda Kuluçka Merkezi’nin sağladığı desteğin altını çiziyor. Özkul “Proje geliştirme aşamasında büyük desteklere ihtiyacımız oluyor. Bu öğrenciler için nispeten kolay bir şey ama bizim gibi aile geçindiren bireyler için çok zor. Şimdi yavaş yavaş benim gibi üniversite öğretim üyelerinin de Kuluçka Merkezi’ne girmeye başladıklarını görüyorum. Çünkü bu alanda en büyük ve önemli şeylerden biri maddi destektir. Bu konuda Kuluçka Merkezi tarafından bize sağlanan destek çok kıymetli.”

“KULUÇKA MERKEZİ İLE TÜRKİYE’DEKİ EĞİTİM SİSTEMİNİ TANIMA FIRSATI BULDUM”

Prof. Dr. Tarık Özkul, firmasını 2012 yılında kurmuş; 2018 yılından beri de Kuluçka Merkezi’nde projelerini geliştiriyor. Kuluçka Merkezi'ne daha öncesinde TÜBİTAK’tan aldıkları ve geliştirdikleri tıbbi bir proje olan “1511” projesi ile girmiş. Tarık Özkul, Kuluçka Merkezi’nin kendisine çok büyük faydalar sağladığını özellikle belirtiyor ve ekliyor: “Etrafımda bir sürü genç delikanlı var. Üniversiteyi yeni bitirmiş, yüksek lisansın ve doktorasını yapan bir dolu genç arkadaş var. İşte bu durum burada büyük bir sinerji oluşturuyor. Yani her konuda uzman olan birileri var. Siz gerektiği zaman onlara ulaşabiliyor ve beraber çalışabiliyorsunuz. Dolayısıyla ben burada Türk gençliğinin eğitim sistemini tanıma fırsatı buldum.”

"MİSYONUNUZ HAYIRLI BİR ŞİRKET OLMAK, NEDEN?"

"Hayırlı bir şirketten kastım şu. Dünyada hala enerji savaşları devam ediyor. Elimizde rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi var ve bunlar çok iddialı enerji türleri. Siz bu enerjileri geliştirdiğiniz zaman petrolün önemini doğal olarak azaltacaksınız. Özellikle de yaşanan iklim değişikliğiyle birlikte yenilebilir enerji önemi oldukça artmış durumda. Ben, yaptığım çevreci ve sürdürülebilir projeleri insanlığın faydasına açmak istiyorum. Herkese faydası olsun istiyorum."

PROF. DR. TARIK ÖZKUL’UN ÖNE ÇIKAN PATENTLERİ:

METAL YORGUNLUĞU İZLEME SENSÖRÜ

Yeni icat edilen sensör madeni para büyüklüğünde olup, taşıyıcı elemanın üzerine pul gibi yapıştırılarak malzemenin kalan ömrünü takip etmektedir. Sensör malzemenin kalan ömrünü ölçer ve elektronik olarak belirlenmiş kilometrelerde kalan ömrü bildirir. RFID ve tüm IoT haberleşme teknolojileri ile uyumlu olan sensör, eski yapıların kalan ömrünü yapay zeka ve sensör yardımı ile takip edebilmektedir.

YENİ NESİL KULAK-BURUN-BOĞAZ TEŞHİS CİHAZI

Tıp uzmanı ekibimiz tarafından yapılan tıbbi keşif, bilinmeyen kökenli KBB sorunlarının teşhisinde eksik halkayı göstermiştir. Bu keşfe dayanan yeni icat edilmiş teşhis cihazı, 20 dakikalık invazif olmayan bir oturumda problemlerin kaynağını tespit edebilmektedir. Cihazın etkinliği klinik bir çalışma ile kanıtlanmıştır.

GÖZLEM UYDUSU BULUT SENSÖRÜ

İklim değişikliğiyle, dünya üzerindeki bulut örtüsü daha da belirginleşerek sorunu daha da kötüleştirdi. Uydudaki küçük bulut sensörü, uydunun sona ermesinden üç saniye önce bulut örtüsünü hedef üzerinde analiz eder ve özerk bir şekilde hedef alandan kaçınıp kaçınmayacağını önerir.

MODÜLER VE ÖLÇEKLENEBİLİR RÜZGAR TÜRBİNİ

Yeni katlanabilir ve katmanlı rüzgâr türbini tasarımı bilinen en verimli türbinlerden olup, modüler, istiflenebilir ve hepsi normal TIR kasasına sığacak büyüklükte standart bileşenlerden oluşur. Çok etkili fırtına koruma özelliği, türbin profilini yapısal dayanım gereksinimlerini azaltan basit bir "direk"e indirger. Bu özellikler maliyeti düşürür ve rüzgâr türbinlerini kullanmayı daha pratik hale getirir.