Ambargolar savunma sanayisinde millileşmeyi artırıyor Ambargolar savunma sanayisinde millileşmeyi artırıyor

Ambargolar savunma sanayisinde millileşmeyi artırıyor

Ambargolar savunma sanayisinde millileşmeyi artırıyor

25/01/2020 10:50

Türkiye’nin yerli savunma sanayisine olan ihtiyacı uygulanan silah ambargolarıyla gün yüzüne çıktı
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 4. sayısında, Türk savunma sanayisindeki millileşme hareketlerinin Türkiye’ye uygulanan ambargolarla ilişkisine değiniliyor.

"Target" dergisinin 4. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Ambargolar Savunma Sanayisinde Millileşmeyi Artırıyor” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

Ambargolar Savunma Sanayisinde Millileşmeyi Artırıyor

Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası Amerikan Kongresi’nin Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosu, Marshall yardımlarıyla sekteye uğrayan savunma sanayisindeki millileşme ruhunu yeniden canlandırdı. Türk savunma sanayisinde millileşmeye öncülük eden ve dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi ‘Defense News Top 100’de yer alan ASELSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ’ın temelleri de o dönemde atıldı. Rusya’dan alınan S-400’ler sonrası Türkiye’ye ambargo yaptırımı ve proje ortağı olmasına rağmen F-35’lerin teslimatından kaçınılması ise İngiltere’nin Osmanlı için inşa ettiği fakat teslim etmediği gemileri hatırlattı.

Savunma sanayisinde atılan her adım, ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünya ülkeleri tarafından yakın takibe alınır. Türkiye, son yıllarda hayata geçirdiği projelerle bu anlamda dikkat çekiyor. Türkiye’yi dünya savunma sanayisinin ana gündemine oturtan konu ise Rusya’ya sipariş verilen S-400 hava savunma sistemleri oldu. S-400’lerin teslim edilmesiyle Türkiye’nin F-35 Projesi’nden çıkarılması başta olmak üzere ekonomik yaptırımlar konuşulmaya başlandı. Bu durum, Savunma Sanayii Başkanlığı’nın millileşme stratejini bir kez daha haklı çıkardı. Bir asırdır belirli dönemlerde dolaylı ve direkt ambargolara maruz kalan Türkiye için yakın tarihinde önemli kazanımlar söz konusu.

Yıl 1911, Osmanlı İmparatorluğu, İngiltere’ye iki zırhlı gemi siparişi verir, gemilerin parasının büyük bölümü de halkın bağışladığı altınlar ile ödenir. “Sultan Osman” ve “Reşadiye” isimleri verilen gemilerin teslim günü geldiğinde İngiltere hükümeti, çeşitli bahaneler öne sürerek gemileri vermekten vazgeçer. Birinci Dünya Savaşı öncesi İngiltere hükümetinin gasp olarak nitelendirilecek bu davranışı, Türkiye Cumhuriyeti’nin “millileşme” zorunluluğuna büyük örnek teşkil eder. Bu nedenle savunma sanayisinin geliştirilmesi ve desteklenmesi önceliğe alınır. Mustafa Kemal Atatürk’ün savunma endüstrisinin öneminden bahsettiği İzmir İktisat Kongresi’nde Kırıkkale’de hafif silah ve mühimmat fabrikası kurulmasına ilişkin bir karar alınır ve sonraki yıllarda savunma sanayi başta olmak üzere devletin teşviki ile farklı endüstri dallarında fabrikalar kurulmaya başlanır. 1924’te hafif silah ve top tamir atölyelerinin yanı sıra marangozhaneler ve fişek fabrikaları, 1925’te Gölcük Tersanesi, 1926’da Eskişehir Hava Tamirhanesi ve Kayseri Uçak Fabrikası, 1927’de Kırıkkale Mühimmat Fabrikası ilk kurulan fabrikalar olur. 1926’da kurulan Kayseri Uçak Fabrikası ve 1936 yılında kurulan Nuri Demirağ Uçak Fabrikası ise genç Cumhuriyet’in vizyonunu gösteren önemli birer örnektir.

