ARGEMİP, Türkiye'nin AR-GE kültürünü geliştiriyor ARGEMİP, Türkiye'nin AR-GE kültürünü geliştiriyor

ARGEMİP, Türkiye'nin AR-GE kültürünü geliştiriyor

ARGEMİP, Türkiye'nin AR-GE kültürünü geliştiriyor

26/03/2020 12:52

ARGEMİP, 100’ün üzerindeki üyesiyle AR-GE kültürünün ülkemizde gelişmesine katkı sunmaya devam ediyor.
BU HABERİ
PAYLAŞ

Teknopark İstanbul tarafından 3 ayda bir yayımlanan "Target" dergisinin 5. sayısında, ARGEMİP Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Tanes ve Genel Sekreter Zeki Tuna ile ARGEMİP’in Türkiye’de Ar-Ge kültürünün geliştirilmesinde oynadığı rol hakkında yapılan bir röportaja yer veriliyor.

Target dergisinin 5. sayısına, mobil uygulamamızın dergi bölümünden ücretsiz olarak ulaşabilirsiniz.

Dergide yer alan “Sektör ve Coğrafi Olarak Bağımsız Bir AR-GE Merkezleri Platformuyuz” başlıklı yazıyı, takipçilerimize sunuyoruz:

Ar-Ge merkezleri tarafından kurulan ve tüm Ar-Ge merkezlerine açık olan, Ar-Ge Merkezleri İletişim ve İş Birliği Platformu ARGEMİP, Ar-Ge yönetim uygulamalarının kıyaslanmasına, Ar-Ge uygulamaları arasında iyi örneklerin ve ortak sorunların ortaya çıkarılmasına ve Ar-Ge merkezleri arasında iş birliğinin artırılmasına yönelik çalışmalar sürdüren bir platform. Kurulduğu günden itibaren üye sayısını hızla artıran ARGEMİP, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yetkileri ile iyi bir diyalog içinde Teknopark İstanbul’da çalışmalarını sürdürüyor. ARGEMİP Yürütme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Tanes ve Genel Sekreter Zeki Tuna ile ARGEMİP’in Türkiye’de Ar-Ge kültürünün geliştirilmesinde nasıl bir rol oynadığını konuştuk.

ARGEMİP platformunun nasıl oluştuğunu anlatabilir misiniz?

ARGEMİP, 5746 sayılı yasaya göre kurulmuş olan Ar-Ge merkezlerinin bilgi ve deneyimlerini birbirleriyle paylaşma ihtiyacından doğdu. Kurumsallaşma süreci 2015 tarihine dayanan ARGEMİP, bürokrasiden uzak, daha rahat ve samimi olsun düşüncesinden hareketle bir platform olarak Teknopark İstanbul’un çatısı altında kuruldu. Üyeleri, 5746 sayılı kanun uyarınca Ar-Ge merkezli olduğu tescil edilen, Ar-Ge merkezlerinden oluşuyor. 14 üye ile kurulan ARGEMİP, her sene yüzde 50 oranında büyüyen bir platform olarak, bugün 99 firmada 109 Ar-Ge merkezine ulaşmış durumda. Üyeliğin serbest olduğu platformun amacı Türkiye’deki Ar-Ge kültürünü yaygınlaştırmak ve birbirimizden öğrendiklerimizle daha da ileri taşımak. ARGEMİP, Türkiye’deki tüm Ar-Ge merkezlerine açık olan bir platform.

ARGEMİP, know how transferlerinin oluşmasında nasıl bir rol üstleniyor?

Adı iletişim ve iş birliği olan platformun genel yaklaşımı, Ar-Ge merkezlerini bir araya getirerek birbirleriyle konuşturabilmek. Çünkü ticari ilişkilerde, farklı şirketlerin bir araya gelerek konuşması çok kolay olan bir şey değil. Bu iletişimi birtakım aktivitelerle sağlıyoruz. Örneğin, her ayın üçüncü Cuma günü düzenlediğimiz, yaklaşık 20 firmanın katıldığı Bilgi ve Deneyim Paylaşımı toplantısı var. Bu toplantılarda konuşulacak o konu hakkında bir kişi sunum hazırlıyor. Yine belli periyodlarla bir uzmanın gelerek, bizi bilgilendirdiği seminerler düzenliyoruz. Bu seminerlere üye olmayan firmalar da girebiliyor. Bu faaliyetlerimizin yüzde 95 kadarını Teknopark İstanbul’da gerçekleştiriyoruz.

Web ayağında belli çalışmalarınız var mı?