Alman firması Junkers ortaklığı ile kurulan Tayyare ve Motor Türk A.Ş. (TAMTAŞ); aradan geçen 13 yıl içinde 15’i Alman Junkers A-20, 15’i ABD Hawk muharebe uçağı ve 15’i de Alman irtibat uçağı olmak üzere toplamda 112 adet uçak üretme kapasitesine ulaştı. Fakat Almanlarla yaşanan “lisans çatışması” nedeniyle fabrika kapatıldı. TAMTAŞ’ın, faaliyette olduğu süre zarfında 200 civarında uçak üretildiği belirtiliyor.

UÇAK FABRİKASININ KAPATILMASI GİZEMİNİ KORUYOR

TAMTAŞ’ın boşluğunu Nuri Demirağ tarafından kurulan uçak fabrikası kapattı. Alman lisansıyla 24 adet NUD-36 eğitim uçağı ve altı yolcu kapasiteli NUD-38 yolcu uçağı üretildi. Uçak ve planörlerin tasarımlarını Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan çizdi. Reşit Alan, pilotluğunu yaptığı bir test sürüşünde uçağın hendeğe düşmesi sonucu hayatını kaybetti. Bu nedenle uçak fabrikasının almış olduğu siparişler iptal edildi. Bir kanun çıkarılarak, uçakların yurt dışına satılması yasaklandı ve adeta fabrikanın kapatılmasına zemin hazırlandı. Yerli uçak fabrikasının kapatılması ile ilgili çeşitli iddialar olsa da kapatılma nedeni hâlâ gizemini koruyor.

KIBRIS BARIŞ HAREKATI İLE GELEN AMBARGO

Türkiye’nin direkt olarak ambargoya maruz kaldığı bariz örneklerden biri de ABD'nin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türkiye’ye askeri malzeme ve teçhizat satışını yasaklaması ile yaşandı. 5 Şubat 1975 yılında başlayan ve üç yıl süren silah ambargosu kapsamında, NATO çerçevesi içinde gösterilen bütün askeri malzemeye ambargo konuldu. Türkiye'nin yaklaşık 185 milyon dolarlık ve bedelinin büyük bir kısmı ödenmiş silah siparişleri de bu ambargonun kapsamına alındı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklar ile Deniz Kuvvetleri'ne bağlı muhrip ve denizaltıların yedek parça sıkıntısı nedeniyle faaliyetleri kesintiye uğradı. Almanya ve İngiltere de ABD’nin yaptırım ambargo kararı doğrultusunda Türkiye’ye yardımı kesti. Parası ödenen Fantom uçakları Türkiye’ye teslim edilmedi. Bakım için ABD’ye gönderilen C-130 uçakları iade edilmedi ve Türkiye, bu uçakların hangarda bulunduğu her gün için para ödemek zorunda kaldı.

ASELSAN’IN DOĞUŞU...

ABD’nin silah ambargosu, Türkiye’nin yerli savunma sanayisine olan ihtiyacını bir kez daha ortaya çıkardı. Uygulanan silah ambargosunun olumsuz etkileri giderilmeye ve savunma sanayisinin gelişmesine yönelik bazı girişimler başlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı ile bu vakıf bünyesinde bulunan ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN ve ROKETSAN gibi milli savunma sanayi firmalarının kuruluşu, bu dönemde alınan kararlar ve elde edilen tecrübeler sonucunda gerçekleşti. 1975 yılında sadece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin haberleşme cihaz ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla kurulan ASELSAN bugün, dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen ‘Defense News Top 100’de, 52'nci sırada yer alıyor. 2018 yılında 1,8 milyar dolarlık ciroya ulaşan ASELSAN, TSK’nın ihtiyaç duyduğu birçok teknolojiyi milli imkanlarla üretiyor. 80’li yılların başında kurulan TUSAŞ (TAİ) da bugün Defense News Top 100’de yer alırken, HAVELSAN ise Güney Kore'den Umman'a, Kazakistan'dan Pakistan'a kadar 12 ülkede ürün ve çözümleri kullanılan teknoloji şirketi haline geldi.