ARGEMİP’in, herkesin erişim sağlayabildiği bir web sayfası bulunuyor. Buradan istedikleri bilgileri alabiliyorlar. Sayfamız aktif ancak henüz interaktif değil. Bu konudaki çalışmalarımız devam ediyor. Elektronik sosyal ortamımızı Linkedin’deki iki ayrı grupla sağlıyoruz. Biri herkese açık biri de sadece ARGEMİP üyelerine açık olan iki farklı grupla, üyelerin ya da merkezlerin birbirleriyle haberleşmesini sağlıyoruz.

Ülke geneline yayılma, şubeleşme gibi bir durum söz konusu mu?

Biz şubeleşmeye kapalı değiliz. Hatta İzmir’de doğal bir şubemiz oluşmak üzere. Şu anda doğal olarak ağırlık verdiğimiz bölge İstanbul ve Kocaeli ama diğer illerde de genişlemek istiyoruz. Çünkü Türkiye’nin birçok ilinden üyemiz var. Temelde, sektör ve coğrafi olarak bağımsız bir Ar-Ge organizasyonuyuz. Her sektörden ve her bölgeden üyelerimizin olmasını ve merkezi bir lokasyonda buraya üye olunmasını arzu ediyoruz.

Merkeziniz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı nezdinde nasıl bir pozisyona sahip?

Bakanlık ve ilgili müdürlüklerle oldukça iyi ilişkilerimiz bulunuyor. Çalışmalarımıza ve görüşlerimize önem veriyorlar. Çünkü genelde Ar-Ge merkezleri, Bakanlığa problemlerini tek tek bildiriyordu. Biz ise firmalardan gelen görüş ve sorunları süzgeçten geçirip, firmaların kendi yapabilecekleri noktalarda onlara yardımcı olup, Bakanlığa ortak olan görüş ve sıkıntıları raporluyoruz. Böylece Bakanlık, bu görüşün bir firmanın değil, çok sayıda Ar-Ge merkezinin ortak görüşü olduğunu bildiği için onlar açısından büyük bir rahatlık oluyor. Şu an Ar-Ge merkezlerinin bir araya geldiği, temas kurduğu ve Bakanlıkla da ilişkileri iyi olan en büyük grup biziz.

Sizin bakanlık ve üyeleriniz arasında köprü olma gibi bir durumunuz da var o zaman.

Üyelerimizin arasında Bakanlıkta sesini duyuramayacak kadar küçük olan firmalar da bulunuyor. Biz, Bakanlığa problemleri tek bir şekilde değil, toplu ve genel problemler olarak aktardığımız için daha etkili olabiliyor. Bunun yanında bir de belli konularda oluşturduğumuz çalışma gruplarımız var. Bu çalışma gruplarının ürettikleri raporlar doğrultusunda, TÜBİTAK’a ya da Ar-Ge kuruluşlarına bildirilmesi gerekenleri iletiyoruz.

Ayrıca belirli bir konuda farklı görüş açılarına sahip kişilerin sunum yaptığı, yurt dışı projelerine katılan firmaların deneyimlerini paylaştığı seminer ve toplantılar gerçekleştiriyoruz. Bir de Ar-Ge yönetimi ya da Ar-Ge teknoloji yönetimi konusunda verilen eğitimlerimiz var.

Ar-Ge merkezleri neden sizin üyeniz olmalı?

ARGEMİP, Ar-Ge yönetimi ve teknoloji yönetimi konusunda konuşabileceği, problemlerini anlatabileceği ve başkalarının da bu konudaki çözümleri duyabileceği bir ortam. Bize katılan Ar-Ge Merkezleri, diğer merkezlerin neler yaptıklarını görebiliyorlar. Bu, firmalar için önemli bir dışa açılma mekanizması. Bunun yanında ARGEMİP’in Bakanlık ile ilişkileri her zaman pozitif ve yapıcı olmuştur. Ortaklı rekabet öncesi iş birliklerinde, düzenlediğimiz eğitim, seminer ve sempozyumlarımızla firmalara, birçok konuda faydalı olduğumuzu düşünüyorum. Bu aralar Bakanlık ve TÜBİTAK’ın çağrıları da projelerin ortaklı projeler olması yönünde. Biz de 100’ün üzerinde üyemizin olduğu bu platformda, ortaklı çalışmalara yeni arayışlar içerisindeyiz.

Teknopark İstanbul’un buradaki rolü nedir? Burada yaptığımız etkinliklere firmalar da katılabiliyor ve böylece Teknopark İstanbul’daki firmaların Ar-Ge merkezleri ile konuşabileceği bir ortam doğuyor. Hem Bakanlık hem Teknopark İstanbul hem de biz, Ar-Ge merkezleri ile teknoloji geliştirme bölgelerindeki firmaların birbirine rakip olmadığı aynı ekosistemin paydaşları olduğu görüşündeyiz.